English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sorunlar

Sorunlar Çeviri Portekizce

12,673 parallel translation
Sonrasında sağlık sorunları nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım.
JURADO DISPENSADO... tive de sair devido a uma emergência médica.
Sizin ya da oğlunuzun ya da kızınızın ya da sevdiğiniz herhangi birinin başına bir şey gelene kadar sistemin sorunlarını göz ardı etmek kolaydır.
Se não nos acontecer a nós ou a alguém que amamos, é fácil ignorar os problemas do sistema.
Oturup, birbirimizin sorunlarını dinleriz.
Escutamos os problemas dos outros.
Onlar yürüyen lağım işte, sırf kendi sorunlarıyla ilgileniyorlar.
São esgoto ambulante. Só pensam nas suas futilidades.
Çok ciddi endişe sorunları var.
Ele tem grandes problemas de ansiedade.
Kolonilerde çözülmesi gereken sorunlar var.
Nas colónias, há problemas para resolver.
Benim uzman olduğum sorunlar.
Problemas dos que eu gosto.
Uçuşta bazı sorunlar yaşıyoruz.
Estamos com dificuldade no voo.
İnsanların sorunlarıyla başa çıkma konusunda çok yetenekliyim karizma sahibiyim.
Descobri que lidar com pessoas era a minha melhor habilidade. Tenho muito carisma...
İşteki sorunları halledeceksin.
O que vais fazer em relação ao trabalho, Will?
Burada bizim sorunlar hakkında konuşmak.
É lá que falamos dos nossos problemas.
Ama olan tüm sorunları ile... Maggie sensiz güvenli olacaktır.
Mas a verdade é que, com a pressão que tens em cima de ti, a Maggie está mais segura sem ti.
Saçma miktarda kişisel sorunlar yaşıyorum.
Tenho andado a lidar com uma quantidade absurda de problemas pessoais.
Gerçek sorunları düşünmektense yemek ve eğlenceyle dikkatimizi dağıtmanın daha kolay olduğunu söylerdi.
É mais fácil distrairmo-nos com comida e espectáculos do que pensarmos sobre os verdadeiros problemas.
Bay Greene, burada bazı sorunlar yaşadık.
Sr. Greene, tivemos uns problemas por aqui.
Adlai sorunlarını, hepsinin üstesinden geliyorduk...
Todos os problemas que o Adlai tinha...
Yönetimle sorunların oldu, çıkar çatışmaları yaşadın.
Teve problemas de gestão, conflitos de interesse...
Babasıyla çözemediği sorunları mı varmış?
Problemas n � o resolvidos com o pai?
Hâlâ bazı kodlama sorunlarını halletmeye çalışıyorum ama evet. Ne zamandan beri halletmeye çalışıyorsun?
Ainda estou a resolver problemas de codificação, mas sim.
Masraflı sağlık sorunları olan altı tane papağanım var.
Tenho seis papagaios com problemas de saúde caríssimos.
Çocuklar, anne babalarının sorunlarından ve duygularından etkilenirler.
As crianças são afectadas pelas emoções e pelos problemas dos pais.
Stephanie bazı sorunlar yaşıyor ve Michael son zamanlarda tuhaf davranıyor. Hatta Michael'a göre bile. Ve...
A Stephanie tem tido alguns problemas e o Michael tem agido de forma estranha, mesmo sendo o Michael, e...
Ama şimdi o tüm ofise karımın ailesel sorunlarımızı tek akşamlık da olsa yemeğe yansıtmadan gelemediğini söyleyecek olan katlanılmaz patronum.
Mas é o meu patrão insuportável, que agora vai contar a toda a gente no escritório que a minha esposa não aguenta sequer um jantar sem mencionar os nossos problemas familiares.
Sanırım dengesiz bir tarafım gerçek sorunları olanın bir tek ben olduğumu sanmak istiyor.
Há uma parte perturbada em mim que gosta de pensar que sou a única com problemas.
Başka bir deyişle ben mahkemeye öfke sorunların çözüldü diyene kadar buradasın.
Posto doutra maneira, ficas aqui até eu notificar o Tribunal que já sabes lidar devidamente com a tua raiva.
Sorunlarını çözmen için seni tedaviye yolladım.
Mandei-o tratar os seus problemas.
Benim daha büyük sorunlarım var.
Eu tenho mais problemas.
Adam gibi adamlar kalır ve sorunlarıyla baş eder.
Homem não foge dos seus problemas.
Sebze isimli erkeklerle ilgili ciddi sorunları varmış.
A tua miúda tem um problema com rapazes com nomes de legumes.
Oren, iş yerindeki sorunlar böyle halledilmez!
Oren, isto não é maneira de resolver uma disputa no local de trabalho!
Kendi sorunlarınla yaşa, ben de kendi sorunlarımla yaşayacağım.
Então, fica com os teus problemas que eu fico com os meus.
Dorothy ile bazı sorunlarım var ama birbirimize bağlıyız.
A Dorothy e eu temos alguns problemas, mas estamos ligados, percebes?
Onun sorunlarının daha ziyade ruhsal durumu olduğundan endişeli.
Ele está preocupado que os problemas dela sejam de natureza espiritual.
Hatta davranışsal sorunlarından önceki.
O do antes dos problemas de comportamento.
Çünkü bazen insanlar sorunların farkında olmuyor.
Porque às vezes as pessoas nem percebem que algo estava mal.
Hükümet yetkilileri, Birleşik Devletler'de hiçbir tehdit olmadığını söylüyor sağlık sorunları...
Oficiais do governo acreditam que não haja uma ameaça aos EUA mesmo que os médicos tenham...
Rutinimi bozan ufak sorunlar çıkması beni mutlu ediyor.
Estou feliz por ter pequenos desafios para quebrarem a minha rotina.
Tüm sorunlarınız için.
por todos os seus problemas
Ciddi ruh sağlığı sorunları var. Geniş spektrum.
Ele tem sérios distúrbios mentais a todos os níveis
Sen ve sorunların umurumda değil.
Não quero saber dos teus problemas.
Hayır, onun zaten akli sorunları vardı.
Não. Ela sempre teve problemas mentais.
Tüm sorunlarını çözeceğim ama tek bir şartım var.
Vou resolver todos os seus problemas, mas só tenho uma condição.
Lütfen beni de bekle! Terk edilmeyle ilgili sorunlarım var.
Tenho problemas com o abandono!
Vay be, amma büyük sorunlarımız var.
Caramba, temos problemas aqui!
Cate 16 yaşında Harper, 16 yıllık sorunlarıyla.
Ela tem 16 anos, Harper, com problemas próprios da idade.
"Çölde ne işi var, sorunlar burada?" dedi.
Ela disse, "O que é que ele anda a fazer no deserto? Os problemas dele estão aqui."
Ama wi-fi sorunlarımızın en küçüğü.
Mas, sabe, o sinal Wi-fi é o menor dos nossos problemas.
İki, aynen aktarıyorum, "Wi-fi sorunlarımızın en küçüğü."
Segundo - e passo a citar, "O sinal Wi-fi é o menor dos nossos problemas."
Zorlu, karmaşık sorunları basit, anlaşılır kılarım.
A tornar coisas e situações complicadas mais suaves, mais facéis.
Tek kötü yanı artık sorunlarım için bir mazeretim kalmaması.
O único senão é que agora não tenho nada... para culpar os meus problemas.
O kitabı ben yazdım, Bay Davis hâlâ burada olduğuma göre belli ki buradaki tavırlarınızla ilgili bazı sorunlarımız var ciddi bir dış görünüş sergilemeniz gerekli, yani takım elbise giyip kravat takmanız gerek, spor ayakkabı ya da böyle pantolonlarla olmaz kırış kırış gömlekler giymeniz de uygunsuz.
Eu escrevi as regras, Sr. Davis. E enquanto estiver aqui, parece que há uns assuntos de comportamento a clarificar. Vai manter uma aparência profissional.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]