Call a cab translate Turkish
625 parallel translation
Call a cab.
Taksi çağır.
Have you your own car, or shall I call a cab?
Araban var mı yoksa taksi mi çağırayım?
Call a cab.
- Bir taksi çağırın.
- Sascha, call a cab.
- Sascha, bir taksi çağır.
- Sure you don't want me to call a cab?
- Taksi çağırayım isterseniz?
- Call a cab, porter. - Yes, sir.
- Taksi çağır evladım.
I'll call a cab for you.
Senin için bir taksi çağırayım.
May I call a cab?
Taksi çağırayım mı?
- You call a cab?
- Taksiyi siz mi istediniz?
And don't forget to call a cab
Istersen bir taxi cağırim.
Call a cab.
Taksi çağırın.
- Mr. Brown says to keep her happy, call a cab.
- Bay Brown kız mutlu olsun dedi. Taksi çağır.
- Call a cab, Chick.
- Taksi çağır, Chick.
I'll call a cab.
Bir taksi çağıracağım.
Roger, you said you were going to call a cab.
Roger, hani taksi çağıracaktın.
We should call a cab.
Biz en iyisi bir taksi çağıralım.
Shall I call a cab for you?
Korkarım taksi bulmak zor gibi. Size bir taksi çağırayım mı?
Charles, call a cab for these gentlemen, please.
Charles, beyler için bir taksi çağır lütfen.
- Good. Shall I call a cab?
Taksi çağırayım mı?
- Shall I call a cab?
Bir taksi çağıralım mı?
May I call a cab for you?
Senin için bir taksi çağırmamı ister misin?
I'll call a cab.
- Taksi çağırsam daha iyi. - Israr ediyorum.
I better find something to put on and call a cab.
Üzerime giyecek bir şey bulup bir taksi çağırsam iyi olur.
No, don't call a cab.
Taksi çağırma.
- Did you call a cab, miss?
- Taksi mi çağırmıştınız bayan?
''You can take it on the chin Call a cab und begin to recover
" Sonra bir taksi çağırır,
Would you call a cab?
Bir taksi çağırır mısın?
- Want me to call a cab?
- Taksi çağırayım mı?
No, I want to be perfectly conscious when I call a cab.
Hayır, taksiyi çağırdığımda bilincimin yerinde olmasını isterim.
I'll call you a cab.
Size bir taksi çağırayım.
Call me a cab!
Bana bir taksi bul!
Call me a cab, dear.
Bir taksi çağır hayatım.
I could call you a cab, if you ask nicely.
Size bir araba çağırabilirim hoşça isterseniz.
- Okay if I call you a cab?
- Sana taksi çağırsam olur mu?
Why didn't you call for a cab?
Taksiyi niçin kendiniz çağırmadınız?
Call me a cab!
Bana bir taksi çağır!
Call me a cab, I'll go to my hotel and sweat it out.
Taksi çağır, otelime gidip ter atarım.
Well at least let me call you a cab.
- İstemez.
Shall I call you a cab?
Size bir taksi çağırayım mı?
Should I call you a cab.
- Taksi çağırayım mı?
Before we call you a cab, I think we have a little more talking to do.
- Ben çamaşır yıkayayım. - Tamam. Çok güzel martini yapıyorsun, Ho-Jon.
Call me a cab.
Bana bir taksi çağır.
You can stay if you like, but call me a cab, please.
İstiyorsanız kalabilirsiniz ama bana bir taksi çağırın lütfen.
Call me a cab...
Bir taksi çağır.
We could call you a cab.
Sana taksi çağırabiliriz.
Mom, you gotta call me a cab.
Anne, bana bir taksi çağır.
- Maybe I should call you a cab.
Sana bir taksi çağırayım. - Evet.
Drop the car off the beach house and call yourself a cab.
Arabayı sahil evinde bırak ve kendine bir taksi çağır.
Call me a cab, this instant.
Bana bir taksi çağır hemen.
Are you going to call me a cab, or do I have to walk?
Bana taksi çağıracak mısın yoksa yürümek zorunda mı kalacağım?
You call me a cab.
Taksi çağır.
call a doctor 72
call an ambulance 398
call a bus 18
call again 18
a cab 31
cabron 18
cable 74
cabo 17
caballero 17
cabbage 48
call an ambulance 398
call a bus 18
call again 18
a cab 31
cabron 18
cable 74
cabo 17
caballero 17
cabbage 48
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
call me later 113
call you tomorrow 22
call you later 70
call me when you're done 29
call me when you can 24
call me if you need me 44
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
call me later 113
call you tomorrow 22
call you later 70
call me when you're done 29
call me when you can 24
call me if you need me 44