English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Even a little

Even a little translate Turkish

2,654 parallel translation
Usually, I'd have soup or pasta, and a little bit of fish, and even a little square of cheese, and bread and an orange.
Genellikle çorba veya makarna, ve birazcık da balık, ve hatta küçük bir parça peynir, ekmek ve portakal bile olurdu.
Can't you suppress the tic even a little?
Şu tikini birazcık zapt edemez misin?
Exotic, artsy, even a little heroic with my A.A. coins.
Egzotik, sanatla ilgili, alkolü bırakma fişlerimle kahraman bile sayılırım.
Not even a little.
Kesinlikle hayır.
- Not even a little bit.
- En ufak bir sevgi yok.
Silas was never involved in Pouncy House, not even a little.
Silas'ın Saldırak Evi'yla bağı yoktu. Hem de hiç.
Aren't you even a little bit curious?
Azıcık da olsa merak etmiyor musun?
Not even a little?
- Hiç mi?
It was loving and sexy and personal, and even a little, even a little weird.
Sevgi dolu ve seksiydi. Kişiseldi ve hatta biraz garipti.
Not even a little.
Hemde hiç.
That's not even a little bit true.
Bunda azıcık bile doğruluk payı yok.
Maybe even a little envious.
Belki biraz da seni kıskanıyorum.
You're telling me you weren't even a little bit scared?
Azıcık bile korkmadığını mı söylüyorsun?
None? Not even a little bit?
Biraz bile mi?
Even when you were a little boy, people always said that you were going to grow up to be just like me.
Küçük bir çocukken bile insanlar, büyüdüğünde benim gibi olacağını söylerdi.
Even right now, I feel a little transgressive.
su anda bile kendimi suçlu gibi hissediyorum.
She... She gave my brother a chance, even for a little while, to be really, really happy.
O kısa bir süreliğine de olsa kardeşime çok ama çok mutlu olma şansı verdi.
I even signed a little heart next to my name.
Adımın yanına kalp bile çizdim.
Phyllis has always been a little bit of a pain, even back in high school.
Phyllis daima biraz can acıtırdı, lisede bile.
You just have to stay away from the body just for a little bit you shouldn't even be seeing him like this.
Cesetten biraz uzak durmalısınız Onu bu şekilde bile görmemeniz gerekiyordu.
Not even for a little while?
- Kısa bir süre bile olmaz mı?
She was most unusual to start off with, being, you know, a little bit older than him and also being so successful in her own right as a businesswoman, but I think it could actually be quite unusual, even by today's time.
Kendisinden daha yaşlı olduğundan ve bir işkadını olarak başarılı bir şekilde kendi ayakları üzerinde durabildiğinden en sıra dışı olan oydu ama günümüz koşullarında bile oldukça yadırganacağını düşünüyorum.
Drama : I have to admit, even I find it to be a little creepy.
Kabul edeyim, bana bile biraz manyakça geliyor.
I was doing a little recon to confirm his sexual orientation- - for your benefit, I might add- - and things got a little out of control, which shouldn't be a big deal, considering you've never even been out with the guy.
Cinsellik eğilimiyle ilgili bir araştırma yapıyordum ki ekleyeyim bu senin yararınaydı. Olaylar biraz kontrolden çıktı ki büyütülmemeli çünkü adamla hiç çıkmamışsınız.
You know... even when you were a little girl, you were a serious person.
Sen küçük bir kızken bile ciddi biriydin.
Even I felt a little something in my lady loins when he did that magic sex dance.
O seksi dansı yaptığında ben bile kasıklarımda bir şeyler hissettim.
No, Donna, listen, even if your soul hurts a little bit- -
Hayır, Donna, dinle ruhun birazcık bile yaralanırsa...
I mean, I even know her a little bit.
Ben bile onu biraz tanıyorum.
Even for a dirtbag like Little T?
- Küçük T gibi bir pislik için bile mi?
Little dude made a big deal about no one ever going into his room for any reason, not even to clean.
O ufaklık benimle bir anlaşma yaptı. Kimse odasına hiçbir şey için kesinlikle girmeyecekti temizlik olsa bile.
Like the time I lent your mother my beaded cocktail dress, and she spilled a little red wine all over it, and it never even occurred to her to have it cleaned.
Mesela annene ödünç verdiğim boncuklu kokteyl elbisemin her yerine biraz kırmızı şarap döküp hiç temizlemeye bile lüzum görmediği zamanki gibi.
Nice of him to leave us a little reading material, though, even though it's a year old.
Bize okumamız için bir şeyler bırakması ne hoş, hem de bir yıl eski bir gazete.
There is no such thing as "the one," and even if there were, don't you think you're a little young to have found him?
"Doğru kişi" diye bir şey yoktur ama olsaydı bile onu bulmak için biraz küçük değil misin sence de?
Even for a dirtbag like Little T?
Little T gibi bir pislik için bile mi?
I'll admit even Gibbs has begun to grow on me a little bit.
Gibbs'i bile sevmeye başladığımı kabul etmeliyim.
I want you to throw a party... open bar, all-you-can-eat cannolis, live set, maybe, from our favorite band... a little KISS... and you know, we can even have the tattooed lady we saw dancing in Coney Island.
Senden bir parti vermeni istiyorum. Açık büfe, bir sürü pasta, en sevdiğimiz gruptan canlı müzik belki. Şu Coney Island'da gördüğümüz dövmeli dansçı kız bile olabilir.
And, Freddie, even though it's a little extreme to violate a man with bees, you should at least appreciate that Sam did it'cuz she cares about you.
Ve Freddie, birine böceklerle şiddet uygulamak biraz aşırı olsa da en azından bunu seni düşünmesinden dolayı yaptığı için minnettar olmalısın.
The fact that your ex-husband slept here and you slept there and there's cigarettes- - even as a trusting person, just a little hard for me not to get bumped by that.
Gerçek şu ki, eski kocan burda uyudu ve sen de burda uyudun ve burda sigaralar- - çabuk inanan bir insan olarak bana bile bundan, etkilenmemek biraz zor geliyor.
He's so worried about his little princess of a daughter, but he doesn't even know that most of his subordinates are banging the little whore.
Kızı için çok endişeleniyor ama altında çalışanların bir çoğunun onu küçük bir orospu gibi düzdüğünden haberi yok.
I'm gonna tell you a story about a little girl who entered a beauty pageant... Even though she was very, very scared that she was going to lose.
Kaybetmekten çok ama çok korkmasına rağmen güzellik yarışmasına katılan küçük bir kızın hikâyesini anlatacağım sana.
I was... In love with Mark, I think, even for a little while.
Ben Mark'a da aşıktım, kısa bir süre de olsa.
I think that it's great that you've done the whole costume and shit, even though you're in a little wheelie, and don't get me wrong, I mean, I get what you're going through.
Bütün o kostüm ve iğrenç şeyleri yapmış olman... küçücük bir tekerlekli sandalyede olmana rağmen, bence harika... Beni sakın yanlış anlama senin neler çektiğini anlıyorum.
Well, the surgeon in San Francisco said that even if you just got a little bit of it, the symptoms wouldn't be as bad.
San Francisco'daki cerrah, birazını bile alsanız semptomların bu kadar kötü olmayacağını söyledi.
Even when he was a little guy, he always really fought back.
Daha çok küçükken bile hep mücadele ederdi.
Even though my first date with Naomi was a little awkward, our second date was a lot awkward.
Naomi'yle olan ilk randevum biraz garip geçmiş olsa da ikinci randevumuz çok daha garip geçmişti.
Even now when I see a chimp or a little old Greek woman, I get pretty PO'd.
Ondan beri ne zaman bir şempanze veya yaşlı bir yunan kadın görsem tepem atıyor.
( CHUCKLES ) Perhaps we may even frighten away the ghost of so many years ago with a little illumination, gentlemen!
Hatta belki biraz aydınlanmayla, o çok eski yılların hayaletini korkutup kaçırabiliriz, beyler!
I want to say things to you that I haven't even said to Sam, and that feels a little weird because...
Sam'e bile söyleyemediğim bir şey söyleyeceğim sana.
I think Laurel created Kelly Latimer, made up this whole "It Girl" feuding story, even hired a little crook like Trent when Kelly needed cash.
Bence Kelly Latimer'ı Laurel yarattı, bütün bu "kapak kızı kandavası hikayesini" uydurdu, hatta Kelly'nin paraya ihtiyacı olduğunda Trent gibi bir sahtekarı bile kiraladı.
That's a little too convenient, even for you.
Bu biraz fazla uygun, senin için bile.
It was just a little thing and I didn't even know you back then, so...
Önemli bir şey değildi zaten ve bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]