English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Give me a smile

Give me a smile translate Turkish

170 parallel translation
Come on, give me a smile.
Hadi, bir gülücük ver bakayım.
"Just give me a smile and I'll help you collect."
Gülümsemeniz yeterli!
Give me a smile!
Şimdi gülümse bakalım!
Give me a smile.
Gülümse bana.
# You'll say you would You'll give me a smile #
Kalırım diyeceksin, gülümseyerek bana
# You'll give me a smile #
Gülümseyerek bana
"'Just give me a smile and I'll help "?
Bana gülümseyince ben de göz mü yumacağım?
Give me a smile
Gülümse
Come on, now. Give me a smile.
Haydi ama, gülümse bana.
Give me a smile.
Bir tebessüm ver.
Raise your head a bit and give me a smile.
Başını kaldır, gülümse.
Give me a smile.
Gül bakayım bana.
That's it, give me a smile!
Ne güzel işte. Gülümse bana bir!
Give me a smile, hmm?
Hadi bana gülümse.
Give me a smile, I might get you a soda.
Gülümsersen sana bir gazoz getirebilirim.
I can't get you to give me a smile?
Bana bir gülücük bağışlar mısınız?
- Give me a smile.
- Bana bi gülücük ver. Hadi.
- Give me a smile.
- Bana bi gülücük ver.
Give me a smile.
- Gülümse bana.
Now give me a smile.
Şimdi gülümse.
Aren't you gonna give me a smile?
Buranın sahibi babamdır. Bana gülümsemeyecek misin?
I want you to give me a smile
Sadece bana gülümsemeni istiyorum.
Give me a smile.
Gülümseyin.
Please give me a smile!
Lütfen gülümseyin!
I just want you to look at the monkey and give me a smile.
Hayır maymuna bak. Evet gülümse maymuncuk.
Give me a smile, please.
Hadi gülümse bakayım.
Give me a big smile.
Gülümse.
Can't you give me a little smile?
Gitmeden önce bana biraz gülümseyemez misin?
You slip me a smile, and I'll give you my autograph.
Bana bir gülücük atarsan, sana imzalı fotoğrafımı verebilirim.
Give me a smile.
- Haydi gülümse.
Attention, give me a nice smile.
Dikkat... Senden güzel bir gülümseme istiyorum.
Give me a little smile.
Bana bir gülümse.
Give me a little smile.
Bana bir gülücük ver.
Here, never a smile, you never tell me anything. I can't give you a kiss.
Hiç gülmüyorsun, bana hiçbir şey anlatmıyorsun, sana sarılmamı bile istemiyorsun.
Now I want you to give me a nice smile, Lisa, okay?
Şimdi bana o güzel gülümsemeni göstermeni istiyorum, Lisa.
Come on, give me a smile, honey?
Bir gülücük ver bakayım, tatlım.
- Okay. Give me a big smile.
Tamam, kocaman sırıt şimdi.
- Now give me a big smile.
- Teşekkür ederim, efendim.
Don't give me that smile and I'm a virgin
Bana öyle gülümseme ben bakireyim
C'mon, give me a big smile!
Bana kocaman bir gülücük ver!
Give me a big smile!
Bana kocaman bir gülücük ver!
Give me a smile.
Gülümse bakalım.
Give me a smile.
Evet.
Okay, it's a free world. Now, you're under no obligation, but you can if you want to give me a lovely big smile. And thank you.
Şart değil ama şöyle kocaman bir gülümseyebilirsiniz.
Give me a big smile.
Gülümseyin.
- All right, look over here, give me a big smile, and say " Merry- -
- Peki. Buraya bakın. Gülümseyin ve...
She wouldn't even give me a fucking smile!
Bana bir gülücük bile vermedi.
"Give me a shy smile"
"Bana utangaç gülüşünü göster."
Then give me a big smile.
O zaman bana koca bir gülümseme ver.
Oh, I said give me a big smile.
Bana koca bir gülümseme ver, dedim.
Come on, give me a nice wide smile.
Haydi, bana geniş bir gülümseme göster.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]