Give me some time translate Turkish
485 parallel translation
Give me some time before to talk business.
Şüphem yok. Ama iş konuşmadan önce bana yerleşmek için bana biraz zaman verin.
Give me some time to blow the man down.
* Bana biraz zaman tanı yıkayım aşağı adamı. *
Give me some time to complete the crystal.
Bu bana kristali bitirmek için çok az süre bırakıyor.
Give me some time...
Dinleyin onları bulacağım.
Give me some time to get used to it.
Alışmak için bana biraz zaman ver.
Give me some time, and everything will be fine.
Bana fırsat ver, her şey çok güzel olacak.
Give me some time to breathe.
Bırak da biraz nefes alayım.
Just give me some time.
Sadece bana biraz zaman ver.
- Give me some time.
- Bana zaman ver.
Give me some time off, and then we can meet.
Bana biraz mesai ver, o zaman buluşabiliriz.
Not yet, but you gotta give me some time.
Daha değilsin, ama bana zaman tanıman lazım.
All I really wish is that they'd give me some time to be a kid.
Tek istediğim biraz olsun çocukluğumu yaşayabilmek.
Koo, you give me some time!
Koo, bana biraz zaman ver!
Just give me some time to shore up some support.
Bana biraz zaman kazandır, destek toplayayım.
Give me some time to consider it
Bunu düşünmem için bana zaman ver.
Just give me some time, okay? Just a few more days and I will have it.
Sadece bir kaç gün daha verin.
Give Me Some Time To Consider Your Proposition.
Teklifini düşünmem için zaman ver.
You gotta give me some time.
Bana biraz zaman ver.
If you give me some time, I think we can work something out.
Bana biraz zaman verirsen bir çözüm bulabiliriz.
à¢ à ¢ â € žÂ ¢ à ‚ ª give me some time à¢ à ¢ â € žÂ ¢ à ‚ ª
Bana... zaman ver..
Give me some time.
Bana biraz zaman ver.
Yeah, that, uh, sounds wonderful, but could you give me some time to think it over?
Bu, kulağa harika geliyor ama bunu düşünmek için bana biraz zaman verir misiniz?
Hey, just give me some time.
Lidya biraz zaman tanı.
Can you give me some time?
- Bana biraz zaman verir misin?
If you'd all stop talking and give me some time to think maybe I would.
Konuşmayı kesip bana düşünme fırsatı verseydin belki yapardım.
Give me some time. I can make you a senator!
Seni senatör yapabilirim.
Grace, can you give me some time?
Grace, bana biraz zaman verir misin?
You got to give me some time... so I can find whoever did it and...
Bana vakit tanımak zorundasın. Bu şekilde kimin yaptığını bulup...
You've been riding me for a long time but I'll give you some straight answers.
Uzun zamandır üzerime oynuyordun sana bazı şeyler söyleyeceğim.
Oh one or two became badly worn and I told me housekeeper to give them to a man who was doing some work for me at that time.
Ah bir ikisi fena yıpranmıştı ben de hizmetçiye onları o zaman benim için çalışan bir adama vermesini söyledim.
- Give me some time.
- Bana biraz zaman tanı. - Hayır, bunun kısa bir sürede olması lazım.
He'll back me up, till the next time I give a loan to some little guy.
Tekrar önemsiz birine kredi verene kadar beni destekleyecektir.
If you give me some more time, I can make it worse.
Bana biraz zaman verirsen beterini de yaparım.
I wonder if you would have a little time to give me some acting pointers.
Bana oyunculuk tüyoları vermek için biraz zamanın var mı acaba?
But next time do give me some more time.
Ancak bir dahaki sefere... bana daha fazla zaman ver.
Tell me, Nan, did someone some day say to you, never give in to him, never melt to him, never forget to hate him for a time, otherwise you'll lose him?
Söyle bana Nan. Hiç biri sana bir gün ; "Ona asla teslim olma, asla yumuşama ve asla nefretini unutma yoksa onu kaybedersin." dedi mi?
If you wish to be confirmed as the Count, you must give me some of your time.
Kontluğunuzun onayını istiyorsanız biraz ayırmalısınız.
Just give me a little time to make some money... and everything will be okay.
Sadece biraz para kazanmam için bana zaman ver... her şey yoluna girecek.
At least give me some more time.
En azından bana biraz süre ver. 6 ay?
Next time ask him to give some for me.
Bir dahaki sefere neden verdiğini ona sor.
Ryan, give me some smiles. Come on, we're having a good time.
Ryan, bana bir gülücük ver, Hadi, iyi zaman geçireceğiz.
Give me some more time, James.
Bana biraz daha zaman ver, James.
Just give me some time.
Bana biraz zaman ver, Esteban.
Just give me some time.
Bana biraz zaman ver.
Just give me some time, Transito.
Uzun zaman oldu, Transito.
- Give me a few tips some time.
- Bir ara bana birkaç şey öğret.
Oh, actually I started teaching because... I was hoping it would give me some free time to do some composing.
Doğrusu, öğretmenliğe başladım, çünkü beste yapmak için biraz boş zaman kalır, sanıyordum.
I must really see a doctor this time, please give me some money?
Artık gerçekten doktor lâzım, biraz para versene.
And in so far as possible, the next time you decide to pull a stunt... like the one you're currently pulling... I would appreciate it if you could give me some sort of... advance notice... so that I could either be mentally prepared... or physically absent.
Ama mümkünse, bir dahaki sefer şu an sergilediğin gibi bir gösteri... sergilemeye karar verirken... beni önceden uyarırsan hoşuma gider... ki böylece ruhen kendimi hazırlarım... ya da bedenen orada bulunmam.
Come on. Give me some more time.
Biraz daha bekleyebilirsin.
It will give me a chance to spend some time with my kids.
Çocuklarımla biraz zaman harcamak için vaktim olur benim de.
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me a number 36
give me some space 28
give me a chance 137
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me a number 36
give me some space 28
give me a chance 137
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144