English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Have you been well

Have you been well translate Turkish

1,267 parallel translation
You're already here. Have you been well?
Gelmişsin.
Have you been well?
İyi misin?
Have you been well?
İyi misiniz?
Seems to have been a tough case for you, as well.
Senin için de zor oldu galiba.
Could the goer, as you call her, have been actually going at the time? Well, yes, but the boxes, sir.
Senin deyiminle şu fahişe kız oraya sadece iş yapmaya gitmiş olamaz mı?
YEAH, WELL YOU SHOULDN'T HAVE BEEN OUT AT ALL. BECAUSE, YOU SEE, THE THING ABOUT PARENTHOOD IS,
Çünkü, babalık dediğin şey, iki günde bir sex molası verebileceğin bir şey değil!
You might as well have been ordering me to put a phaser to your head.
O emre uymam için kafama bir fazer bile dayasanız gene de uymazdım.
Considering you have not been feeling well, you're lucky I'm letting you out at all.
İyi hissetmediğini düşünürsek, seni dışarıya salıyor olmam senin için bir şans.
Well, there are certain things about you that are annoying... that other people might not have been as tolerant of.
Yani, rahatsız edici belli başlı şeylerin var... ki bazı insanların tolerans gösteremeyeceği.
Well, you know, it's funny you should ask... because we have been super, super busy.
Şey, sorman ne garip... Biz, inanılmaz meşguldük.
Well, Chet, you have been an awfully loyal subject.
Chet, sen bana daima sadıktın.
Well, I might have been exaggerating a little bit but, you know, I thought about it, and you're right.
Tamam, biraz abartmış olabilirim ama düşündüm ve haklısınız.
Well, it should have been, honey You're sleeping on a $ 5,000 mattress with $ 5,000 sheets and the indentation of a 5,000-pound man
Tabii öyle, canım. 5.000 adamın diktiği 5.000 dolarlık çarşafı olan 5.000 dolarlık yatakta yatıyorsun.
Well, Dexter, you guys have been both so helpful.
Şey, Dexter, Çocuklar gerçekten çok yardımcı oldunuz.
Well, Dantes, it is for accepting that treasonous correspondence... that you have been denounced by your own first mate, a Monsieur Danglars. - What?
Dantes, bu birinci kaptanın Mösyö Danglars'in hakkında yaptığı... vatan hainliği suçlamasını kabul ettiğin anlamına geliyor.
Well, I won't lie to you, it's been a tough day. But I have a very important call to make.
Salak nasıl olduğunuzu bilmek istiyor.
Well, it's been three years, sweetie. You have to just finally...
- Wow, üç sen geçmiş üzerinden, biliyorum sonunda...
Bugs... well, Mr. Haff, what kind of bugs have you been seeing?
Böcekler... Şey, Bay Haff, gördükleriniz ne tür böceklerdi?
Well, you have been here for a while, so...
- Neden, ben daha yeni geldim.
Well, he might have been solid when you knew him, but he ain't solid now. He wasn't solid when he was faced with me, with that whiteness.
- Evet ama benimle karşılaştığında soğukkanlı değildi.
Because if you're told you're being given a message from God well, there have been previous messages.
Çünkü eğer sana Tanrı'dan bir mesaj aldığın söylendiyse, bundan önce de bazı mesajlar olmalı.
Well... whatever you're doing... you have no idea how much has already been lost... what I've had to do.
Evet her ne yapıyorsan neler kaybettiğin hakkında hiçbir fikrin yok... Ne yapmalıydım?
Well, there may have been an attraction when she met him last night, but if Kimberly knew anything I'm sure she'd tell you.
- Dün gece tanıştıklarında bir yakınlaşma doğmuş olabilir, ama eminim Kimberly bir şey bilse sana söylerdi.
Well, you have been a little busy lately.
Son zamanlarda epey meşguldük.
Well, he's been orbing a lot longer than you have.
Peki, o var çok daha uzun orbing be.
Well, you must have been expecting someone, or did you think you could really slip through those bars?
Şey, birini bekliyor olmalısın, yoksa o parmaklıklar arasından geçebileceğini düşünmüyordun ya?
Oh, well, then, maybe you would like to explain to me why you have been sleeping with my boyfriend for the past three months.
O zaman neden son üç aydır erkek arkadaşımla yattığını açıklar mısın?
Well, you know, historically, your parents have been, um, overbearing, controlling, crazy people.
Geçmişe bakacak olursak ailen biraz... bunaltıcı idare etmeyi seven, deli insanlar.
It was one minute on my success in the business world, and that went very well. And it was ten minutes on the possibility that if I had had sex with a different man at a different time in my life, you wouldn't have been born. - What?
Sonraki on dakika boyunca ise farklı bir zamanda, farklı bir adamla seks yapsaydım senin doğmayacağını tartıştık.
WELL, HAVE YOU BEEN LOOKING?
Aramaya başladın mı?
WELL, IF I'D BEEN THERE, I'D HAVE PINNED YOU BOTH TO THE BED AND DONE THE DOZEN-DOZEN, 12 ORGASMS IN 12 DIFFERENT POSITIONS.
Eğer orada olsaydım, ikinizi de yatağa çiviler ve arka arkaya 12 ayrı pozisyonda 12 kez orgazm olmanızı sağlardım.
WELL, IF IT HADN'T BEEN FOR YOU, I NEVER WOULD HAVE THOUGHT SERIOUSLY ABOUT GOING TO TIBET.
Sen yanımda olmasaydın, asla gerçekten Tibet'e gitmeyi düşünemezdim.
WELL, THOSE PEOPLE AREN'T MICHAEL. AND YOU WEREN'T SO FUCKING NONCHALANT WHEN YOU THOUGHT YOU MIGHT HAVE BEEN INFECTED.
Ayrıca Aids'e yakalanan siz olsaydınız bu kadar ilgisiz olmazdınız.
Well, after what you've been through... you don't have to be nice to anybody.
Yaşadığın onca şeyden sonra zaten kimseye karşı iyi olmana gerek yok.
I have a weird feeling I've been here before Well, I shouldn't tell you this but a famous person lives here
Erkek olduğunu hatırlıyorum.
WELL, CHERYL, WHAT HAVE I BEEN TELLING YOU FOR 10 YEARS?
Cheryl, on yıldır sana ne anlatıyorum?
Have you been taken? Well, so has she.
Alındınız mı hiç?
Well, you can see we do have your CNP navigation program here on Galactica, but our computers aren't networked, so it's never been loaded into primary memory or even test run.
Gördüğünüz gibi Galactica'da da N.K.P. navigasyon programınız var. Ama bilgisayarlarımız ağa bağlı değil, yani ana belleğe hiç yüklenmedi ya da hiç deneme yapılmadı.
This has been a test of your emergency response systems, and I have to say you've all done extremely well.
Bu acil durum sistemlerinizi test etmek içindi, ve söylemeliyim ki çok iyi iş çıkardınız.
Well, you see, my little Matthew... there's something Theo and I have been meaning to do for a long time... but we've been waiting for the right person to do it with.
Şey... Theo'yla benim uzun zamandır yapmayı düşündüğümüz bir şey var ama bunu bizimle birlikte yapması için doğru kişiyi bekliyorduk.
Well... have you been to the basement?
Peki... Bodruma indin mi?
Well, where have you been seing them?
- Nerede gördün peki?
Yeah. Well, I'm sorry about that, but you know it could have been 50,000...
Çok özür dilerim ama, biliyorsun ki 50,000 kere de olabilirdi.
They hadn't seen me in a long time and came over... to ask about my well-being. But tell me how you have been! " l'm all right.
uzun zamandır görüşemediğimizden dolayı gelmişler beni sormak için, söylesene, sen nasılsın iyiyim merhaba yenge kaç yumurta?
After what happened yesterday I might well not have been anxious to see you for some time.
Dün akşamki olaydan sonra seninle uzun süre görüşmek istemeyebilirdim.
Until we know, we have to assume you've been exposed as well.
Aksini teyit edene kadar sen de tehlikedesin demektir.
Well, you couldn't have been that freaked out, Amanda, because your heel prints go all the way up to the body.
O kadar paniğe kapılmış olamazsın. Ayak izlerin cesedin başına kadar gidiyor.
Well, I guess it shows you how desperate she must have been.
Bu da ne kadar çaresiz durumda olduğunu gösteriyor.
Well, if you'll look, I did find that the weapon could have been cleaned after it was fired.
Benim bulgularım silahın ateşlendikten sonra temizlendiği anlamına da gelebilir.
Since when have you been worried about her well-being?
Ne zamandan beri onun iyi olması ile ilgileniyorsun?
Well, your request was accompanied by a lie... and whatever your reasons might have been... you're no longer welcome at the conference.
Bir yalanın eşlik ettiği isteğinizle... nedeniniz ne olursa olsun... artık konferansta hoş karşılanmayacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]