Have you decided translate Turkish
1,303 parallel translation
Have you decided?
Karar verdiniz mi?
So I seek your forgiveness... for I have taken a decision for my sister, without your consent. Skip the riddles. What have you decided?
Bundan dolayı... bağışlamanızı diliyorum
So... what have you decided?
Öyle... Senin neye sahip olduğunu açıkladı.
So, have you decided?
Öyleyse, kararını verdin mi?
So have you decided where you're gonna take her?
Nereye götüreceğine karar verdin mi?
Have you decided on a band for the wedding?
Düğün için kimi çıkaracağınızı düşündünüz mü?
And what have you decided, Cousin?
Peki neye karar verdin kuzen?
- Have you decided to make me lose my head?
- Aklımı başımdan almaya mı karar verdin?
Have you decided what you're going to do about this Place?
Bu yerle ilgili ne yapacağına karar verdin mi?
- Have you decided?
- Karar verdiniz mi?
And what have you decided?
Ve kararın nedir?
Have you decided how you want to die?
Nasıl ölmek istediğine karar verdin mi?
Have you decided on a name?
Bir isim belirlediniz mi?
What have you decided?
Kararı açıkla.
Have you decided where you are gonna participle in that corner or not
Buna nereden katılıp katılmayacağına karar verdin mi?
So, my dear, have you decided where you're going to go?
Ne yapmaya karar verdin?
Have you decided where you're going?
Nereye gideceğinize karar verdin mi?
Have you decided where to go?
Nereye gideceğine karar verdin mi?
Have you decided?
- Karar verdin mi?
What have you decided?
Neye karar verdiniz?
Have you decided what to do about your promotion?
Terfi hakkında ne yapacağına karar verdin mi?
Pete, have you absolutely decided to stop being a nun?
Pete, rahibeliği bırakmak kararın kesin mi?
Still no luck. Tell me, Homer. Did you have to take any special steps when you decided to have children?
Söylesene Homer, çocuk yapmaya karar verdiğinde özel bir şeyler yapmış mıydın?
If you have decided not to continue your statement the Chair recognizes the representative from Chile
Sözlerinize devam etmemeye karar verdiyseniz kurul Şili temsilcisine söz hakkı verecek.
You'll laugh, but I decided I won't have sex until I'm married.
Güleceksin, ama evlenene kadar seks yapmamaya karar verdim.
Max, we have won ever College "X" Games competition... since the beginning. And we have decided to make you our first draft pick.
Max, başlangıçtan beri bütün X oyunlarını kazandık ve seni takıma almaya karar verdik.
But if you have decided to stay here... then that gate and the world outside does not exist for you anymore.
Fakat eğer burada kalmaya karar verdiyseniz... Artık sizin için dışardaki dünya yoktur.
Now you guys tell me what you'll have decided.
Çocuklar sizce bana ne cevap verir.
Challenging us mortals was not enough for you, that you have decided to take on God.
İnsanoğluna meydan okumak senin için yeterli değildir,
Vlad Dracula, after considering your request, I have decided to grant it, and bestow upon you money and arms.
Vlad Dracula, teklifini düşündükten sonra, onaylamaya karar verdim, ve para ile asker de veriyorum.
So you have decided to go for the duel with Cool-Son Yeh... at the summit of the Forbidden City?
Demek Cool-Son Yeh ile yasak şehrin çatısında düello yapmaya... karar verdin, ha?
You were attracted to him, sensed he was male and you just decided to have sex with me?
Onu çekici buldun ve erkek olduğu için benimle seks yapabileceğine mi karar verdin?
- l thought about what you said about what's been happening around here lately and I decided that we should have dinner and figure a few things out.
- Burada son zamanlarda olanlar hakkında söylediklerini düşündüm. Ve yemek yememiz ve bazı şeyleri halletmemiz gerektiğine karar verdim.
she decided to take things into her own hands. Who needs a man to hold your hand, when you have cab fare and a black marker to write down emergency numbers?
Taksi ve acil numaraları yazacak koca bir kalemin varken elini tutacak bir erkeğe kimin ihtiyacı olur ki?
You are the most important thing that has ever happened to my planet,..... although I have not yet decided if it is a good thing or bad.
Siz bu gezegende olmuş en önemli olaysınız, her ne kadar iyi mi kötü mü olduğuna karar verememiş olsam da.
By the way, what have you decided?
Ee, neye karar verdiniz?
I would have called, but I decided it was safer to talk to you in person.
Telefon ederdim, ama yüz yüze görüşmemizin daha güvenli olacağını düşündüm.
Since you've decided to grace us with your presence, perhaps you'd have the decency to tell us where to sit.
Bizi varlığınla şereflendirdiğine göre nereye oturmamız gerektiğini söyleme nezaketini de gösterirsin belki.
You know, Beverly and I have been talking... about this whole situation and... well, we've... pretty much decided to apply as Katie's foster parents.
Beverly ve ben olan biteni ayrıntılarıyla konuştuk. Ve biz... Biz, Katie'yi evlatlık almak için başvuruda bulunabiliriz.
Also, I decided to catch up with an old friend, Kenneth Marshall, have you met him?
Ayrıca eski bir dostumu da görmeye geldim. Kenneth Marshall. Tanıştınız mı?
Um, so, guys... have we decided what we're gonna do... um, you know, if the real girl actually calls?
Pekala çocuklar... ... gerçek kız ortaya çıktığında... ... ne yapacağımıza karar verdikmi?
You haven't decided if you want to have dinner on your rooftop with a duke?
Terasında bir Dük'le yemek yemeğe karar vermedin demek.
Why this sudden interest in dance halls? Have you decided to go romantic in your old age?
- Bu yaştan sonra romantik mi olmaya karar verdin?
Have we decided on dinner or do you need some more time?
Yemeğe karar verdik mi yoksa sonra mı söyleyeceksiniz?
We've decided to bump all those incredibly prominent and terribly chic persons that you were expecting to speak at your memorial, and have me speak for two hours or so.
Tüm o önemli insanları ve töreninde konuşmalarını beklediğin tüm o küstah insanları listeden silmeye karar verdik, ve iki saat belki biraz daha fazla ben konuşacağım.
The other governors and I have decided it's time for you to step aside.
Diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte cekilme zamanınızın geldiğine karar verdik.
We talked to Miss Kikuno... and the three of us have decided to help you.
Bayan Kikuno'yla konuştuk... ve üçümüz sana yardım etmeye karar verdik.
I have decided to break my own rules... and keep all three of you
Kendi kurallarımı ihlal etmeye karar verdim ve siz üçünüzün hayatta kalmanıza izin veriyorum.
I call you a mule because you have decided that Orrie Cather killed isabel.
- Ne mektubu?
Yeah, I should have when I decided to come live with you.
Seninle yaşamaya geldiğimde doğru karar vermeliydim.
You know, we could have left this place a long time ago if we hadn't decided to help you.
Biliyorsun eğer size yardım etmeye karar vermeseydik, uzun zaman önce buradan gitmiş olurduk.
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347