English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nine years old

Nine years old translate Turkish

373 parallel translation
And no is no. Sugie, when I was nine years old, I was in love with my piano teacher.
Sugie, dokuz yaşımdayken piyano öğretmenime aşıktım.
Listen, Honey, when I was nine years old, I fell in love with my piano teacher.
Dinle Honey, 9 yaşımdayken ben de piyano öğretmenime âşık olmuştum.
- Now, you're not nine years old.
Ama sen 9 yaşında değilsin. - Onu seviyorum.
Have you seen a little boy about so high, he is nine years old,
- Hayır, görmedim. Ne zamandır kayıp?
You see, she's been totally deaf ever since she was nine years old.
O dokuz yaşından beri sağırdı.
When he was nine years old, he ran away from a fight.
Dokuz yaşındayken, bir kavgadan kaçtı.
Nine years old.
Dokuz yaşına kadar.
You're nine years old now.
Şimdi dokuz yaşındasın.
Nine years old and he was there, Craig.
Dokuz yaşında ve oradaydı, Craig.
When I was nine years old, an old clerk did something naughty.
9 yaşındayken yaşlı bir tezgahtar ahlaksızca bir şey yaptı.
When he was nine years old, his father was murdered.
9 yaşındayken babası öldürüldü.
You've grown up a lot You haven't seen me for so long of course I've grown up I can't always be eight or nine years old
Çok büyümüşsünüz çok doğal... elbette büyüyeceğim hep çocuk kalamam ki!
We were nine years old...
Dokuz yaşındaydık...
I notice in your biographical sketch... that you haven't tap danced since you were nine years old.
Kısa özgeçmişinde dikkatimi çekti. Dokuz yaşından beri tap dans yapmamışsın.
The youngest is only nine years old.
En genci yalnızca 9 yaşında.
When I was nine years old, I used to see visions visions of saints and angels, even Christ himself.
Dokuz yaşındayken hayaller görürdüm... azizleri, melekleri, hatta İsa'yı bile görürdüm.
Remember when I was nine years old... and I came down and caught you and Norman skinny-dipping?
Hatırlar mısın, ben dokuz yaşındayken... göle inmiş, seni ve Norman'ı çıplak yüzerken yakalamıştım.
I'm nine years old.
Henüz dokuz yaşındayım.
Nine years old, 60 pounds.
Dokuz yaşında, 25 kilo.
My father was nine years old.
Babam 9 yaşına gelmiş.
You were only nine years old. Yeah.
Daha dokuz yaşındaydın.
Yes, Alaska. I was nine years old.
Evet, Alaska. Ben 9 yaşındayken.
You're nine years old aren't you, Jamie?
Dokuz yaşındasın değil mi, Jamie?
When I was nine years old, I had kind of a rough time.
Dokuz yaşındayken, zor zamanlar geçiriyordum.
They are eight and nine years old.
8 ve 9 yaşındalar.
By the time I was nine years old, I was walkin'and talkin'like the Duke.
Dokuz yaşındayken Duke gibi konuşur ve yürürdüm.
I was taken away from my family when I was nine years old.
9 yaşındayken ailemden ayırmışlardı beni.
Nine years old, I'm looking at Pino, I'm thinking to myself "My God, what a great guy."
Dokuz yaşında, Pino'ya bakıp, Kendi kendime "Ne müthiş bir adam", derdim.
- My brother's nine years old. I grew up.
Büyüdüm.
I have been prepared for the realities of space travel since I was nine years old and sitting in a planetarium.
Uzay yolculuğu gerçeğine 9 yaşımda bir gökevinde oturduğumdan beri hazırım.
He's only nine years old.
O daha yalnızca dokuz yaşında.
I've been laying rubber since I was nine years old.
Dokuz yaşımdan beri direksiyon sallıyorum.
That's me, Calogero, nine years old.
Bu benim. 9 yaşındaki Calogero.
I didn't understand that, not at nine years old.
Bunu anlamamıştım. Henüz 9 yaşındaydım.
When I was nine years old, my mother's version of believing in me was believing that I could be anything, anything she wanted, the best piano prodigy this side of China.
Ben dokuz yaşındayken annemin bana inanma şekli herhangi bir şey, onun istediği herhangi bir şey, mesela Çin'in bu yakasında bir piyano dahisi olabileceğime inanmaktı.
Yes, several times... the oddest being when I was very young - nine years old.
Evet, birkaç kez. En garibini de küçükken yaşadım. 9 yaşındaydım.
I was about nine years old -
O zamanlar 9 yaşındayım...
About nine years old, and I had this peculiar dream... in which I saw myself covered with red spots.
9 yaşlarımdaydım ve her yerimde kırmızı noktaların olduğu garip bir rüya gördüm.
Just nine years old.
Daha dokuz yaşında.
I-I drank my first beer when I was nine years old.
İlk biramı dokuz yaşındayken içmistim.
- I drank my first beer when I was nine years old.
İlk biramı dokuz yaşındayken içmistim.
He looks about eight or nine years old.
Sekiz, dokuz yaşlarında görünüyor.
Cute's like when you're nine years old... and you've got papier-mache around your head.
9 yaşındaki sevimlilik gibi değil... kafada kağıttan bıçaklar falan.
- At only nine years old,
- Sadece dokuz yaşında, - Hayır!
You're not nine years old.
Sen dokuz yaşında değilsin.
Forty-nine and a half, West 110th Street, 16 years old.
Batı 110. Cadde, 49 numara, 16 yaşındayım.
- I got two granddaughters, nine and ten, two grandsons near 1 6 and I got a grandson 35 years old!
- Dokuz ve on yasnda iki, 1 6 yasna yakIasan iki, ve 35 yasnda bir torunum var!
I must have been nine, ten years old.
Dokuz, on yaşında falandım.
There is no new evidence on Elizabeth Solley, 25 years old, single, a night duty nurse at the Baxter Clinic, who jumped through a window in her 6th Street apartment, and plunged nine stories to her death in an apparent suicide
25 yaşında, bekar, Baxter Kliniği'nde gece hemşiresi olan ve 6. Caddedeki dairesinde pencereden atlayarak, "Dokuz Dairede İntihar" vakasına dahil olan,
In other words, if I said, 9-2-17 you would be nine years, two months and 17 days old.
Yani, 9-2-17 dediğimde 9 yıl, 2 ay, 17 günlüksünüzdür.
They got along fairly well up until the time I was nine or 10 years old.
9 ya da 10 yaşıma kadar iyi geçinmişlerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]