No more killing translate Turkish
141 parallel translation
No more killing.
Artık öldürmek yok.
But there will be no more killing.
Ama daha fazla cinayet olmayacak.
I had my hand on her throat and Will Zachary said to me "There'll be no more killing."
Ellerimi boynunda kenetlediğimde Will Zachary bana şöyle dedi : " Artık kimse ölmesin.
"No more killing today."
Bugün çok fazla insan öldü. " dedi.
They'll be no more killing aboard this ship.
Bu gemide daha fazla öldürme olmayacak.
There'll be no more killing aboard this ship, not even Captain Bligh.
Bu gemide daha fazla öldürme olmayacak! Kaptan Bligh bile.
There will be no more killing.
Daha fazla öldürme yok.
So no more killing today. Not even fish.
Ne ise daha fazla ölüm yok bugün, balıklar dışında.
And best of all... no more killing.
Ve en iyisi, daha fazla öldürmek yok.
Only no more killing, or there sure will be a lot of it.
Ama bir daha kimseyi öldürmeyelim, yoksa bunun arkası gelmez.
My heart isn't in it. God's my witness, Jace, I wanted no more killing.
Ama Tanrı şahidimdir yüreğimin derinliklerinde başka ölüm istemiyorum, Jase.
No more killing, Aldo.
Daha fazla ölüm yok, Aldo.
- No more killing.
- Öldürmek.
No more killing!
Artık öldürmek yok!
But if there is no escape, I come after the trouble. There is no more killing
Ama bela üzerime gelirse, kaçacak yerim yoksa, ben belanın üzerine giderim.
Please! No more killing!
Daha fazla ateş etmeyin!
- There'll be no more killing today.
- Bugün daha fazla ölüm olmayacak.
Whether you believe me or not, there's to be no more killing. Not by me.
Peder, inansanız da inanmasanız da benim tarafımdan daha fazla cinayet işlenmeyecek.
"No more killing, let's all go home."
"Artık öldürmek yok, haydi yuvamıza dönelim."
But no more killing.
Ama başka cinayet olmasın.
No more killing.
Daha fazla cinayet yok.
No more killing.
Daha fazla ölüm yok.
No more killing.
Artik öldürmek yok.
No more killing.
Artık kimseyi öldürmek yok.
No more killing!
Kimseyi öldürmek yok!
No more killing.
Başka cinayet yok.
Your BLM man reports to him, who reports to me and I'm here to tell you there will be no more killing of graboids.
O görevlinin üstü burada, onun üstü de benim. Ben de size bundan böyle Kapangil öldürülmeyecek diyorum.
- No more killing.
- Daha hiç öldürmedin değil.
Well, no more killing... anyway.
Yani en azından ondan başka.
Anyway, no more killing.
Ama artık öldürmek yok!
- No more killing!
- Öldürmek yok!
Okay, no more killing.
- Tamam, tamam. Öldürmek yok.
No more killing
Daha fazla ölüm olmamalı.
No more killing Nameless went within 10 paces of the King
Yine ölmemiş. İsimsiz Kral'a 10 adım yaklaşmıştı.
In the meantime, no more killing.
Bu süre zarfında daha fazla öldürmek yok.
We don't want no more killing here.
Burada daha fazla adam ölsün istemiyoruz.
Promise me, Chucky, no more killing. - No.
- Bir daha kimseyi öldürmeyeceğine söz ver.
- No more killing! - No, no...
- Bunu artık yapamayız!
No more killing.
Başka kimse öldürülmeyecek.
Oh, no. No, it's just that we get more newspaper attention when there's a legalized killing about to take place.
Hayır, hayır bu sayede gazetelerin ilgisini daha çok çekiyoruz yasal bir cinayet gerçekleşmesi ilgi çekiyor.
There will be no more killing and to make sure,
Daha fazla öldürme olmayacak.
- That's no more than killing a dog.
- Bir köpek öldürmekten farksız bu.
He called himself the Bat without Wings I did see him killing the boxers No more bullshit about him anymore
Kendisine Kanatsız Yarasa dedi katledişini kendi gözlerimle gördüm daha fazla saçmalama artık!
There'll be no more killing.
Artık öldürmek yok.
And I was just saying that rape is no more pointless or crude than all the killing and looting.
Ve ben de diyorum ki tecavüz de sürekli olarak süregelen öldürme ve talandan daha anlaşılmaz değildir.
"Killing that nigger gave me no more discomfort than our wives endure when they give birth to our children."
"O zenciyi öldürmek, bana eşlerimizin çocuk doğururken duydukları acıdan daha fazlasını yaşatmadı."
He said, " Killing that nigger gave me no more inner discomfort than our wives endure giving birth to our children.
Şöyle dedi. "O zenciyi öldürmek, bana eşlerimizin çocuk doğururken duydukları acıdan daha fazlasını yaşatmadı."
I'm this close to a record deal. Then... No more of the killing.
Ondan sonra artık öldürmek yok.
We ain't killing nobody no more, you all understand?
Bundan sonra kimseyi öldürmüyoruz, anladınız mı?
Enough! No! This thing's not killing any more people!
- Neden bu şey hiç etkilenmiyor?
Please, no more killing.
Lütfen daha fazla ölüm olmasın.
no more bets 114
no more war 22
no more excuses 48
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more war 22
no more excuses 48
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109