English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / No more running

No more running translate Turkish

143 parallel translation
No more running around the nightspots.
Artık gece oradan oraya dolaşmak yok.
Be no more of this, no more running from the law.
Hepsi buraya kadar artık kanundan kaçmak yok.
No more running around like a circus.
Sirk gibi dolanıp durmak yok.
No more running today, huh?
Bugün başka koşmak yok.
No more running today or perhaps tomorrow.
Bugün koşmak yok, yarın da öyle.
But no more running.
Kaçmaca yok.
Dad just came by to lay down some ground rules... for when I come home... no more running away, no more setting his cars on fire.
Babam sadece, ben eve geldiğimde kendi kurallarını uygulamaya çalışıyor. Daha fazla kaçmak yok, arabasını ateşe vermek yok.
No more running.
Artık koşmak yok.
No more running.
Artık kaçmak yok.
No more running. lt's time to die.
Kaçmak yok. Artık ölme zamanı.
No more running.
Daha fazla kaçmak yok.
Put it down now! No more running!
Onu yere at hemen!
There will be no more running of marijuana through Spurbury.
Spurbury'den bir daha asla esrar geçirilemeyecek.
- No more running.
- Daha fazla kaçmak yok.
And thirdly... and this is really the key to the whole thing... no more running around with other guys, OK?
Ve üçüncü olarak- - ve bu her şey için anahtar bir şey- - diğer erkeklerle dolanmak yok, tamam mı?
No more running, Mulder.
Daha fazla kaçamazsın Mulder.
- No more running.
- Artık kaçmıyoruz.
No more running.
Daha fazla koşturmaca yok.
No more running around town.
Daha fazla şehirde aramak yok.
No more running, Big Boy. You've been running your whole life... but you're not gonna run today.
Hayatın boyunca kaçtın, ama bugün kaçamayacaksın koca adam.
So no more running.
O yüzden artık kaçmayacağız.
No more running, prince.
Artık kaçmak yok, prens.
No more running away.
Artık kaçmak yok.
Didn't I tell you no more running?
Sana artık koşmaman gerektiğini söylememiş miydim?
- Yay! - No more running!
Peki şimdi ne olacak?
- No more running.
- Artık kaçmak yok.
No more running. No more hiding. No more secrets.
Kaçıp saklanmak yok, daha fazla sır yok.
No more running and hiding.
Artık daha fazla kaçmak ve saklanmak yok.
No more running away, no more hiding.
Bir daha kaçmak, bir yerlere saklanmak yok.
And they'll keep on as long as the penalty for running it is no more than for breaking a bottle.
Cezası artmadığı sürece de devam edecekler.
Step down to Lloyd's and take out an insurance policy and it won't cost you more than it did last week when there was no talk of a comet or the world running into one.
Lloyd's şirketine gidip sigorta poliçesi yaptırsan sana geçen haftadan daha pahalıya patlar. Çünkü geçen hafta kuyrukluyıldızdan ve dünyanın sonundan bahseden yoktu.
Yes. No more running away.
Kalmayı mı düşünüyorsun?
You are no more capable of conducting the nation's affairs than you are of running a brothel!
Artık bu ulusun işlerini bir genelevi işletmekten daha iyi yürütemezsiniz!
THE RUNNING BACKS ARE NO MORE IMPORTANT THAN THE PULLING GUARDS.
Koşucular, hücum görevlilerinden daha önemli değillerdir.
You don't do no running around no more.
Artık devriye gezmiyorsun yani.
We don't need no more degenerate donkeys... running around with guns.
Etrafta silahıyla koşan daha fazla... yozlaşmış eşeğe ihtiyacımız yok.
I just sent Patience into her mother and I hadn't planted out no more than another hour box, when Hugh McCarthy come running up looking like he'd seen a ghost.
Patience'ı annesine gönderdim. Ve henüz fala bir zaman olmamıştı ki Hugh McCarthy sanki hayalet görmüş gibi koşarak geldi.
Talking like you'll be running the country soon enough... No more excuses!
Yakında ülkeyi yönetecek gibi konuşuyorsun.
Just the more timid investors are no longer running for cover.
Utangaç yatırımcıların çoğu artık kapağa çıkmak için mücadele etmiyor.
Man, governments ain't running things no more.
Artık işleri hükümetler yürütmüyor.
I'll tell you this, we're not running any more, no.
Şunu bil, daHa fazla kaçmayacağız. Hayır...
More dopamine? - No. We're running in the antibiotics.
Hayır.Antibiyotik veriyoruz Yapacak başka bir şey yok
His brother Running Fox joked that he saw no difference in the pictures, just more white men every year.
Kardeşi Koşan Tilki, resimler arasında hiçbir fark görmediğini sadece her yıl daha çok beyaz adam olduğunu söyleyerek dalga geçti.
Write about something else, the sea, the wind, a radiator, a tram running late, no one thing's more poetic than another.
Başka konular bulun ; deniz, rüzgar, radyatör, geciken bir tren... Sonuçta hiçbir konu donuştan şairane değildir.
It's been no more than 30 or 40 minutes that I've been running, But I had not one but two deja-vu,
Yaklaşık 30, 40 dakikadır koşuyorum ama elime deja-vulardan başka bir şey geçmedi.
Look, I'm not running no more.
Bak, daha fazla kaçmayacağım.
I ain't running no more.
Artık kaçmak istemiyorum.
There are no more trains running anyway.
Gelecek başka tren yok.
And no offense meant, but if it were true that children mimicked their teachers, we'd have a hell of a lot more nuns running around.
Ve alınmayın ama çocukların öğretmenlerini taklit ettikleri doğru olsaydı dünyada çok daha fazla rahibe olması gerekmez miydi?
I ain't running no more.
Daha fazla kaçmayacağım.
One moment you are running along, the next you are no more.
Bir bakıyorsun anlaşıyoruz, sonra bakıyorsun anlaşamıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]