No more than you translate Turkish
1,399 parallel translation
It's no more than you deserve!
Bütün hak ettiğin de o zaten!
You can stop time from happening no more than you can will the oceans to overwhelm the world, or to cause the moon to drop from her outer sphere.
Geçmemesi için zamanı durdurabilirsiniz, ama okyanusların dünyayı ezip geçmesini istemenizden daha fazla birşey olmaz, veya ayın uzaydan düşmesine neden olmaktan.
No more than you and me.
Sizden ve benden daha fazla değil.
I know a lot more about what's out there than you do, and we have no way of communicating if something goes wrong.
Dışarıda, senin bildiğinden daha fazlasını biliyorum, ve bir şeyler ters gidecek olursa iletişim kurabilmenin hiçbir yolu yok.
You will be taking 20-mile hikes, rappelling 200-foot cliffs and crossing treacherous water with no more than a rope and courage.
32 kmlik yürüşler yapıp, 60 metrelik tepelerden aşağı inecek ve tehlikeli sulardan ip ve cesaret dışında hiç birşey olmadan geçeceksiniz.
No, today more than ever I want you to know what I know.
Hayır, hayır bugün her zamankinden daha çok, Bildiğim her şeyi bilmeni istiyorum.
You've damaged your brain but no more than a few drinks or five minutes on a cell phone.
Beynine zarar verdin, Kainat ama birkaç kadeh içki ya da beş dakikalık cep telefonu görüşmesi kadar.
No, right now, nothing pleases me more than serving you, Sir Integra.
Hayır, hiçbir şey beni, size hizmet etmekten daha mutlu edemez, Sir lntegra.
If I can no longer be of service... Service? Who's been of more service to me than you?
SENİ İLGİLENDİRİR
You're no more a count than I am a commoner!
Ben ne kadar halktan biriysem sende o kadar kontsun!
I should have found time to tell you earlier, I did have children with my second wife, Hilary, and there was a time when I was with Lindsay when that was all I wanted and, no, I've not been the best father in the world, yes, I could have been there more than I have, and obviously I've got regrets.
... daha önce söylemeliydim ama ikinci karımla çocuklarım oldu. Lindsay ile bir zaman geldi ki bütün istediğim buydu Hayır, dünyanın en iyi babası olamadım.
I will castrate you with no more thought than slicing a chicken's neck.
Seni bir tavuğun boynunu dilimler kadar rahat hadım edebilirim.
One of those jobs popped up. I'm down and back in three days. You know, no more than that.
- Şu acil işlerden biri 3 günlük bir iş.
OK. I think the job that you have to do here... will take you no more than three days.
- Sanırım bu iş 3 günden fazla zamanınızı alır.
I trust you no more than I trust her.
Sana, ona güvendiğimden daha fazla güvenmiyorum.
No man has been more helpful to me in my time of trouble than you... but I must say that tonight was my absolutely, positively... final last performance.
Sıkıntı anında hiç kimse bana daha fazla yardımcı olamazdı. fakat bu gece söylemeliyimki olumlu olarak, son final performansın...
I could no more stab an innocent man than I could stab you.
Artık masum birini bıçaklamam seni bıçaklamak gibi olur.
No... you're much more attractive than I originally expected actually.
Hayır aslında beklediğimden çok daha çekicisin.
My grandmother is as crazy as you, and also you spend no more than fighting.
Büyükannem de senin gibi kaçığın teki ve ikiniz kavga etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz.
No more than you.
Senin kadar değil!
But it truly exists and there's no need to prove that. You have more words on this aspect than the others.
Doch diese Unterschiede bestehen weiter, weil es keine starken Pole der Assimilation oder Integration mehr gibt.
See, even then, you can see that I'm no more ill than they were able to cure, even in those days.
Bak ben artık hasta olmayacağım, o günlerde bile bunun tedavisi varmış.
I have no more affection for Orrie than you have but i wanna back up my vote.
Binadaki diğer sakinler kim?
No one hopes you are right more than I.
Herkesten çok ben, haklı olduğunu umuyorum.
No more than my own. You'll be fine.
Benimkinden fazla değil.
If you are no longer attached to seeking pleasure, pictures of naked women mean no more than pictures of waterfalls.
Zevki aramaktan uzaklaşırsanız, çıplak kadın resimlerinin şelale resimlerinden farkı olmaz.
Okay, I can tell you that this was done with an Excimer laser... and its inscription point was no more than three microns in diameter.
Pekâlâ, sana, bunun bir lazerle kesildiğini ve üstündeki yazının üç mikrondan daha büyük olmadığını söyleyebilirim.
No, not more about her than you do, just a little secret.
Hayır onun hakkında senden daha fazla şey bilmiyorum, küçük bir sır dışında.
Now, I can assure you that all of his statements are nothing more than the ramblings of a lunatic and in no way are indicative of the feelings of my otherwise amazing staff.
Söylediği her şeyin kaçık birinin saçmalıkları olduğunu garanti ederim. Ve hiçbir şekilde personelin geri kalanının hislerine tercüman olmuyor.
I need you to unwrap it... and pound it into small strips no more than 1 mm thick.
Şimdi onu soy ve en fazla 1 mm kalınlığında şeritler olacak şekilde parçalara ayır.
We... can no more function in your realm than you in ours.
Bizler... senin bizim dünyamızda olduğundan farklı olarak senin dünyanda artık işlev göremiyoruz.
Then... you should realize even with the combustion liquid I synthezied, this module would not travel for more than an arn, so... no.
O halde... sentezlediğim yanma sıvısıyla bile, bu modülün bir saatten fazla seyahat edemeyeceğini anlamışsındır, o halde... hayır.
No, it's not. I know more about this than you think I do.
Hayır, değil. Bu konu hakkında sandığından çok şey biliyorum.
It's out of our way, but we should have you on Boros no more than a day off schedule
Burası bizim yolumuzun dışında, fakat sizi Boros'a planlanandan bir gün sonra bırakırız.
NO, THANKS. GOD, YOU GOT MORE SHIT THAN I DO.
- Benden daha fazla giysin var.
No, because you had more fun than I did!
Hayır, çünkü sen benden daha çok eğlendin!
As you know there's no one whose opinion I respect more than yours
Rahat bırak beni! An Çalıcı!
Remember.They're just like you only infinitely better Karen, I'm no more intimidated here than you would be in a roomful of people who were getting into Heaven Aren't you sweet?
Karen, şimdi sakin ol çünkü sana pantolonların aşağıda olmasına inanarak pantolonsuz
Oh... well, actually, I probably have sex no more than you guys - Oh, I thought there'd be more
Selam Will, selam Grace.
I figure no more than five or six, if you include me and you.
Beş veya altı yeter, beni ve sizi de sayarsanız.
No, l--l love you more than anything in the world.
Hayır, seni dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum.
Here... there is only one rule, one sacred duty, and that is to prove yourselves worthy. Or you are no more than garbage spat out by the river.
Burada, sadece tek bir kural vardır, kutsal bir görev, ve bu sizin değerinizi belirler, ya da bizim için nehir kenarında ki bir çöpten farkınız olmaz.
But I ain't no more than those who come to kill us. You seen that yourself.
Ama benim o katillerden pek bir farkım yok.
You know, Lilli... no one's had a more fucked-up childhood than me.
Bilirsin, Lilli kimse benim yaşadığım gibi lanet bir çocukluk yaşamamıştır.
So when David said, "I can kill that giant," Didn't his brothers tell say, "you no more than a shepherd boy"?
Davud "Goliath'ı öldürebilirim," dediğinde, abileri ona "Sen mi öldüreceksin çoban parçası?" demediler mi?
Yeah. But you guys have to promise me no more than five minutes.
Ama 5 dakikayı geçmeyeceğine söz verin.
Now you know that some of your visions some of them, are no more than that
Şimdi biliyorsun ki gördüğün hayal görüntülerin bazıları, hayalden fazlası değil.
How do you respond to claims that these people have no more to do with the bomb than you or I?
Bu insanların bombayla sizden veya benden... fazla ilgisi olmadığı iddialarına ne diyorsunuz?
Thank you for informing me, but I can be no more honest with you than I have been.
Haber verdiğiniz için sağolun, ama söylediklerimden fazlasını bilmiyorum.
You're no more in control than I am.
Benim kendime hakim olduğum kadar.
Did you know that some doctors believe that oral bacteria have no other benefits than to make it impossible for other more vicious bacteria to take up residence in our mouths?
Bazı doktorlar, ağzımızdaki mikropların tek amacının, daha saldırgan mikropların ağızda barınmasına engel olmak olduğuna inanıyor, biliyor muydun?
no more bets 114
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109