No more tears translate Turkish
77 parallel translation
No more tears, Michael.
Artık ağlama, Maykıl.
Not yet, but she will be soon... and there'll be no more tears.
Daha uyumadı, ama birazdan uyur. Böylece ağlamayı da keser.
No more tears.
Ağlama artık.
No more scenes, no more tears, no more quarrels, no more promises.
olay çıkarmak yok, göz yaşı yok, kavga yok, vaad yok.
I have no more tears left for that man.
O adam için dökecek gözyaşım yok artık.
No more tears cutting onions.
Artık soğan doğrarken ağlamak yok.
No More Tears.
Ağlamak yok.
No more tears, now. You have to be strong.
Şimdi artık gözyaşı yok güçlü olmalısın.
The shampoo specifically said, "No more tears."
Özellikle bu şampuanda "Göz yakmaz" yazıyordu.
I've got no more tears left.
Dökecek gözyaşım kalmadı artık.
I have no more tears.
Artık gözyaşım kalmadı.
Come on. No more tears.
Hadi, artık ağlamak yok.
You know that shampoo that says "No more tears"?
"Göz yaşartmaz" diyor ya hani şampuan?
Shh... No more tears.
Ağlama artık.
No more tears!
Artık gözyaşı yok!
- Now if I drop her, no more tears. - [Gasps]
Eğer onu düşürürsem, ağlamayacak bile.
s it true no more tears will fall?
Doğru mu daha fazla gözyaşının dökülmeyeceği?
No more tears.
Ağlamak yok.
Kiddo, no more tears,'cause Uncle Ronnie Dobbs is here.
Tamam, evlat, artık ağlama, Ronnie Dobbs Amca burada.
No more tears, Dawnie.
Gözyaşların dinecek, Dawnie.
No more tears.
Göz yaşı yok artık.
If he doesn't call me back by then, that's it. No more tears.
O zamana kadar aramazsa, görür gününü.
No more tears.
Göz yaşı yok.
COME ON. NO MORE TEARS.
Hadi, hadi, daha fazla ağlamak yok.
When there are no more tears, life will go on.
Daha fazla gözyaşı kalmayınca, hayat devam edecektir.
I had no more tears.
Daha fazla gözyaşı dökemedim.
no more tears.
Artık gözyaşı yok.
Okay, okay, no more tears.
Pekâlâ, artık gözyaşı yok.
No more tears.
Gözyaşı yok.
No more tears.
- Artık gözyaşı yok.
I have no more tears left, and the thought of Khosrow is not as vivid.
Gözümde yaş kalmadı ve Hüsrev'in kafamdaki resmi hiç berrak değil.
- We'll put, "No more tears" on the label.
Etiketine "göz yakmayan şampuan" yazacağız.
No more tears, Jules.
Artık gözyaşı yok, Jules.
No more tears when I cook.
Yemek yaparken gözyaşına son.
The way we were. No more tears.
Olduğumuz gibi olmasını.
♪ And no more tears to cry ♪
# Ve daha fazla gözyaşı düşmeyecek #
No more tears
Daha fazla gözyaşı yok.
No more tears.
Gözyaşı olmayacak, sıkıntı olmayacak
"and God shall wipe away the tears from their eyes"..... "There shall be no more death, neither sorrow or crying"..... "neither shall there be any more pain".
"ve Tanrı silerek yok edecek gözlerindeki yaşları." "Daha fazla ölüm olmasın, keder olmasın, gözyaşı olmasın." "Daha fazla acı olmasın."
I usually go jogging to get sweaty... so that I have no more water for tears.
Sık sık koşu yaparım, terlemek için... böylece gözyaşları için vücudumda su kalmaz.
- married with mine uncle my father's brother but no more like my father than I to Hercules within a month ere yet the salt of most unrighteous tears had left the flushing in her galled eyes she married.
Amcamla evleniyor babamın kardeşiyle ama Herakles'e ne kadar benzemezsem o da o kadar benzemiyor babama. Bir ay içinde yalancı göz yaşlarının tuzu daha yakarken kızarmış gözlerini evleniyor bu adamla.
Look, whe'er he has not turned his color, and has tears in's eyes. Prithee, no more.
Bakın nasıl beti benzi uçtu, gözleri yaş içinde.
And God shall wipe away all the tears from their eyes... and there shall be no more death... neither shall there be sorrow or crying... neither shall there be any more pain... for the former world has passed away.
Ve Tanrı gözlerindeki yaşları silecek... ve artık ne ölüm... ne acı ne de ağlamak olacak... ne de kaybolup gitmiş olan... eski dünya için acı duyulacak.
There's been enough tears. No more.
Hey... yeterince gözyaşı döktün.
No more memories, no more silent tears!
Artık anılar yok sessiz gözyaşları yok.
" And God shall wipe all tears from their eyes and there shall be no more death, neither sorrow, nor crying, neither shall there be any more pain, for the former things are passed away.
Tanrı, onların gözyaşlarını silecekti. Ve artık ölüm olmayacaktı. Keder de.
And god will wipe the tears from their eyes, and there will be no more death nor sorrow nor crying.
Ve Tanrı onların gözlerindeki yaşları silecek... ve daha fazla ölüm, üzüntü ve ağlama olmayacak.
Reverend : " And God shall wipe away all tears from their eyes, and there shall be death no more.
" Ve Tanrı, tüm gözyaşlarını silecek ve artık ölüm olmayacak.
Let's have no more explanations Save your breath and save your tears
Daha fazla açıklama yapmana gerek yok Boşuna dil dökme, boşuna ağlama
Here's to no more coming home in tears.
Artık eve göz yaşları içinde dönmek yok.
It tears my heart to think about it But, despair no more for we have a new man to fill his place
Düşündükçe içim parçalanıyor vicdanım sızlıyor ancak onun yerini dolduracak yeni bir olduğu için beise gerek yok.
no more bets 114
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34