No more war translate Turkish
118 parallel translation
No more war talk.
Artık savaş konuşmak yok.
- So, no more war.
- Başka savaş yok.
- And no more war.
- Savaş da kalmaz.
When your world has no more hunger, no more war, no more needless suffering, that will be our reward.
Dünyanızda daha fazla açlık daha fazla savaş ve daha fazla sefalet kalmaması bizim tek çıkarımız olacaktır.
No more war!
Savaş istemiyoruz!
No more war!
Artık savaş olmasın!
Fight them until persecution is no more and religion is God, but if they stop, let there be no more war for god never loves the slaughters of wars so, fight in the way of god against those who fight against you
"Savaşın, size karşı savaşanlarla savaşın." "Allah yolunda savaşın." "Size karşı savaşanlarla siz Allah yolunda savaşın!"
There's no more war!
Savaş bitti!
- No more war.
- Savaşa hayır.
Security and... no more war.
Güvenlik ve artık savaşmama konuları.
No more war!
Artık savaş yok!
People were pulling down the old in order to make room for the new, believing, as they always do, that there would be no more war.
İnsanlar, yenisini yapmak için, eski evlerini yıkıyorlardı. ... her zamanki gibi, bir daha savaş olmayacağına inanarak.
My idea has always been... if we could bring the mothers... of the various nations together... there would be no more war.
Benim fikrim her zaman şuydu. Eğer birçok ulustan olan anneleri bir araya getirebilirsek hiç savaş olmayacaktır.
No more war!
Dahafazlasavaş yokl
No more war.
Savaşlar da sona erecek.
So there's no more DMZ, no more war, We're one again after 50 years!
Yani bundan sonra DMZ yok, savaş yok, 50 yıl sonra tekrar beraberiz!
No more war!
Savaşa hayır!
- No more war!
Savaşa hayır!
It burns. As should this palace, a symbol to all the world that the holy war is ended, that the Persian Empire is no more, that Alexander has revenged Greece.
Bu saray da yanmalı, tüm dünya için kutsal savaşın bitişinin bir simgesi olmalı artık Pers İmparatorluğu'nun kalmadığının, Alexander'ın, Yunanistan'ın öcünü alışının simgesi.
No more this regal parade... With war and Christ, side by side!
Savaş ve İsa'nın yan yana yürüdüğü bu şaşaalı geçit törenlerine artık gerek yok!
No more this regal parade with war and Christ marching side by side!
Savaş ve İsa'nın yan yana yürüdüğü bu şaşaalı geçit törenlerine artık gerek yok!
I joined the Austrian Army to go to war. But no one makes war any more.
Savaşmak için, ama artık kimse savaşmıyor.
There can be no more tragic ritual than this conversation between His Majesty who does not want war and Your Excellency, who has opposed it so vigorously.
Savas istemeyen Majesteleri ile muhalefetini baştan beri dile getiren siz ekselanslari arasinda daha trajik bir konuşma düşünülemez.
Then World War II ended, and no more visiting around.
2. Dünya Savaşı bitmişti ve ziyaret eden olmadı.
"Children and war - -- there is no more dreadful conjunction in the world between conflicting realities."
"Çocuklar ve savaş - -- dünyada çelişkili gerçekler arasında daha korkunç bir beraberlik vardır."
And since a prisoner of war has more chance than no chance at all,
Ve savaş esiri olduğuna göre... her zamankinden daha şanslı,
Mr. Shidehara... no man detests war... more than this soldier.
Sayın Shidehara hiç kimse savaştan bu gördüğünüz askerden daha fazla nefret edemez.
- And no more talk about that war.
- Ve şu savaş muhabbeti yeter.
There's no way for her to really know that nobody hates this war more than those who have to fight it.
Bu savaştan en fazla orada savaşan askerlerin nefret ettiğini anlamasına imkan yok.
So today... we should have no more illusions about the Kwangtung Army, the Kwangtung Army relies on our bacterial war, there is no other way of winning it.
O halde bugün,.. ... Kwangtung Ordusu ile ilgili boş hayallar kurup, kendimizi kandırmamamız gerekir. Çünkü Kwangtung ordusu da, biyolojik silahlarımıza bel bağlamış durumda.
I ain't got no business with that war no more, peckerhead son of a bitch.
Bu işlerle alakam yok artık, sizi orospu çocukları.
No more Cold War.
Artık Soğuk Savaş yok.
No more absurd than starting a war for ratings.
Rating için savaş başlatmaktan daha garip değiliz.
No one wants to see the Dominion destroyed more than I do but to go to Cardassia Prime penetrate one of the most heavily guarded facilities in the Quadrant, steal top secret war plans and then return them safely to you
Kimse Dominion çöküşünü benim kadar isteyemez Cardassia'ya gitmek ve Çeyrek'teki en ağır şekilde savunulan tesislerden birine sızarak çok gizli savaş planlarını çalıp size getirmek sıradan bir iş değil.
No more war news.
Daha fazla savaş duymak istemiyorum.
I count myself as one who received, during this war, atrocity tales with suspicion or skepticism. No more.
Burada kendimi, sadece, savaş sırasında şüpheli ve belirsiz hikayeler dinlemiş birisi olarak varsayıyorum.
- And no more about the god of war?
- Savaş tanrısıyla ilgili bir şey yok mu?
Study war no more...
Study war no more...
And I ain't gonna study war no more
And I ain't gonna study war no more
Study war no more
Study war no more
- Study war no more
- Study war no more
No soldiers in the annals of war fought more bravely.
Hiç bir asker şimdiye kadar daha cesurca savaşmamıştır.
I wanna tell you, no one is more aware of that or takes more responsibility for it since before the Civil War.
Bunu herkesten iyi bilen ve sorumluluk alan da... BU JÜRİ GÜNDE 16 DOLAR VE HAZIR YEMEKLE SATIN ALINAMAZ. ... Vicksburg silah şirketidir.
"Come with all good things and war shall be no more".
"Bütün iyiliklerle gelecek ve bir daha savaş olmayacak."
The first rule of war is to do what you ask your men to do. No more, no less.
... ama savaşın birinci kuralı, adamlarına yapmasını emrettiğin şeyi önce kendin yapmandır!
" I will talk no more of books or the long war,
" Artık uzun savaşın kitaplarından bahsetmeyeceğim.
It's no more of a war than there's a war between men and maggots... or dragons and wolves... or men riding dragons, throwing wolves at maggots.
Artık bu, insanlar ve kurtçukların ya da ejderha ve kurtların ya da ejderhaya binen ve kurtçuklara kurt fırlatan insanların savaşından başka bir şey değil.
Until the color of a man's skin is no more significant than the color of his eyes, there will always be war!
İnsanın derisinin rengi gözlerinin renginden daha önemli olmadığı ana kadar hep savaş olacaktır!
Until there is no more first or second-class citizens In any nation, there will always be war.
Hiçbir millette birinci ya da ikinci sınıf ayrımı ortadan kalkmadığı sürece hep savaş olacaktır.
They don't listen to Miss Eleanor no more but Mr Truman, he's starting a band, especially now that we got this war heated up.
Eleanor Hanım'ı dinlemiyorlar artık ama Bay Truman,.. ... bir yola çıktı. Özellikle de savaş bu kadar kızışmışken.
Speed the day when war shall be no more.
Bir an önce savaşsız bir güne kavuşalım.
no more bets 114
no more excuses 48
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34
no more excuses 48
no more pain 25
no more talk 25
no more words 20
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34