English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On your ass

On your ass translate Turkish

2,170 parallel translation
I'm on your ass, boy.
Peşindeyim evlat.
They're going to be right on your ass.
Hemen dibinde olacaklar.
Feinberg's been on your ass ever since you came into this house because of your age-
Bu istasyona geldiğinden beri Feinberg senin tepende. Yaşın yüzünden, yani yaşımız yüzünden.
I think you got a little peanut butter on your ass.
Galiba kıçında biraz fıstık ezmesi kalmış.
I'm gonna dunk on your ass so hard, boy, it's gonna make you talk.
Kıçına çok sağlam banacağım, çocuk senin. Sen konuş, görürsün.
If you lost your job and your condo and you were out on your ass, I would still take you in and I would never say a word about what a Iittle princess you are.
Eğer işini ve evini kaybedip kendini sokakta bulursan, seni yinede evime alırım ve küçük bir prenses olman hakkında asla birşey söylemem.
I'm gonna have to call Homeland Security on your ass.
İç Güvenlik Bakanlığını arayıp sizi şikayet edeceğim.
I want to put my eyeglasses on your asshole so it looks like you're blowing me when I'm fucking you in the ass, you jerk!
Gözlüğümü göt deliğine yerleştireceğim ki seni götten sikerken bana sakso çekiyormuş gibi görünesin, yavşak!
But if he doesn't like you, he'll throw you out on your ass.
Ama sizden hoşlanmazsa, kıçınıza tekmeyi basacaktır.
Wow. Yoga is working wonders on your ass.
Jessica, Kardeş kelimesinin farklı anlamları olduğunu düşünüyorum.
So you don't want the dolphin fucking the unicorn on your ass either?
Kıçına yaptıracağın, tek boynuzlu atı siken yunustan da vazgeçiyor musun?
He'll bounce you on your ass so fast you won't know what hit you.
O kadar hızlı peşine düşecek ki sana neyin çarptığını anlayamayacaksın.
I want to be there to see him sit you on your ass.
Sana nasıl oturttuğunu göreyim.
Well, you got half a dozen federal agencies on your ass.
Peşinde bir sürü federal ajan var.
'Cause if you have more than one, you're flat on your ass.
Çünkü birden fazla varsa, kıçının üzerinde düz olursun.
I'm getting Haim on your ass.
Moralinizi bozuyorum.
Would it be more convenient if I dragged you out of here on your ass?
Poponun üzerinde sürükleyerek götürsem daha mı uygun olurdu? Tamam, sinirli olmanızı anlıyorum.
-... and you're out of here on your ass.
-... aynen kıçına tekmeyi basar.
- Yeah, you don't want him on your ass.
- Evet, peşinde olmasını istemezsin.
This way. Come on. Check your ass, baby boy.
Arkanı kolla, bebek!
Come on. Move your damn ass.
Haydi, kaldır kıçını.
I thought you had retired, taking taxpayers hard-earned money so you can sit on your lazy ass.
Ben de koca kıçının üstünde rahatça oturabilmen için vergi mükelleflerinin zorla kazandığı paraları cukkaya indirerek zaten emekli oldun sanıyordum.
If your son might touch one key on that computer so help me God I've you hall up in treason and watch your ass hung in the public square...
Eğer adamın bilgisayarın tek bir tuşuna dahi basarsa Tanrı şahidim olsun ki seni vatan haini olarak adliye sarayının tepesine asar ve halkın önünde rezil ederim. Beni anladın mı?
And you can bet your ass that her parents have some pretty strong opinions on the subject.
Ayrıca ailesinin de bu konuda çok katı olacağından emin olabilirsin.
- Just take your stupid, blind ass on.
- Kımıldat artık şu koca kör kıçını.
I wanna beat your ass on the track with my skates.
Bu işi pistte patenlerimle halletmek istiyorum.
You sit your ass on the bench.
Kıçını banka oturtuyorsun.
You screw this up, it is your ass on the line.
Bu işi batırırsan kıçın tehlikeye girer.
But you... you'll regret on your deathbed that the car was at the gate, Rancho within reach... but in fear of people, you married this ass
Ömür boyu, araba kapıda olduğu halde Ranço'ya gitmemenin pişmanlığıyla mı yaşamak istiyorsun? Millet ne der korkusundan, bu dallamayla evlenmenin pişmanlığıyla?
No, Mama. You can bet your sweet ass and half a titty whoever put that hit on you, already got the cops in their back pocket.
Taş gibi kasan ve idare eder göğüslerin üzerine bahse girerim bu adamları peşine takan her kimse çoktan polisi de satın almıştır.
You make sure your ass is on that chopper.
Kıçınızın helikopterde olduğundan emin olun.
The Mexicans- - them motherfuckers will wrap you up in plastic, throw some taco sauce and gasoline on the motherfucker and burn your ass up.
Meksikalılar- - seni plastiğe sararlar, üzerine taco sosu ve benzin dökerler ve yakarlar.
And then they throw fucking taco sauce and gasoline on the plastic and burn your ass up.
Ve sonra plastiğe taco sosu ve benzin dökerler ve seni yakarlar.
He has a message for you. And that message... is "Move your ass!" Go! Come on!
Senin için bir mesajı var ve bu mesaj "Kaldırın kıçınızı!" Gidin, Hadi.
They told me to come out here and shove this tranq in your ass and put you on the next bus back home. But George, I don't want to go back.
Yanına gelip bu şırıngayı k.çına batırmamı ve seni ilk otobüsle evine göndermemi söylediler.
Lisa, get your ass out on base?
Lisa, şuradan çıkar mısın lütfen?
Because I sure as hell didn't find myself locked in a trunk or on my knees with a gun to my head before your greedy old ass came along.
Çünkü senin gibi paragöz bunak hayatıma girene kadar kendimi araba bagajına kilitlenmiş veya dizlerimin üstünde kafama silah dayalı bulmamıştım. Tamam mı?
- is when your ass is on the line?
Herşeye birlikte saplandık.
Just get your ass on the internet, type in CNN, and call me back.
Kaldır kıçını ve internete girip CNN yaz ve beni ara.
You better have your biggest ass-kicking shoes on.
Umarım en büyük kıç tekmeleyici ayakkabınızı giymişsindir.
- I'll put your ass on death row and laugh at your execution.
Dr. Brennan... Seni ölüm hücresine koyup, idamına güleceğim.
In your head, you know if you want Ronnie to grow up, you need to throw him out on his ass, but your heart won't let you do it.
Aklınızda, Ronnie'nin büyümesi için kıçına tekme atmanız gerektiği var ama kalbiniz buna izin vermiyor.
If that means putting your hands on my ass, you can forget about it.
Bu ellerini popoma koymak demek olacaksa o zaman unutacaksın.
And lose six RICO indictments, your trafficking cases, and every other investigation that I have busted my ass on for you.
Altı dolandırıcılık davasını, kaçakçıları senin için bir tarafımı yırttığım soruşturmaları kaybedersin!
Guess not, cause he's on the strong rebound and put much foot in your black ass.
Öldürmedin herhâlde. Herif senden daha atik davranmış ve ayağını o siyah kıçına daha fazla sokmuş.
But this is your ass on the line, not mine.
Ama tehlikede olan sensin, ben değil.
Another stunt like that, and you'll be out on your very public ass.
Bunun gibi bir başka gösteriden sonra o halka mâl olmuş kıçının üstüne düşersin.
Come on, move your ass.
Hadi, kımıldat kıçını.
Go on. Get your ass in there.
Kaldır koca kıçını.
I'm a devout heathen, you're gonna cheat on your girlfriend with a beer pong model, Jake's stoned out of his fucking gourd, and Ass-rash here is a Muslim.
Ben dindar bir kulum zaten. Sen kız arkadaşını bira pong modeliyle aldatacaksın, Jake amı götü kaybetmiş kafası bi dünya. Götrash da Müslüman zaten.
Matt told me about eden and the panderer who threw you out on your bleached little ass.
Matt, senin o kaşarlanmış küçük kıçını kapı dışarı eden,... Eden ve pezevenginden bahsetti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]