English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Shut case

Shut case translate Turkish

249 parallel translation
An open-and-shut case.
Tek celsede bitecek bir dava.
I'm getting a real in with the family... and I'm developing an open-and-shut case.
Yavaş yavaş aileye giriyorum... tek celsede çözülmesini sağlayacağım.
Thank you, Professor I am not in the dark I see an open and shut case.
Teşekkür ederim Profesör Ben karanlıkta değilim açılmış ve kapanmış olan bir davayı görebiliyorum.
It's an open-and-shut case.
Herşey benim aleyhime.
Those lawyers talk and talk, even when it's an open-and-shut case like this one.
Bu avukatlar konuşurlar, konuşurlar, hatta bu davadaki gibi apaçık ve belli davalarda bile.
It's an open-and-shut case.
Bu şipşak bir dava olacak.
- It's an open and shut case.
- Her şey gün gibi ortada.
If ever there was an open and shut case, this was it.
Bundan daha açık bir dava düşünemiyorum.
My dear, there's no doubt in my mind that we have here an absolutely clear-cut prima facie open-and-shut case.
Hiç şüphem yok ki canım burada kesinlikle sonucu önceden belli olan bir davadan bahsediyoruz..
An open-and-shut case. But things aren't always what they seem, Inspector.
Benim yerimde olsaydınız bu durumdan ne çıkarırdınız?
I don't mean to tell you your job, but I have an open-and-shut case.
Sana işini öğretmek gibi olmasın, ama bence kolay bir dava.
There's no such thing as an open-and - shut case where custody is involved.
Velayet söz konusu olduğunda kolay dava yoktur.
It's an open-and-shut case.
- Gayet basit bir dosya.
Open and shut case.
Basit bir dosya.
As this is clearly an open and shut case, I beg leave to bring a private prosecution against the defence counsel for wasting the court's time.
Açıkçası, çok kısa bir dava olduğu için, ve mahkemenin vaktini boşa harcamamak için, savunma makamına karşı özel bir takibattan feragat ediyorum.
If you drove drunk, this would be an open and shut case.
Sarhoş sürücü olsaydın, bu tek celselik bir davaydı.
And to open and shut case.
Bu davanın sonucu baştan belliydi.
He will learn soon enough, that his open and shut case has the broken hinges.
Sonu başından belli olan davasının, kırık menteşeleri olduğunu yakında öğrenir zaten.
The Warren Commission thought they had an open-and-shut case.
Şuraya bir bakın. 544 Camp Sokağı.
This is an open-and-shut case.
Bu açılıp-kapanan bir dava.
It's an open-and-shut case.
Bu çok açık bir dava.
Looks like an open and shut case to me.
Bana açılıp kapanan bir dosya gibi geliyor.
I'm sorry, Miss Tarrant, but this is an open-and-shut case.
Üzgünüm, Bayan Tarrant, ama bu dava kapandı.
Well, Liggett shouldn't keep you that busy. It's a pretty open-and-shut case.
Liggett tamamen formalite bir dosya.
It is an open-and-shut case. - He even insulted an officer of the law.
Bir polise hakaret bile etti.
He says it's an open-and-shut case.
Bu açık ve kapalı bir durum diyor.
It's an open-and-shut case all right but I'm not going to press charges.
Onun açık ve kapalı bir durum olduğu tamam ama suçlamada bulunmayacağım.
Obviously, it's another open-and-shut case.
Durumun apaçık olduğu besbelli.
This is what they call an open-and-shut case.
Buna'Basit dava'denir.
It's an open-and-shut case.
"Basit dava" bu.
It's what the law books call an open and shut case.
Hukukta buna kolayca sonuçlanacak dava denir.
Well, in that case, he'll just have to stay shut up for a few weeks.
Bu durumda, bir kaç haftalığına ağzını kapalı tutmak zorunda.
Shut the case.
Çantayı kapat.
I'll shut this in case Dorothy goes by.
Kapıyı kapatayım, Dorothy geçebilir.
If the chimpanzee keeps his mouth shut, the case stays open.
Eğer şempanze konuşmazsa, bu dava açıkta kalır.
In that case, why don't you go to that last table... sit down, shut up, and don't move?
O zaman en arkadaki şu masaya oturup... sessiz ol ve kımıldama, tamam mı?
You grew up in a glass case! Shut up!
- Bir fanusun içinde büyüdün!
Oh, will you shut up. This is that case, get it?
Böyle durumda o çeneni kapat artık, anladın mı?
Put there in case a guard ever got shut in by mistake.
Onu yerinde bırak ki, bir nöbetçi yanlışla kapatmasın.
You wanna shut us down, pal, you better have a court order... because we've been busting our hump on this case for over two months now.
Fişimizi çekmek istiyorsan, ahbap, elinde mahkeme emri olmalı... çünkü biz bu iş için iki aydan fazla süredir bir tarafımızı yırttık.
If that's the case, then why don't you just shut up?
- Madem öyle, neden çeneni kapatmıyorsun?
Rico, remember that case that we shut down in Hialeah, the kiddie porn?
Rico, Şu Hialeah'daki Çocuk Pornosu Çeken Stüdyoyu Hatırladın mı?
For the Police officer, the case is shut in.
Onlar için dava kapanmış.
In a civilzed country like yours it would be. But in this case, it's easier to shut down this lab.
Sizinki gibi uygar ülkelerde bunu yapmak kolay olurdu ama bu durumda laboratuarı kapatmak daha iyi olabilir.
WITH ALL DUE RESPECT, JUST SHUT UP AND LET ME GET ON WITH THIS CASE.
Kusura bakma ama, sadece sus ve bırak bu davaya ben bakayım.
The case was shut in!
Olay bitmişti.
The case is solved, shut in.
Tamamlandı! Bitti!
The case is shut, there's no reason to take your needs into consideration.
Dava kapandı,... senin ihtiyaçlarını göz önüne almaya da gerek kalmadı.
I want you to go out and shut the motherfucker down...'cause you're not getting off the case.
Şimdi gitmeni ve lanet olası çenesini kapamanı istiyorum. Çünkü seni soruşturmadan almıyorum.
In that case shut the door.
O halde, kapıyı kapat.
Packed it in case I had to tape your mouth shut.
Çeneni kapatmam gerekirse diye koli bandı almıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]