English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Time lord

Time lord translate Turkish

652 parallel translation
To tell you the truth, Lord Choi has been going easy on you all this time.
Açıkçası, Lord Choi bu zamana kadar size göz yumdu.
Because I couldn't give Lord Choi's farm rent in time,
Evet.
Now the time has come, Lord Ruediger!
Zamanı geldi Lord Ruediger!
Having heard the evidence against you and having heard your own defense the sentence of this court is you shall suffer death by hanging onboard such of His Majesty's ships of war and at such time as the commissioners for executing the office of lord high admiral of Great Britain and Ireland shall direct.
Mahkememiz, aleyhinizdeki deliller ve savunmanız ışığında Büyük Britanya ve İrlanda amiralliğinin atayacağı kişi tarafından belirlenecek zamanda ve Majestelerinin bir savaş gemisinde, sizi asılarak ölüme mahkum etmiştir.
So, a long time after that when the Lord was a-giving Moses the Ten Commandments, he was a-saying, "Thou shalt not kill." Now...
Bundan çok uzun zaman sonra tanrı Musa'ya on emri verdiğinde dedi ki ; "Öldürmeyeceksin."
All my children all the time blaming me because the old good Lord made me poverty-stricken.
Çocuklarım hep beni suçluyor Tanrı beni fakirliğe mahkum etti diye.
The Lord don't hold with anybody that steals around planting time and he sure don't hold with anybody that steals and then lies and says he didn't.
Tanrı, ekin vakti hırsızlık yapandan haz etmez. Hele hele çaldıktan sonra yalan söyleyip yapmadım diyenden hiç haz etmez.
Now, look, Lord, this time I ain't fooling.
Bak Tanrım, bu kez şakam yok.
My Lord, with the utmost respect, I would like to request that I be given time to consider this turn of events.
Efendim, tüm saygımla ben değişen olayları düşünmek için biraz zaman rica edecektim.
I would not, in plain terms, from this time forth, have you give words or talk with the Lord Hamlet.
Bundan böyle, bir dakika bile, şerefinle oynayıp buluşmanı, konuşmanı istemiyorum onunla.
As far, my lord, as will fill up the time'twixt this and supper.
Oldukça, efendimiz ; şimdi gidersem akşama ancak dönebilirim.
As far, my lord, as will fill up the time'twixt this and supper
Oldukça, efendimiz ; şimdi gidersem akşama ancak dönebilirim.
Prince, pray God that is Lord of all, pardon you soul, for your time has come.
Prens, tanrıdan merhamet dile, bağışlasın ruhunu, zamanın geldi bile.
Claudius, in time you will learn to put all your faith in the Lord.
Claudius, zamanla Tanrı'ya tamamen inanmayı öğreneceksin.
You see, Kayo, the good Lord takes care of us all the time.
Görüyor musun Kayo, yüce Tanrı hep bizi gözetiyor.
My lord, forgive me for disturbing you, but it is time for the boy to go to bed.
Efendim, sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlayın, ama çocuğun yatağa gitme vakti geldi.
Lord, You sure knowed what you was doing... when You put me in this very cell at this very time.
Tanrı'm, eminim beni onunla aynı zamanda aynı hücreye koyarken ne yaptığını biliyordun.
I earnestly hope that the Lord will reach your heart this time, however hard He has to strike.
İçtenlikle umuyorum ki Tanrı kalbine şimdi ulaşır, Ne kadar sert çarpsa da.
Good time of day unto my gracious lord.
Lord Hazretlerine iyi günler diliyorum.
And in good time here comes the sweating lord.
İşte lafının üstüne geldi ve ter içinde.
My lord, the time admits not such a course!
Efendimiz, bu şu anda olacak iş değil!
Well, I've been right here all the time, Mr. Lord.
Sürekli buradaydım Bay Lord.
I've seen two or three lords in my time.
Zamanında iki üç Lord görmüştüm.
Will you escort Lord Sorrington there for the time being?
Şimdilik Lord Sorrington'a oraya kadar eşlik eder misiniz?
The Lord has given you time to examine your conscience.
Efendimiz, sana vicdanını sınaman için zaman vermiş.
The Lord shall guard thy going out and thy coming in from this time forth and forevermore. " Amen.
Tanrı gidiş gelişlerinde senin koruyucun olsun. - Bu andan itibaren sonsuza dek. - Amin.
It wasn't Daylight Saving Time, the Lord didn't make the sun until the fourth day.
Yaz saati değildir, öyle değil mi? Çünkü Tanrı 4. güne kadar güneşi yaratmamıştı.
This is the time and the story of Rodrigo Diaz of Vivar... known to history and to legend as "El Cid", "The Lord."
Yarı Hristiyan, yarı Berberi. Bu hikaye Vivarlı Lord Rodrigo Diaz'ın hikayesidir.
If you use the Lord's name in vain just one more time...
Bir daha Tanrı'nın adını boş yere ağzına alırsan...
Time to be great again, my lord.
Yine güçlü olma zamanı.
I consider it an honor to fight beside Lord Antony at any time, anywhere.
Lord Antony'nin yanında her yerde, herhangi bir zamanda savaşmayı onur sayarım.
- All in good time, my lord.
- Her şeyin bir zamanı var, efendim.
Time for the council meeting, My Lord.
Konsey toplantısının zamanı geldi lordum.
I'm afraid it would be a waste of time, my lord.
Korkarım bu sadece vakit kaybı olur.
You shall see no more of me until the time when you will be saying : Blessed is he that comes in the name of the Lord.
Derim ki ; "Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!" diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.
I left Cathay for the last time and finally returned home, to my be homeland Venice in 1295 now, in the year about good lord 1324 at 70 years old my travelling days are finally over.
Şimdi, güzel efendimizin 1324. yılında 70 yaşında yolculuk günlerim nihayet sona erdi.
Oh, Lord, this is an awful time to be alive!
Yaşamak için berbat bir zaman!
But you shall never see me until the time when you say : "Blessings on him who comes in the name of the Lord."
"Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!" diyeceğiniz zamana kadar beni bir daha görmeyeceksiniz.
I see Lord Sorak from Emmaeus, Lord Annas from farther than I but there was no time for Nicodemus, who lives right here in Jerusalem, shouting distance from this very place.
Emmaeus'tan Lord Sorak'ı, benden daha uzaktan gelen Lord Annas'ı görüyorum. Fakat yanıbaşınızda, bağırsanız duyulacak mesafedeki Kudüs'te bulunan dostunuz Nicodemus'a gelince vakit yoktu.
There are, no doubt, some present, Charlie Anderson, who wonder why you and yours are never on time for the Lord's services.
Charlie Anderson, şu an şüphe yok ki buradasın, ama neden hiçbir zaman vaktinde Tanrı'nın evine gelmiyorsun.
The Lord will show you in His own good time.
Tanrı zamanı gelince sana gösterecektir.
My lord has spent the morning on you people, don't waste his time!
Lordum bütün sabahı size harcadı. Onun vaktini çalmayın.
If you go to serve Lord Kamio, I'll visit you from time to time.
Lord Kamio'ya hizmet edersen seni zaman zaman ziyaret ederim.
Time for me to admit that this is longhorn country... and that you're its lord and master.
Benim için buranın Longhorn ülkesi olduğunu, sizin onun efendisi ve yöneticisi olduğunuzu kabul etme zamanıdır.
Lord, I hope that it works this time.
Tanrım yalvarıyorum sana, bu kez işe yarasın.
Good Lord, Martha, do you know what time it is?
Tanrım, Martha, saat kaç haberin var mı?
'Lord Beaverbrook today stated that war is impossible in our time.
Lord Beaverbrook, günümüzde bir savaşın mümkün olmadığını belirtti.
Be brave my son, you'll meet our lord in a nick of time.
Cesur ol evladım. Birazdan Rabbimize kavuşacaksın.
Tasting time, my lord.
Tadım zamanı, lordum.
My lord, we must entreat the time alone.
- Yalnız kalmamıza izin verir miydiniz?
"Oh, Lord, this time, let it be mine."
Bu hâlde ikizlerin yanına gitmeni yasaklıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]