English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / With your eyes

With your eyes translate Turkish

1,560 parallel translation
Just go on living with your eyes fixed downward.
Yaşamınız boyunca yere bakmaya devam edin.
You can't look for them with your eyes.
Onları görmeme gerek yok.
- Wait. You have to take a first sip with your eyes closed.
Gözün kapalı bir yudum al.
How can I not let go and enjoy this moment... as you seduce me with your eyes?
Sen bana öyle bakarken ben nasıl... kendimden geçebilirim ki?
Learn to dream with your eyes open, and you won't have to be asleep to dream.
Gözlerin açıkken rüya görmeyi öğrenirsen, bunu yapmak için uyumana gerek kalmaz.
With your eyes open.
Gözlerin açıkken.
Bad habit laying around with your eyes closed.
Gözlerin kapalıyken, kötü bir alışkanlığa dönüştü.
With your eyes.
Gözlerinizle.
You guys are both gonna be sleeping with your eyes open.
Anlaşılan siz ikiniz, gözleri açık uyumak durumunda kalacaksınız.
Next time, look with your eyes, not with your feet, okay?
Bir dahaki sefere ayaklarınla değil gözlerinle gör, olur mu?
You may have to take in the bosom, but this blue will be just swell with your eyes.
Göğsünü içine çekmen gerekebilir, ama bu mavi gözlerine çok uydu.
Follow my finger with your eyes, please.
Gözlerinizle parmağımı takip edin lütfen.
You can actually sleep with your eyes open.
Gözlerin açık uyuyabiliyorsun.
The problem with your eyes is that they play tricks on you.
- Gözler insanı aldatabilir.
Surely you cannot journey to Sunpu with your eyes as such.
Gözlerinin durumuna rağmen hala Sumpu'ya gidecek misin?
All right, if you can drive as good as you can fix a road then you can win this race with your eyes shut.
Bir yolu tamir edebildiğin kadar yarışabilirsen... bu yarışı gözün kapalı bile kazanırsın.
And this next test, with your eyes covered reach out and feel an object with each hand.
Sonraki testte gözlerin kapalıyken herbir elinle bir nesneyi avuçlayacaksın.
You're gonna have to stop undressing me with your eyes,'cause there's no way you're getting me into bed.
Gözlerinle beni soymayı kessen iyi olacak. Çünkü beni yatağa atmanın yolu yok.
You don " t drive with your eyes, you drive with your heart.
Gözlerinle değil, kalbinle sürmelisin.
Drive really fast with your eyes closed.
Çok hızlı, gözleriniz kapalı kullanın!
Sanae, what do you see with your untainted eyes?
Sanae, saf gözlerin bu olayı nasıl görüyor?
What do you see with your new eyes?
- yeni gözlerinle ne görüy orsun?
So you heard about the gas chambers, but you didn't see them with your own eyes, right?
O halde, gaz odalarını duydunuz ancak kendi gözlerinizle görmediniz, doğru mu?
Maybe your people sleep with their eyes open, Dracul... but I don't think vampires have spread to the Kwong Jo province!
Belki sizinkiler gözleri açık uyumaya alışıktır Dracula. Ama vampirliğin Gwango eyaletine yayıldığını sanmıyorum.
Ishtar, you start to see with the eyes of your heart.
İştar, kalbindeki gözlerle Görmeye başlıyorsun.
And look at me with your beautiful eyes.
Ve bana bak. Güzel gözlerinle dön.
Come on, look at me with your beautiful eyes.
O güzel gözlerinle bana bak şimdi.
Your bravery. I've seen it with my own eyes.
Cesaretine gözlerimle tanıklık etmiş biriyim.
You sweet young things come in with stars in your eyes, ready to show the world what you've got.
Senin gibi genç tatlı şeyler gözlerinde yıldızlarla gelir. Nelerin olduğun dünyaya göstermek için hazırlan.
Why you can see it with your very own eyes.
Kendi gözlerinle görebilirsin.
So smile with both your mouth and eyes.
Yani hem ağzınızla hem de gözlerinizle gülümseyin,
Your eyes are filled with kohl.
Gözlerin sürmelenir.
And swear by the black beauty of your eyes I'm the guardian from evil your eyes never had I'll suffuse them with smiles so they never look sad
Şeytan gözlerinin asla sahip olmadığı, koruyucuyum. Ben onları neşeyle dolduracağım, asla üzgün bakmayacaklar. Bedenlerimiz, acıyor.
Watch with your own two eyes
Kendi gözünle gör.
Follow the pen with your eyes.
Gözlerinizle kalemi takip edin.
Your wound's okay now, but your eyes have gone bad with age.
Yaran şimdi iyi, ama gözlerin yaşın ilerlediği için kötüleşmiş.
I want you to see the truth with your own eyes.
Her şeyi değiştirmek istiyorum
What's up with that? You know, your eyes are kind of close together, but I don't comment.
Biliyormusun, gözlerin birbirine biraz yakın ama bu konuda yorum yapmıyorum.
With eyes like, your name has to be Crystal.
Bekle burada. Ne yaparsan yap, şu adamla sakın konuşma.
With tears in your eyes
Gözünde yaşlarla
Seriously, Michel, the rube with the crossed eyes... and the bolo tie, I say that's your man.
- Ciddiyim Michel. Şaşı ve ip kravatlı hödük tam senin adamın.
Thanks for pinning me down on the ground, prying my eyes open with your fingers, and pouring the milk can.
Beni yere bastırıp, göz kapaklarımı parmaklarınla ayırıp içine süt döktüğün için teşekkür ederim.
I mean, when you're with this gargantuan woman- - this Amazon, okay, this high rise with tits- - and you close your eyes, either on your own power or because of the vertigo, do you imagine the fact that she is the person in control?
Bu gargantuan * kadınla birlikteyken - bu Amazon, bu göğsü olan gökdelen - ve kendi isteğinle ya da baş dönmesi yüzünden gözlerini kapıyorsun. Onun kontrolde olduğunu düşünebiliyor musun?
You want to get a close-up look at all "those who incur the curse of allah and his wrath" with your own eyes, is that it?
"Allah'ın lânetlediği ve gazabına uğrattığı" kişilere kendi gözünle yakından bakmak istedin, değil mi?
you'll see it with your own eyes.
Kendi gözlerinizle göreceksiniz.
With neither technique nor skill your wondrous eyes can effortlessly break down the monster-like techniques of the ninja.
Bu bir yetenek veya teknik değil. Onlar bir ninjanın tekniğini rahatlıkla bozabilecek gizemli gözler. Hey millet!
You have a long and beautiful cane... along with your beautiful eyes.
Uzun ve güzel bir bastonunuz var.
I'm going to witness your true ability with my own eyes!
Kendi gözlerimle gerçek yeteneğine tanıklık edeceğim.
You'd better see it with your own eyes.
Acı gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi.
When you are with me, your eyes are on me, not her.
Gözlerin benim üzerimde olacak, onda değil.
I saw your true power with my own eyes.
Evet, o gece oradaydım. Gerçek gücünü kendi gözlerimle gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]