English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Г ] / Говорят

Говорят translate Turkish

21,095 parallel translation
И она тоже не знает на каком языке они говорят.
Hangi dili konuştuklarını o da anlamadı.
Они все время говорят о какой-то золотой жиле.
Orayla ilgili hikayeler anlatıyorlar.
Так говорят бывалые походники.
Doğa gezgini jargonu.
Говорят, она надрала задницу медведю.
Bir ayıyı yumruklamış.
Плевать, что другие говорят. Потребность в личном пространстве до добра не доводит.
Kim ne derse desin, mesafe koymak iyi bir şey değil.
В книжном все только и говорят о том, что ты вернулась.
Dün kitapçıda herkes senin dönmenden söz ediyordu.
Мы никогда не уверены, что другие люди говорят нам правду.
Diğerlerinin doğruyu söyleyip söylemediklerinden emin olamayız hiç.
Говорят, что классика для зануд.
Klasik müzik sıkıcı insanlar içindir diyorlar biliyosunuz.
Они не говорят мне... говорят, что это против правил.
Sözleşmeye aykırı olduğunu söyleyip, bana cevap vermeyeceklerdir.
Они все говорят, что их бизнес упал в тот же самый период, приблизительно в таком же объеме, как у Генри.
Hepsi kendi işletmelerinin o dönemde zarar ettiğini söylüyor. Harry'nin maddi kaybıyla aynı miktarlarda.
Говорят, аутизм многогранен, но на самом деле это набор разных состояний, собранных воедино.
Söylediklerine göre otizm işin bir boyutu, ama işin aslı birçok durumun söz konusu, hepsi bir araya toplanmış gibi.
Ты всегда делаешь, что говорят?
Ve sen her zaman sana söylenenleri yapıyorsun musun?
Так не только ты, а полстраны, говорят, что ты постарел и тормоз.
Yani türkücülerin anlattığı adamın hem yarısı kadar değilsin hem de yaşlı ve yavaşsın.
Тот факт, что он способен заслужить доверие женщин такого типа, говорят нам о том, что он может быть участником реабилитационного сообщества.
Kurban olarak seçtiği kadınların güvenini kazanabilmesi rehabilitasyon işinde olabileceğini gösteriyor.
Вы оба юристы, а я нет, но, насколько я понимаю, то, о чем они говорят в том зале, это события, происходившие в 2012 году.
İkiniz de avukatsınız, ben değilim ama anladığım kadarıyla odada 2012'de yaşanan bir konuyu konuşuyorlar.
Говорят, буфет добавляет по фунту в день.
Büfe yüzünden her gün kilo almışlar.
Я помещала их в разные комнаты и придумывала вещи, которые они говорят друг другу.
Onları farklı odalara koyar ve birbirleriyle konuştururdum.
Говорят, тобой увлеклась Вайнонна Эрп.
Asıl konu, Wynonna Earp senden etkilenmiş durumda.
Это говорят.
Olan bu.
Говорят, он чудесный.
En azından hoştur diye düşünüyorum.
Потому что люди говорят : "Покажи, что есть хорошего в Миссури".
Çünkü insanlar daima şey der : "Bana Missouri'de bu kadar harika olan şeyi gösterin."
Говорят, он хорош.
İyi olduğunu söylüyorlar.
Говорят, что Абби удрали насовсем.
İnsanlar Abby'lerin bir daha dönmemek üzere gittiklerini söylüyor.
В городе говорят, те существа ушли.
Kasabada o şeylerin gittiğinden bahsediyorlar.
Об этом говорят на работе.
- İşteyken insanlar konuşuyordu.
Говорят, это она убила Пилчера.
Pilcher'ı öldüren kişi olduğunu söylüyorlar.
Говорят, она жила в том пугающем старом домике на окраине.
Kasabanın sınırındaki o ürkütücü, eski evde yaşadığını söylüyorlardı.
Нам говорят об этом не думать, и я стараюсь не думать.
Bize bunu düşünmememizi söylüyorlar. Ben de düşünmemeye çalışıyorum.
Нам много чего говорят.
- Onlar bir sürü şey söylüyor.
Наверняка она идёт к изгороди, хотя следы говорят об обратном.
Çite gidiyor olması gerek ama bu izler tam tersi yönde.
Одни говорят, что видели её у сакуры, другие - на седьмой, в противоположном конце города.
Bazıları Cherry Blossom'da gördüğünü söylüyor bazıları da kasabanın diğer tarafındaki Yedinci Cadde'de.
Говорят, что опытная.
"Şehir standartlarında yaşayabilecek kadar" diyorlar.
Говорят, ты поправился.
Yeterince iyi olduğunu söylediler.
Говорят, вчера в районе Ал-Мазра проходили бои.
Polis memurunun dediğine göre al-Mazwaa yakınlarında dün birçok çatışma çıkmış.
Говорят, это самоубийство.
Kendini öldürdüğünü söylediler.
Говорят, он похитил двух девочек.
İki kızı onun kaçırdığını söylüyorlar.
Почему про него так говорят?
Neden böyle bir demişler ki onun hakkında?
Как там говорят - великие умы?
Ne diyorlardı sana? Muhteşem Deha mı?
Говорят, она сама.
Onun yaptığını söylüyorlar.
М : Об этом редко говорят, но забирая чью-то жизнь, ощущаешь власть, и это не сравнится ни с чем на свете.
Nadiren telaffuz edilse de başkasının hayatını almakta bir güç yatar ve bu dünyadaki hiçbir şey bununla boy ölçüşemez.
Говорят, он утонул.
Boğulduğunu söylediler.
синоптики говорят сейчас рекордно низкая температура
Hava millet söylüyorlar. Sıcaklık rekor düşük olduğunu.
Вот что те болельщики говорят.
O ponpon neyse, ne söylediğini var.
Ну, ты знаешь, что они говорят.
Iyi, onlar dediklerini biliyorum.
Так говорят доктора, когда хотят избежать более определенного и жесткого слова.
Doktorlar, durumu açıklaması kaçınılmaz olan kelimeyi kullanmamak için söylerler bunu.
Говорят, что начнем мы с Кении.
Kenya'dan başlama ihtimali de varmış.
Говорят, доктор Гроудэн отправился в плавание.
Dr. Grodan ailesiyle tekneye çıkmış diye duydum.
Так говорят.
- Öyle görünüyor.
Доктора говорят...
Şöyle denebilir aslında...
Мне это было необычайно интересно, например, когда на записи тебе говорят :
Kabine geldiklerinde şöylelerdi,
Говорят, это он доносчик.
Muhbir olduğu söyleniyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]