English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Г ] / Говорил

Говорил translate Turkish

44,041 parallel translation
Просто ты говорил это и раньше, и всё же постоянно приходишь сюда.
Bu sana daha önce söylenmişti ve sen buna istinaden evini bırakıp buraya gelmekte ısrar ettin.
Ты говорил, это будут танцы.
Bana dans partisi olduğunu söylemiştin.
Мой отец давно сюда переехал и говорил, что тут круто, вот я и захотел увидеть своими глазами.
Babam buraya bir süre önce geldi ve harika bir yer olduğunu söyledi ben de kendim gelip görmek istedim.
Ты говорил, что не придёт.
Gelmeyeceğini söylüyordun.
Я был так уверен, что ты жива, хотя весь мир говорил, что ты мертва.
Herkes senin öldüğünü söylese de ben hayatta olduğuna inanıyordum.
Каждый год я говорил себе :
Her yıI, kendime,
Всё, что я говорил о похоронах Мэтта.
Matt'in cenaze törenin haricindeki her şey.
Ты сам говорил, что чем ближе к нему подойдёшь, тем больше риск, что он поглотит тебя.
Bana bir seferinde ona yakın olanların canının yanması kaçınılmaz demiştin.
Просто, помнишь, ты говорил в бункере, как тупы женщины?
Sığınaktayken hep kadınların aptal olduklarını söylerdin ya?
Ты говорил мне, что любил моего отца как своего брата.
Babamı kardeşin gibi sevdiğini söylüyordun.
Всё, как я и говорил.
Her şey söylediğim gibi.
Ты так говорил в первый раз.
Öncekinde de böyle söylemiştin.
Джером мне ничего не говорил.
Jerome hiçbir zaman bir şey söylemez bana.
Клаус, как там говорил Эйнштейн?
Ne demiş Einstein?
Клаус, как там говорил Джеймс Браун?
Klaus, ne demiş James Brown?
Как я говорил, до того как прислуга меня перебила... В актерской игре нет никакого "Я"... нет эгоистических убеждений, нет высокомерия, нет никакого эго, нет тщеславия, нет до опасных размеров раздутого самомнения.
Hizmetkârlar bölmeden önce demekte olduğum gibi oyunculukta bencillik yoktur, benmerkezci dürtüler yoktur, kibir yoktur, ego yoktur, gösteriş yoktur, kendini aşırı büyük görmekten doğan tehlikeler yoktur.
Но младенец говорил о шоколадном пудинге!
Ama bebek, çikolatalı puding olduğunu söylemişti!
Что там говорил Эйнштейн?
Ne demiş Einstein?
Ты говорил, это переходное время.
Hani bu sadece egemenliğin el değiştirmesiydi.
Хороших парней, друзей, потому что ты говорил :
İyi adamlara, arkadaşlarımıza... Sen dedin diye.
Говорил ему.
Ona anlatmaya çalıştım.
Говорил же.
Söylemiştim.
Он говорил про неё так, будто она достаточно давно стала эмпатом.
Ondan bahsedişine bakıIırsa, bir süredir ortalıkta gibiydi.
Винсент говорил, что у тебя проблема с полицией.
Vincent birkaç yasal sorunun olduğundan bahsetti.
– Ты говорил, что живёшь с родителями?
- Ailemle yaşıyorum demiştin.
Когда он последний раз говорил с Раулем?
Raoul'la en son ne zaman konuşmuş?
Я не говорил, что могу сделать это, но я могу достать того парня, который может.
Yapabilirim demedim, ama biraz önce bunu yapabilecek bir adama ulaştım.
Говорил вам.
Size söyledim.
Говорил.
Buraya kadar.
Ты говорил, что мы тут встретимся с твоим парнем.
Hani adamınla burada buluşacaktık?
Говорил тебе – не интересует.
Söyledim, ilgilenmiyorum.
Я говорил, как сильно люблю тебя?
Sana ne kadar âşık olduğumdan bahsetmiş miydim?
Он говорил, что вам предлагали разные должности, но вы решили вернуться домой.
Oradan pek çok iş teklifi aldığını ama yine de geri döndüğünü söyledi.
Ты же говорил, что я ваш человек.
Senin adamım olduğunu söyledin.
Послушайте, мисс Бак. Я с вашим учителем говорил искренне.
Bakın Bayan Bak öğretmenize söylediklerimde samimiydim.
Ты же говорил, что нам нужно найти помощника.
Asistanı bulmamız lazım demiştin.
И ты говорил, что лучше начать поиски отсюда.
- Burası başlamak için en iyi yer demiştin.
И говорил с Лилой.
Lila ile konuşuyordu.
Ты говорил, неделю или две...
Bir iki hafta demiştin...
Ты говорил неделю или две.
Bir iki hafta demiştin.
Ты с кем говорил?
Kiminle konuşuyordun?
Говорил – это пустая трата времени.
Zaman kaybı olduğunu söylemiştim.
Но как бы там ни было... нет ни дня, когда тот же голос в голове не говорил бы :
Ancak kafamdaki o aynı sesin "Ne yaparsan yap onu sakın bırakma"
Я многого не говорил тебе о том, что происходит, потому что пытался защитить тебя... и, возможно, эгоистично, наш брак.
Sana olanlar konusunda çok şey anlatmadım, çünkü seni korumaya çalıştım ve belki bir yandan bencilce de olsa evliliğimizi.
Но и всей правды тоже не говорил.
Ama bana tüm gerçeği de söylemedin.
Никто мне не говорил, что у меня есть энтузиазм.
Daha önce hiç kimse "bilirim" tavrım olduğunu söylememişti bana.
Мой отец так говорил :
Eskiden babam da öyle derdi.
Рори говорил :
Rory der ki...
Я уже говорил, она не в себе.
Dediğim gibi şu an aklı başında değil.
Я не говорил этого.
Ben söylemedim.
Погодите, это тот, о котором ты мне говорил.
Bekle, bu bana anlattığın kişi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]