Настанет день translate Turkish

Настанет день - эта подпись будет стоить кучу денег.

Bir gün imzam çok para edecek.

Настанет день, и вы обретете свободу.

Özgür olacağın günler gelecek.

Настанет день, когда зеркалом станет человек, который вас любит.

Sonra, bir gün, aynan, seni seven kişi olacak.

Настанет день, когда я всех вас удивлю.

Bir gün gelecek ikinizi de şaşırtacağım.

Ќо если обычный раб украл королеву... и убил врага, с которым не справилась страна, то настанет день, когда он станет еще худшим врагом, чем – агнар.

Ama eğer adi bir köle benim kraliçe mi alabiliyorsa ve bütün bir ulusu bozguna uğratmak için bir düşmanı kurnazca öldürebilir sonra Ragnar'ın olduğundan bile büyük bir düşman olduğu gün gelecektir.

Исайя предупредил нас... что настанет День гнева, когда земля будет предана запущению.

İsa bizi, bu günün geleceği konusunda, uyarmıştı.

Настанет день, когда я очищу Рим, завещанный мне отцами.

Bir gün, babamın bana miras bıraktığı bu şehri temizleyeceğim.

Настанет день, когда мы будем проводить свадьбы в открытую.

Kendi düğünlerimizi açıkta yaptığımız günler gelecektir.

ведь, может быть, настанет день и у меня за какой-то миллион вырвут мое сокровище. Ах ты, старый авантюрист!

Zamanı gelince, ünlü bir kodaman,... bunu satmam için beni ikna etmeye çalışacak.

- Никакого сравнения. Настанет день, когда я раздавлю его как клопа.

Onu, bir tahtakurusu gibi ezeceğim!

Настанет день, когда все узнают, кто ты.

Herkesin kim olduğunu bileceği gün gelecek.

Настанет день, когда слуги будут просить вас о прощении.

O hizmetkârların önünüzde diz çökeceği günler de gelecektir.

Я знал, что настанет день, и я приеду сюда, в Соединённые Штаты.

Bir gün buraya, Amerika Birleşik Devletleri'ne geleceğimi biliyordum.

Настанет день, когда я буду отдавать приказы, Рамбл.

Günün birinde, emirleri ben vereceğim, Rumble.

Ты даёшь понять, что настанет день, когда ты забудешь о сыновнем долге.

Demek istiyorsun ki. bir gün baban olduğumu unutacaksın. Bana ihanet edeceksin.

Вот настанет день, и черные сбросят этот хомут.

Ama siyahların bu boyunduruğu başlarından atacağı zaman gelecek.

Настанет день, когда ты будешь гордится мной.

Bir gün benimle gurur duyacaksın.

" Но настанет день, когда воробьи перестанут чирикать...

" Ama serçelerin artık şakımadığı bir gün de gelecektir...

Что он говорит? "Настанет день, когда мы будем править миром.. .. так же, как делали это в нашем славном прошлом"

" Bir gün, şanlı geçmişimizde olduğu gibi dünyaya biz hükmedeceğiz.

Настанет день, когда вы прочтёте всё это под моим руководством.

Gelecek günlerde sistemli bir şekilde benim yönlendirmemle okuyacaksın.

Я счастлив и горд, что настанет день, когда это поможет нам, наконец-то, освободить нашу землю.

Onu kullanarak ülkemizi kurtaracağımız anın geleceğini bilmekten mutlu ve gururluyum.

Еще настанет день, И ты попросишь у меня проклятий Для ядовитой кривобокой жабы.

Gün gelecek, bu zehirli kambur kurbağayı lanetlemek için benim de yanında olup yardım etmemi dileyeceksin.

Когда настанет день.

Günün birinde, evet.

Если мы выиграем, настанет день, когда тебе придется сказать ему, что ты ходила в суд, чтобы забрать его у его биологической матери.

Eğer kazanırsak, bir gün ona, onu biyolojik annesinden almak için mahkemeye çıktığını söylemek zorunda kalacaksın.

Если не придешь, то забудь про меня, когда настанет день работы над школьным альбомом.

Siz gelmezseniz, yıllık için o küçücük resimleri ve isimleri bir araya getirme işinde ben yokum, tamam mı?

Я надеюсь, настанет день, когда твое доверие ко мне вернется, О'Нилл. И я смогу вернуться к выполнению своих обязанностей, Генерал Хэммонд.

Umut ediyorum ki bir gün tekrar güvenini kazanabileceğim O'NeilL ve tekrar sizin emriniz altında olacağım General Hammond.

Не думал, что настанет день, когда ты откажешься от свежих трюфелей.

Taze mantarlara sırt çevireceğin aklımın ucundan bile geçmezdi.

И мы уступаем соблазну, хотя прекрасно знаем, что настанет день, когда нам придется расплачиваться за все.

Kötü sonuçları olacağını bilsek de hepimiz kendimizi buna kaptırabiliriz. TVRip ve düzenleme : "afganaf"

Настанет тот день, и мы будем счастливы, я знаю это... "

Sonsuza kadar mutlu olmak için. Eminim.

- Пусть настанет тот день, когда я смогу обнять тебя.

- Umarım o gün gelir ve seni zafer alayında kucaklarım.

Однажды, надеюсь, что такой день не настанет... я обращусь к тебе за помощью.

Bir gün, ki o gün asla gelmeyebilir, senden bir hizmet isteyeceğim.

Когда настанет этот день, наши корабли и наши потомки приближаясь к скорости света, скользя по световым годам, будут мчаться вперед во времени и искать новые миры.

O günkü teknolojimiz ve onu kullanacak insanlar ışık hızına yaklaşarak büyük mesafeler kat edecek,... zaman içerisinde yol alarak yeni dünyaları keşfedecek.

* Сильно удивлюсь, если наступит день * Когда настанет

* Görmek için yaşayacaksam eğerşu günde, artık umrumda değil * bazen gerçekleştiğinde

... настанет же когда то и мой счастливый день, когда я заrоворю с тобой...

Nasılsa seninle başka bir gün konuşma fırsatım olacak dedim sonra.

Но настанет новый день.

Artık yeni bir dönem başlıyor.

Я знал, что когда-нибудь это день настанет.

Bu günün gelecegini biliyordum.

Мы знали, что этот день настанет.

Bir gün bu anın geleceğini biliyordum.

Не настанет ли день, когда вы решите бросить меня так же?

Günün birinde benide mi bırakmayı seçeceksin?

И когда этот день настанет, надеюсь, ты поднимешь трубку.

Ve o gün geldiğinde, umarım beni ararsın.

- Этот день настанет.

- Eminim Cindy de seninkini eder.

Мы все хотели бы жить в мире где люди не встречают друг друга по одежке, и возможно, однажды такой день настанет.

Hepimiz öylesini isteriz insanlar birbirini görünüşüyle yargılamasın, belki bir gün olabilir.

Ты знала, что этот день настанет.

Bugünün geleceğini zaten biliyordun.

Но я боюсь, что этот день настанет не так скоро, как в это верит KТано.

Ancak o günün K'tano'nun inandığından daha uzak bir gelecekte olmasından korkuyorum.

Эти дети вдохновляют меня. Я знал, что настанет тот день, когда мою музыку будут играть.

Müziğimin ses getireceği o günün geleceğini biliyordum.

Настанет день - скажу ему : уйди

Sabah güneş doğmasın, hep gece olsun.

Когда этот день настанет ты будешь рядом со мной.

O gün gelince sen hemen yanımda duruyor olacaksın.

И когда этот день настанет, поверьте, я окажусь в раю.

Ve o gün geldiğinde... cennetin nasıl bir şey olduğunu anlayacağım.

Когда мы узнаем, кто развращает ее, для него настанет Судный день.

Onu neyin yoldan çıkardığını bulduk, bu o çocuk için, Mahşer Günü gibi olacak.

Я знала, что это день настанет... но не думала, что так скоро...

Bugün olanları duydum. Ve bunun tekrar olacağını sanmıyorum.

И когда настанет тот день, выпей всего один бокал шампанского, и затем весь вечер пей только воду, потому что нет ничего вульгарнее пьяной невесты.

Ve o gün geldiğinde sadece bir kadeh şampanya al ve gecenin geri kalanında su iç. Çünkü sarhoş bir gelinden daha kötüsü yoktur.

Мы знали, что этот день настанет.

Bu günün geleceğini biliyorduk.