Artık değilim translate French
3,351 parallel translation
Artık değilim.
Plus maintenant.
- BBC'deydim ama artık değilim.
J'étais à la BBC, mais plus maintenant.
'Artık değilim.'
"plus maintenant"
- Artık öyle değilim.
Je ne suis plus du tout comme ça, maintenant.
Ben de seni öyle sevmiştim ama artık sevmiyorum. - Artık Ana değilim ben.
Mais c'est fini, Ana n'existe plus.
- Artık öğrenci değilim Jack.
Je ne suis plus étudiant, Jack.
Artık oyuncu değilim.
Je ne suis plus comédienne.
Anne, ben artık bir çocuk değilim, bunu yapamazsınız.
Je ne suis plus une enfant! J'ai le droit de savoir!
Ben artık... normal değilim.
Je ne suis pas normale... plus maintenant.
Fakat artık gerçekten değilim.
Mais maintenant je ne le suis vraiment plus.
Artık ajan değilim.
Je ne suis plus un agent désormais.
Dış kapının mandalı olmaktan bıktım. Artık öyle değilim.
Je suis fatigué d'être la troisième roue du carrosse, et maintenant je ne le suis plus.
Artık ajan değilim.
Je ne suis plus agent désormais.
Artık bir çocuk değilim, anladın mı?
Je ne suis plus un enfant, vous comprenez?
Ben artık o kişi değilim.
J'ai changé.
Artık çocuk değilim Büyükanne, bu gece duyduklarımdan sonra değilim.
On monte? Je ne suis plus une enfant, pas après ce que j'ai vu et entendu ce soir.
Bak, artık sevgilin olmadığına göre bu iyi bir fikir mi emin değilim.
Écoute, avec toi qui ne vois personne désormais, je ne sais pas si c'est une bonne idée.
Onun için artık yararlı değilim dediğim an Schiller beni öldürecektir.
Schiller me tuera à l'instant où je ne lui serais plus utile.
Üzgünüm ama balkonun arkasında seninle sevişen o aptal kız değilim artık.
Désolé, mais je ne suis pas cette folle qui a plongé derrière le gazébo avec toi.
Evet ama artık bir çocuk değilim.
ben je suis plus une gamine.
Artık öyle biri değilim.
Je ne suis plus comme ça maintenant.
Yani, ben artık öyle biri değilim.
Je suis plus comme ça.
Artık 10 yaşında değilim.
Je ne suis plus un gamin.
Ben artık bir polis değilim ki.
Je ne suis plus flic.
Artık eziklerle otobüse binmek zorunda değilim.
Je n'ai plus à prendre le bus avec tous ces nazes désormais.
Artık, üstün değilim, sen de benim altım değilsin.
je ne suis plus votre supérieur hiérarchique.
Farklı bir hayattı sanki o. O kişinin ben olduğuna bile emin değilim artık.
Vous me parlez d'une autre vie que je ne suis pas sûre d'avoir vécue.
Massimiliano, istediğin kadar içebilirsin ama beni karıştırma, tamam mı? - Artık sevgilin değilim senin.
Massimiliano, saoule-toi autant que tu veux mais ne me mêle plus à ça, on n'est plus ensemble.
Artık öyle biri değilim.
Ce n'est plus comme ça, désormais.
Artık o değilim.
Je ne suis plus elle.
Artık bir ezik değilim.
J'en ai fini d'être un nul
Artık hemşire değilim.
Je ne le suis plus.
Teşekkür ederim! Nazik olmak zorunda değilsin, artık bir patron değilim.
Merci! je ne suis plus patron.
Artık bakir değilim.
Je ne suis plus puceau.
Bu fotoğraftaki iki şeye de sahip değilim artık.
Lui aussi, il a disparu.
Ben davetli değilim artık!
Je suis plus invitée!
Bir de şu var ki... Ben artık genç bir kadın değilim.
Et en fait, je suis plus une jeune femme.
Artık genç değilim.
Je suis plus jeune.
Artık güneş kremi sürmek zorunda değilim.
Je n'ai plus à m'inquiéter de la crème solaire maintenant.
Ama sonra tekrar, artık benim hastam değilsin, ve ben gerçekten çok değilim Birkural için titiz, bu yüzden... gibi değil, bir tarih, daha önce söyledi.
Mais aussi, vous n'êtes plus ma patiente, et je ne suis pas du genre à suivre les règles, donc... comme je l'ai déjà dit, ce n'est pas un rencard.
Artık kendime güvenip güvenemeyeceğimden emin değilim.
Je ne sais plus si je peux avoir confiance en moi.
Artık küçük bir kız değilim. Richard.
Je ne suis plus la petite fille que vous connaissiez, Richard.
Artık tepside ne olsa yiyen yaşlı bir duldan fazlası değilim.
Je ne suis plus qu'une vieille veuve qui mange sur un plateau.
Ve artık bu korkunç hatıraların yükünü taşımak zorunda değilim.
Et je n'ai plus besoin d'avoir avec moi ces terribles souvenirs.
Artık kendim de değilim.
- Et bien je ne suis pas moi
Artık gazeteci değilim.
Je ne suis plus reporter.
Ben de artık parti başkanı değilim.
Je ne suis plus responsable du personnel.
Artık o insan değilim. Tanrı'nın ışığında yürüyebilmek için her şeyi yaptım.
Je ne suis plus cette personne à présent, et j'ai fait tout ce que j'ai pu pour marcher dans la lumière de Dieu.
- Artık sahibe değilim.
Je ne suis plus ta Domina.
Artık eskiden olduğum adam değilim.
Le fait est que je ne suis plus le même en ce moment.
Ama hoşuna gitsin gitmesin, artık tek kardeşin ben değilim.
Mais, que tu l'acceptes ou pas, je ne suis plus ton seul frère.
değilim 815
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık istemiyorum 47
artık özgürsün 32
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık istemiyorum 47
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23