Artık istemiyorum translate French
2,882 parallel translation
- Artık istemiyorum.
Je veux plus.
Artık istemiyorum.
Plus maintenant.
Buna ihtiyacım yok ve artık istemiyorum.
Je n'ai pas besoin de ça et je n'en veux plus.
Bu arada o züppeyi artık burada görmek istemiyorum.
Et je ne veux plus voir ton mec.
Artık birlikte yaşamak istemiyorum.
Je ne veux plus qu'on vive ensemble.
Sen harika bir babaydın ama artık sana ihtiyacim yok. Zaten seni istemiyorum da
Tu as été un père génial, mais je n'ai plus besoin de toi... et évidemment je ne veux plus de toi.
Ama artık High Star hakkında konuşmak istemiyorum
Mais je ne veux plus parler de "High Star".
Orayı artık düşünmek istemiyorum.
Je ne veux plus y penser.
Artık doktorlarla uğraşmak istemiyorum.
Je ne veux plus voir aucun médecin.
Artık burada yaşamak istemiyorum.
Je ne veux plus habiter ici.
Randevu gecelerini planlamak istemiyorum artık.
et je ne veux pas planifier de rencard.
- Artık bundan bahsetmek istemiyorum. - Hayır.
Je veux plus en parler.
Artık evi satmak istemiyorum.
Je veux plus vendre.
Artık tartışmak istemiyorum.
Je ne veux plus me disputer avec toi.
- Artık seninle konuşmak istemiyorum.
Je ne veux plus te parler du tout.
- Artık onu bizimle istemiyorum, tamam mı?
Je la veux pas avec nous.
Artık bu anıyla uğraşmak istemiyorum.
Je veux plus gâcher ce souvenir.
Ben artık beni temsil etmeni istemiyorum.
Tu n'es plus mon avocate.
Artık oyun oynamak istemiyorum.
Je refuse de jouer maintenant.
Artık seninle konuşmak istemiyorum.
Je veux plus te parler.
Artık oynamak istemiyorum.
Je veux plus jouer.
Normal olmayı seviyorum. Artık tütün bile içmek istemiyorum.
Je ne veux plus fumer de tabac.
Sus. Bunu artık duymak istemiyorum, Andrea.
Arrête, je n'ai vraiment pas besoin d'en entendre plus, Andrea.
Artık elbise yıkamak istemiyorum Dale.
Je ne veux plus faire la lessive.
Bu saçmalıkları istemiyorum artık.
Tu ne me feras pas ce coup-là.
Artık metres olmak istemiyorum.
Je ne veux plus être une maîtresse.
- Sean. Ben artık aptal bir çocuktan duymak istemiyorum. Ben cevaplar istiyorum.
Je ne veux plus écouter ce gamin, je veux des réponses!
- Evet efendim. - Yoo, gerçekten. Artık ofisimde daha fazla Mars lafı duymak istemiyorum.
Que ce soit bien clair, plus aucun propos sur Mars ici.
Artık dinlenmek istemiyorum.
Je veux plus me reposer.
Artık gece vardiyasında çalışmak istemiyorum.
Je ne veux plus travailler la nuit.
Pat'in "Artık grupta olmak istemiyorum." dediği an aklıma anında Franz'ı aramak geldi.
Le moment où Pat a déclaré qu'il ne voulait plus faire partie du groupe, j'ai tout de suite pensé que je devais appeler Franz.
Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum artık.
Ecoute je ne veux plus en parler.
Oğlumun artık Jack'le arkadaşlık etmesini istemiyorum.
Nos enfants ne devraient plus se fréquenter.
Bunu yapmak istemiyorum artık. Bu hayatla işim bitti ama bu dosyayı toparlamam gerekiyor.
Je ne veux plus faire ça, j'en ai fini avec cette vie, mais je dois boucler cette affaire.
Artık büyükannemle yaşamak istemiyorum.
Je ne veux plus vivre avec mamie. Je viens avec toi.
Artık tartışmak istemiyorum.
- Je ne veux plus me battre.
Artık konuşmak istemiyorum bu meseleyi.
Je ne veux plus en parler.
Konu şu ki ; artık seninle evli kalmak istemiyorum.
Liz, je ne veux plus être marié avec toi.
Vegas'a gitmek istemiyorum artık. - Evet.
- Je veux plus aller à Las Vegas.
Artık seninle tartışmak istemiyorum.
Je veux faire la paix.
Sizinle konuşmak istemiyorum artık.
Je ne veux pas te parler.
İşin doğrusu, artık Bridget'i de düşünmek istemiyorum.
{ \ pos ( 192,210 ) } Je veux même plus penser à elle.
Seninle buluşmak için artık bahane uydurmak istemiyorum.
Plus d'excuses et de mensonges pour te rencontrer.
Ve ailemi incitmek istemiyorum artık. Zaten incindiler.
Je ne blesserais pas ma famille plus que je ne l'ai déjà fait.
Artık kılıf işin olmak istemiyorum.
J'ai plus envie d'être une couverture.
Çalışma grubunda olmadığını biliyorum, ama artık arkadaşım olmanı da istemiyorum.
Tu es déjà exclu du groupe, mais je veux plus être ton amie.
Yıllardır ortalıkta görünmeyen bir eş ve baba oldun böyle olmak istemediğini biliyorum, ama bende artık bunu istemiyorum.
Mais... ta mère a décidé...
Artık bunu yapmak istemiyorum ve ciddiyim, Carrie.
Je ne veux vraiment plus faire ça, Carrie, et je suis sérieuse.
Artık istemiyorum.
Je n'en veux plus.
Artık kaçmak istemiyorum, Nik!
Je veux plus fuir.
Artık yalnız kalmak istemiyorum.
Je ne veux plus être seul.
istemiyorum 1125
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık git 32
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık git 32