Artık gitmelisin translate French
168 parallel translation
Telefon çalıyor. Artık gitmelisin.
Laissez-moi.
Kaba görünmek istemem ama korkarım artık gitmelisin.
Je ne veux pas paraîitre grossier, mais je crains de te demander de partir. - Voila, Don.
- Sanırım artık gitmelisin.
- je crois que vous devriez partir.
Artık gitmelisin.
Pars maintenant.
- Artık gitmelisin, Coffman.
Laissez-moi.
- Artık gitmelisin.
- Allez-y.
Öyleyse, artık gitmelisin...
Alors tu dois t'en aller.
Haklı Hazel, artık gitmelisin.
II a raison, Hazel, tu dois y aller.
Artık gitmelisin.
Je dois vous demander de partir.
Artık gitmelisin.
Vous devez partir maintenant.
Sen de artık gitmelisin.
Toi aussi, tu dois partir.
Artık gitmelisin cha'Dlch.
Vous devez partir, cha Dich.
Artık gitmelisin Dil.
Tu dois partir tout de suite, Dil.
Artık gitmelisin.
Vas-y maintenant.
- Bence artık gitmelisin.
Si vous partiez?
Tamam. Sanırım artık gitmelisin.
Je crois que tu ferais mieux d'y aller.
- Artık gitmelisin. Dinlenmesi gerek.
- Vous allez sortir, il doit se reposer.
Bence artık gitmelisin.
Vous devriez partir.
Artık gitmelisin.
Il faut que tu y ailles.
O halde artık gitmelisin.
Tu devrais y aller, alors.
Artık gitmelisin.
Hey, tu vas devoir partir.
Artık gitmelisin, Sam.
Faut rentrer maintenant, Sam.
Acele ettirmek istemem, ama artık gitmelisin.
Sans te bousculer, tu devrais y aller.
Bak. Görev sona erdi. Artık gitmelisin.
Regarde, cette mission est terminée, OK?
Tamam. Artık gitmelisin.
Vous devriez y aller.
Artık gitmelisin aşkım, umarım en kısa zamanda dönersin.
Vous devez partir pour revenir au plus vite.
Artık gitmelisin.
- Va-t'en. - J'avais pas le choix.
Artık gitmelisin.
Tu dois partir.
Teşekkür ederim. Artık gitmelisin.
Tu devrais partir, maintenant.
- Artık gitmelisin.
- Tu devrais y aller maintenant.
Ne aptalım. Artık gitmelisin.
- Vous m'avez eu, mais là, il faut partir.
Bence artık gitmelisin.
Je pense que tu devrais partir maintenant.
Bence artık gitmelisin çünkü yapacak bir sürü bonzai bahçem var.
Ma femme. Aucune fille ne me regarde, alors pour ce qui est de procréer... Vous l'avez appelée Claire.
- Şimdi gitmelisin artık.
- Tu dois partir.
Artık eve gitmelisin Sarah.
Rentre chez toi, Sarah.
Gitmelisin artık.
Il faut que tu partes, maintenant.
Hadi Jessie, artık hemen doğruca eve gitmelisin.
Allez, Jessie! Rentre!
Artık evine gitmelisin.
Tu dois rentrer chez toi, maintenant.
Artık polise gitmelisin.
Tu dois aller voir la police.
Ama artık eve gitmelisin.
Il faut rentrer chez toi, maintenant.
Larissa Dmitrievna, artık eve gitmelisin.
Larissa Dmitriévna, iI faut maintenant que vous rentriez chez vous.
Artık eve gitmelisin.
Vous devriez rentrez chez vous.
Artık sen de gitmelisin.
Maintenant tu dois aussi partir.
Sanırım artık gitmelisin.
Oh merde, alors!
Şimdi artık okula gitmelisin, okumalısın
Maintenant tu dois aller à l'école, pour t'instruire.
Artık gitmelisin.
Vas-y.
Peki, artık eve gitmelisin.
Tu dois rentrer.
Artık eve gitmelisin.
Vous devriez rentrer chez vous.
Artık gitmelisin Harry.
Il faut partir.
Bence artık gitmelisin O benim hayatım.
Elle est ma vie!
Gitmelisin artık.
Tu devrais t'en aller.
gitmelisin 203
gitmelisiniz 56
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık istemiyorum 47
gitmelisiniz 56
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık istemiyorum 47
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34