English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Ben gidip

Ben gidip translate Russian

3,249 parallel translation
Pekala, ben gidip kitapları yerleştireyim.
Ладно, я пойду покопаюсь в стеллажах
Bunun üzerine ben gidip bir şişe şarap arayayım.
И на этой ноте, почему бы мне не принести бутылку вина?
Ben gidip masa bulabilir miyiz diye bakayım.
Я, пожалуй, пойду посмотрю, есть ли для нас столик.
- Ben gidip Dedektif Lance'le konuşurum.
Я поговорю с детективом Лэнсом.
Tamam, ben gidip eşyalarımı alayım.
Хорошо, мне нужно собрать мои вещи.
Ben gidip Ben'le oturacağım.
Пойду посижу с Беном, да?
Ben gidip depoda ölen kişiye bakacağım.
Я собираюсь проверить жертву. На складе.
Ben gidip biraz daha bira getireyim.
Схожу-ка возьму ещё пивка.
Ben gidip ayaklarımı çay ağacı yağında bekleteyim biraz.
Мне пора уходить, попарить ноги в масле чайного дерева.
Ben gidip başka almak için sıraya girerim.
Вот, держи.
Ben gidip bakarım.
Я пойду проверю.
Sen gerisini bitir ben gidip temsilcilerini arayayım.
Заканчивай, а я пока позвоню твоему менеджеру.
Ambulansta etiket vardı. Ben gidip onları alacağım.
Там... в скорой есть еще карточки.
- Ben gidip hazırlanacağım.
Я пойду собираться.
Yada sen bilirsin, Hepsini kendin de yapabilirsin. Ve ben gidip biraz dinlenirim Çünkü gerçekten Geçen gün et keserken Kolumu incittim.
Ты мог бы сделать это сам, и тогда я смогу отдохнуть, потому что я вчера повредила трицепс, разрезая стейк.
Ben gidip bir içki alayım.
Я собираюсь выпить.
Ama bazen top kortun dışına gidiyor ve ben gidip atıyorum.
Но когда мячик улетает, я приношу его обратно.
Ben gidip ikimiz için de Uç Uç tozu alırken neden sen burada beklemiyorsun?
Почему бы тебе не подождать здесь пока я не достану волшебную пыльцу для нас обоих, а?
Ben... Ben gidip sana bir şeyler hazırlayayım.
Я пойду... приготовлю что-нибудь.
Ben gidip sana bir psikolog randevusu ayarlayayım.
Я пойду и запишу тебя на приём к психиатру.
Ben gidip evraklarını hazırlayayım sen biraz takılabilirsin, tamam mı Mary?
Я дам тебе немного бумажной работы для начала, ладно, Мэри?
Ben gidip kan değerlerini çıkarayım, bakalım neyin varmış.
Позвольте взять у вас немного крови, посмотрим, что это даст.
Ben gidip yüzümü yıkayayım.
Думаю, пойду освежусь.
Ben gidip atları bağlayayım.
Пойду поставлю лошадей в конюшню.
Bak, senin işin vardı ben de parka gidip seneler önce oraya gömdüğü madalyonunu aramasına yardım ettim.
Слушай, ты был занят, и я... я отправился в парк, чтобы помочь ей найти медальон, который она спрятала много лет назад.
Neal'la ben şu kasaya gidip bir bakalım derim.
Думаю, нам с Нилом стоит проверить это хранилище.
Haklı olduğuna eminim. Ben, o ve Georgie uzaklara gidip yeni bir hayata başlayabilelim diye Londra'ya borç para bulmaya gitti!
все так и есть. я и Джорджи могли уехать и начать новую жизнь!
Ben burada işleri genişletmeye çalışıyorum o da gidip aptal bir mezhebe üye oluyor.
Я пытаюсь расширить наш бизнес, а он присоединяется к какому-то левому культу.
Ben mahkeme kalemine gidip evlat edindirme evraklarını alacağım. Bakalım Howard Haven'a başka çocuk getirmiş mi.
Я пойду в офис клерка, подниму все их записи об усыновлении, посмотрю, может Говар поместил еще какого-нибудь ребенка в Хейвен.
Ben de yerime gidip ne yapayım?
- And I'm going to my place and...?
Hey, Todd, ben ve çocuklar gidip bir kaç bira içeceğiz.
Эй, Тодд. Мы с парнями собираемся пропустить по бокалу пива.
O yüzden gidip biraz kahve alayım ben.
Я пока принесу кофе.
- Ben gidip onu bulurum.
- Я ее найду и приведу сюда.
Çok ciddi bir şey bu. Ben de karar verdim. Gidip Daisy'den kız arkadaşım olmasını isteyeceğim.
Это очень серьёзно, поэтому я решил, что пойду туда и попрошу Дейзи стать моей девушкой.
Gerisini ben düzenlerim. Eve gidip dinlenin.
Я закончу тут... отправляйтесь домой.
Neden gidip bensiz girmiyorsun yatağa, birkaç dakika sonra geleceğim ben.
Почему бы тебе не пойти, не лечь без меня, а я приду через пару минут.
Tara'ya gidip ben baksam daha iyi olur.
Думаю, лучше мне приглядеть за Тарой.
Gidip onları uyaracaksın. Ben de seninle geleceğim.
Ты предупредишь его, и я пойду с тобой.
Ben onun annesiyim ve şimdi gidip onu koruyacağım.
Я его мать, и я буду его защищать.
Ben de Fusco, HR ile ilgili bir şeyler duymuş mu gidip bakayım.
Посмотрим, сможет ли Фаско узнать что-либо о конфликте HR.
Sears'a seve seve gidip, pantolonuma kapuçino makinesine sokardım ben.
Я уже была готова пойти в магазин и засунуть кофе-машину себе в трусы.
Gidip onları alayım ben.
Надо их забрать.
Ben havaalanına gidip bir yerlere uçmuş mu diye kontrol ettim.
Я ездил в аэропорт, проверить, не улетел ли он куда-нибудь.
Bunun hakkında konuşup duruyorsun, ben de sana o yüzden diyorum ki, gidip bir bakalım eski dairelere. Güzel.
Всё твердила мне об этом, вот я и подумал, давай присмотрим старенькую квартирку, глянем, что - почём.
Harika, ben de Disiplin Kuruluna gidip dosyalarımızı alacağım.
Отлично, я пойду на Дисциплинарную Комиссию и получу наши документы.
Siz "zamanda biraz geri gidip" Ward'ın 6 yıl önceki yoldaşlarını bulun Castle'la ben de sabıkasını araştırıp Shauna Taylor'la olan bağlantısını ve hatta şu tamamlanmamış işini araştıralım.
Почему бы вам, ребята, не вернуться назад во времени и накопать что-нибудь на возможных сообщников Варда шестилетней давности? Мы с Каслом просмотрим его дело, возможно, получится найти связь между ним и Шоной Тейлор, или хотя бы выясним, что это за незаконченное дело.
Ama ben olsam East River Power Plant'e gidip bakardım.
Но если вы его ищете, посмотрите на электростанции Ист Ривер.
Peki ben oraya gidip, istediğimi verinceye dek, adamlarını teker teker... -... vurmaya kalkarsam ne olacak?
А если я пойду туда, и буду расстреливать твоих людей одного за другим, пока ты не дашь мне то, что я хочу?
Ben de gidip bize birer kimono getireceğim.
А я сбегаю наверх и принесу нам пару кимоно.
Sen şunu kaz, ben de gidip evdeki şeylerden kurtulayım.
Просто выкапывай это, а я избавлюсь от всего в доме.
Ben... Gidip kocamla konuşayım.
Я пойду... поговорю с мужем.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]