Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Buraya bakın

Buraya bakın перевод на португальский

877 параллельный перевод
Hey, buraya bakın.
Diabos me levem. Veja isto.
Buraya bakın, bu gece ne yaptığınızı olduğu gibi anlatmanızı istiyorum.
Ouça, rapaz. Quero que me diga exactamente o que andaram a fazer.
Buraya bakın küçük hanım, bunun saçma olduğunu biliyorsunuz.
- A caçar um leopardo. Ouça, jovem. Isso é ridículo.
Buraya bakın Şerif, zaman kaybetmeyi bırakın.
É irmã do meu pai. Guarda, venha cá.
Buraya bakın Bayan Julie, Pres Dillard'la birlikte uzunca bir süre dışardaydınız.
Ouça, Miss Julie, esteve cá fora muito tempo com o Pres Dillard.
Buraya bakın beyim!
Atenção, chefe!
Buraya bakın Bay Fabian.
Olhe para aqui, Sr. Fabian.
Buraya bakın.
Estou aqui.
- Hey, Ginger, Bill! - Buraya bakın.
- Quando nós formos, tu sais!
Şimdi, buraya bakın, Mr. Lane, Doğruları söylediğinizi düşünmüyorum...
Olhe, Sr. Lane, não acho que tenha o direito de...
Buraya bakın.
Bem, vejam isto.
Buraya bakın, beyler.
Vejam aqui, cavalheiros!
Şimdi, buraya bakın Hristiyanlar.
Olhem aqui, seus Cristãos.
Evet, buraya bakın.
Olha só isto.
Buraya bakın, efendim. mermi kovanı!
Veja, Inspector, é o invólucro.
Buraya bakın, Müfettiş, bunun ne demek olduğunu bilmiyorum fakat adam açıkça yalan söylüyor.
Não sei o que isto significa, mas o homem está a mentir, Inspector.
Şimdi buraya bakın, Bayan Chaundry, o zamanki adıyla, çavuşa ayrıntılı ifade vermiş ve baş harfler konusundan söz edilmemiş.
Repare, na altura, a S.ra Chaundry, deu ao sargento uma descrição detalhada e não mencionou quaisquer iniciais.
Buraya bakın. Bunu birisi banyoya götürüp, ayıltsın
Alguém o leve até aos sanitários e veja se o põe sóbrio.
Oh, şimdi, buraya bakın, Charles, bunca yıl sonra...
Oh, olha aqui, Charles, depois de todos estes anos...
Buraya bakın mesela, Stella Orioris!
À turca? Agora verá.
Buraya bakın.
Olhe aqui.
Buraya bakın.
Oiça lá.
Tom buraya gel! Şu direğe bak. Sawtooth McGee'nin kanının izleri var hâlâ!
Tom, olha para este poste encharcado com o sangue de Sawtooth McGee.
Bak, eğer buraya gelirse sakın gitme, olur mu?
Ouça, se ele vier para cá não saia daqui, está bem?
Bakın bayım, ben buraya altı çocukla geldim...
Olhe, senhor, eu vim aqui com seis filhos
Sonra karısına diyorum ki "Buraya bak kızım, dünyanın senin olduğunu düşü..."
Então, eu disse à minha mulher... "Ouve lá, minha menina, se achas que o mundo é..."
Şimdi buraya bak, Creighton beni at hırsızlığıyla suçlamadın, değil mi?
Foram-nos roubados. Ouça, não me está acusando de ser ladrão de cavalos, não é?
Martha, hemen buraya gel. Gel de sandığın içinde ne var bir bak.
Anda ver o que está no banco da janela.
Bakıyorum da bagajlarını buraya almanın yolunu bulmuşsun.
- Vejo que trouxeste a tua bagagem.
Buraya bakın.
Olhe.
- Biraz buraya, çevrenize bir bakın.
Porque não vai dar uma volta por aí.
Cesaretinize hayran kaldım, Pablo, planınıza değil. Bakın, Baron Gruda buraya gelmeden önce silahları ve sarayı ele geçirmemiz gerek.
Temos de conseguir as armas e invadir o palácio antes que chegue o barão Gruda.
Gördünüz mü adamımız Whitey Kincade'i yakalamış. Buraya bakın!
Lá vem o nosso homem, ele traz o Whitey Kincade.
Bakın hele, Amy Lee buraya kimi getirmiş.
Ela o trouxe aqui. Amy Lee.
Buraya bak Martin Pawley, ben bir kadınım.
Ouve, Martin Pawley, eu sou uma mulher.
Şimdi buraya bak, o satranç tahtasına dokunmayın.
Não toques no tabuleiro de xadrez.
Buraya bak, yarın öğle üzerine doğru dönerim.
Olhe, devo estar de volta, amanhã, ao meio-dia.
Şimdi bakın, izini buraya kadar sürerlerse, Burayı kapadığında sarhoştu ve çekip gitti.
Olhe, se lhe seguirem o rasto até aqui, ele estava bêbado e saiu quando você fechou.
Gelin bir bakın. Buraya gelin.
Venha cá ver.
Bakın. Biri buraya doğru geliyor.
Ele voltou.
Bakın. Buraya başkası gelmiş olmalı. Bu Emma Teyze'nin değil.
Olhe, Deve ter estado aqui alguém, isto não é da tia Emma,
Bakın, şöyle olacak. Kiriş buraya oturacak ve çatıyı destekleyecek.
É assim que funciona.
Çok hızlı şu kıza bakın. Buraya gel ve benim için dans et.
Mais depressa!
Bakın buraya.
Veja este lugar.
Buraya geldiğimizden beri çevreye bakınıyorum... yeni fikirler ediniyorum.
Andei a dar uma vista de olhos.
- Bana bak, buraya kadın giremez.
- Não permitimos mulheres aqui.
Buraya da bakın.
Eu desculpo-o. Venha.
Buraya gelip ona bir bakın.
Cheguem-se cá e vejam.
Bakın yüzbaşı, Normandiya kıyısından buraya kadar Mulligan tarafından yağmurda çamurda itilip kakıldık, bombalandık, topa tutulduk.
Ouça, Capitão, apanhámos umas belas molhas, andámos de um lado para o outro, bombardeados... Eu sei disso, Sargento.
Buraya gelin! Şuna bakın!
Venha cá ver isto.
Söylemeye çalıştığım, sizin odanın devamlı müşterisi vardır. Şansa bakın buraya geliyor. Mücevhercidir.
Quero dizer que vamos receber... um negociante de produtos femininos... e jóias, bem, sabe... não esperava que passasse a noite aqui e... para ser claro, preciso de seu quarto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]