English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iyi o zaman

Iyi o zaman Çeviri Fransızca

4,651 parallel translation
Dinle, tamam, gizli olarak oy vermek isterdim ama bizi aleni bir şekilde oy vermeye zorladı, iyi o zaman.
Écoutez, vous savez quoi, je voulais voter en privé, mais elle nous a obligé à voter en public, ce qui est bien.
Tamam. Bu iyi o zaman.
Bonne nouvelle.
İyi bir kulağın var o zaman.
Vous avez donc une bonne oreille.
Her zaman olduğu gibi, ne kadar az bilirsen o kadar iyi olur.
Comme toujours, le moins j'en dis, le mieux c'est.
Neden o zaman Ultra'nın en iyi yaptığı işi yapmasına izin vermiyoruz?
Alors, pourquoi ne pas laisser Ultra faire ce qu'ils font le mieux?
O zaman kendini New Directions'ın kükrediğini duymaya hazırlasan iyi edersin.
Bien, mais prépare-toi à entendre les New Directions rugir.
Peki... - O zaman, iyi geceler.
- Bien, bonne nuit.
O zaman ölecek olman iyi bir şey.
C'est une bonne chose que tu meurs alors.
O zaman onlara kötü şeyler olduğunu gösterelim bizler iyi adamlarız.
Montre-leur que quand des mauvaises choses arrivent, on est les gentils.
O zaman gördüklerine odaklanmaya başlasan iyi edersin.
Eh bien, peut-être tu devrais commencer par te concentrer sur ce que tu vois.
O zaman fikri olanların iyi bir diksiyonu ve gür bir sesi vardı.
Les intellectuels à l'époque avaient une bonne diction et une voix plus aiguë.
O zaman O'Banion'ı öldürmenin en iyi yolunu öğrenemezsiniz.
Alors tu ne sauras pas la meilleure façon de tuer O'Banion.
Onu bulsak iyi olur o zaman.
- Il faut la retrouver.
İyi o zaman.
C'est une bonne chose.
- O zaman işe koyulsan iyi olacak.
Alors tu ferais mieux de retourner travailler.
İyi, biraz annelik yapalım o zaman.
Il y en a pas un autre le week-end prochain?
- İyi o zaman. Pekâlâ, gerçek aşk için hâlâ umudun olabilir ama diğer her şeye elveda edebilirsin.
Très bien, il y a encore de l'espoir pour le grand amour, mais pour tout le reste, tu peux faire tes adieux.
Oldukça iyi ama ne zaman bir erkeğin sosisi görünse o adam gey çıkıyor, fark ettin mi?
- Oui, c'est plutôt bon, je pense. Mais, as-tu remarqué que chaque fois qu'ils montrent le zgègue d'un gars ce gars est gay?
# O zaman calissan iyi edersin, surtuk! # Su kalcalara baksana bir!
Regarde moi ces cuisses...
O zaman onun oradan canlı çıkmamasını umsan iyi edersin.
Tu ferais mieux de juste espérer. il ne sort pas d'ici vivant.
Hem o konuda hiçbir zaman iyi olamamıştım.
En plus, j'ai jamais été très bonne à ça.
İyi ama sen değilsen, ne o zaman?
Mais si ce n'est pas vous alors qu'est-ce que c'est?
İyi o zaman yapmayalım.
On a qu'à ne pas le faire.
O zaman cildime iyi gelmez.
Ce n'est pas bon pour ma peau.
İyi, yemeğinizi kendiniz pişirin o zaman!
Très bien. Cuisine ton propre dîner!
İyi, o zaman.
Fatiguée?
Bundan bir kaç ay önce, kendimi çok iyi hissetmiyordum ve her zaman bitkindim. Mide bulantısı, baş ağrısı falan... O yüzden doktora gittim ve onlarda bir grup test yaptılar ve...
Il y a environ 2 mois, je ne me sentais pas très bien, tout le temps fatigué, des nausées et maux de tête... je suis donc allé chez le médecin ils ont fait plein de tests
O zaman sabah en iyi elbiseni giy ve benimle sokakta buluş.
Alors, première chose demain matin, enfile ton plus bel habit, et retrouve-moi dans la rue.
O zaman iyi bir fikir olduğunu kabul ediyorsun.
Alors tu sais que c'est une bonne idée.
O yüzden eğer sakladığınız bir şey varsa şu an bunu tekrar düşünmeniz için iyi bir zaman.
Donc si vous nous cachez quelque chose, c'est le bon moment pour revenir sur votre décision.
Yardımımı istemiyorsanız ben de yardım etmem. - Teşekkürler. O zaman biz iyi fikirler üzerinde tartışırken siz, küçük, enstrümansız şarkılarınızla eğlenebilirsiniz.
Ensuite vous deux amusez-vous sur votre petit couplet à capella mâle tandis que le reste d'entre nous discutions de quelque chose de bien.
İyi, biliyorsan neden bana bağırıyorsun o zaman...
Bien, dans ce cas si vous êtes au courant, alors pourquoi vous me hurler dessus?
İyi.Onu yakında yakalarlar o zaman.
Bien. Alors ils l'auront attrapé dans peu de temps.
Bugün daha sonra onu ziyaret ederiz o da kendisini iyi hissettiği zaman.
On passera la voir plus tard, quand elle se sentira d'attaque.
- O zaman arkanı dönsen iyi olur.
- Dans ce cas, tournez-vous.
İyi. Howard'a veririm o zaman.
- Bien je vais le donner à Howard alors.
Peki o zaman iyi bir ev sahibi olarak ben de içmem.
Eh bien, en tant que bon hôte, je ne boirai pas non plus.
O zaman hemen çalışmaya başlasanız iyi olur!
Alors vous feriez mieux de commencer!
Çok iyi bir iş çıkarmışsın o zaman.
C'est très réussi.
İyi o zaman. Bir plânın olmasına sevindim.
Génial, t'as pensé à tout.
O zaman da ayyaşların en iyi yaptığı şeyi yaparsın.
Tu fais ce que les alcoolos font de mieux.
- İyi o zaman.
GO!
O zaman iyi bir fikir gibi görünmüştü ama şimdi çok yardımcı olmadığını anlıyorum.
Ça semblait une bonne idée mais maintenant je réalise que... ce n'est pas très utile...
O zaman iyi ki, bir alfa adayı getirmişim.
J'ai bien fait de lui amener un challenger.
O zaman sana bunu söylemek için iyi bir zaman değil ama Chang burada.
Ce n'est sûrement pas le bon moment pour t'informer que Chang est ici.
O zaman... o zaman yokluğum farkedilmeden dönsem iyi olur.
Bon, alors... Bon, alors, ce serait... mieux que j'y retourne, avant qu'il s'ennuient de moi.
Zamanda boşluk bulunmazken zaman denizinde hatıralar ve kayıtsızlık denizinde yıllarca verilen sözler kaybolup gitti ve geri dönmedi ve bu topraklar daha iyi bir kader talebinde bulundu bu talebe de yalnızca günahkarlar karşılık verdi ve bunun yerine o talepleri alıp sonsuza dek, yaşamak zorunda olduğumuz o geleceğe hapsettiler.
Pourtant, le temps est une chose inéluctable. La mer du temps. La mer du souvenir et de l'oubli.
- O zaman kolonyanı bir kontrol etsen iyi olur. Çünkü içmiş gibi kokuyorsun.
Vérifie ton eau de Cologne, car tu sens la boisson.
İyi o zaman içeri davet et.
- Invite-la et c'est tout.
İyi, o zaman.
Ah ouais?
İyi o zaman.
Merci.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]