Öldüreçek Çeviri Fransızca
6,752 parallel translation
Herkes beni öldürecek, değil mi?
Maman va me tuer. Tout le monde va me tuer, non?
Seni ve Reid'i öldürecek birini görmeye gitmek delilikten de öte.
Aller voir l'homme qui a failli vous tuer toi et Reid est pire que de la folie.
- Ekibindeki herkesi öldürecek.
Il va tuer tous tes hommes.
Oylama yapmadan beni vurup öldürecek misin?
Tu vas m'abattre sans même un vote de Mayhem?
- Ian'ı öldürecek misin?
- À propos, allais-tu tuer Ian?
Tamam. Yeni kural. Bundan sonra beni bir gün öldürecek olan beyin tümörüne "beyin üzümü" demesek nasıl olur?
Nouvelle règle... et si on ne parlait pas de la tumeur qui me tuera comme d'"un grain de raisin"?
Beni öldürecek misin?
Tu comptes me tuer, hein?
İroni ise seni öldürecek kişi, o adamın kızı olacak.
L'ironie veut que ce soit sa fille qui te condamne à mort.
Zac'i soğukkanlılıkla öldürecek misin?
Tirer sur Zac de sang-froid?
Fakat bu çocukları arkamda bırakırsam, tek tek hepsini öldürecek, sadece beni cezalandırmak için.
Mais si je laisse ces garçons, il les tuera tous jusqu'au dernier, juste pour me punir.
Frank'i öldürecek.
Il va tuer Frank.
- Kocan beni öldürecek.
- Ton mari va me tuer.
Beni öldürecek.
Il me tuera.
O adam anneni öldürdü ve bir gün seni de öldürecek.
c'est celui qui a tué votre mère. aussi.
Arkadaşım yemekli bir parti veriyor ve benim muhabbeti ilgi çekici birini bulmam gerekiyor. Yoksa beni öldürecek.
Mon amie organise un dîner et j'ai besoin d'un charmant convive ou elle va me tuer.
Nick'in Grimm olmadığını duyunca ona ders vereceğini söylemeye başladı. Dersten kastı da, sanırım onu öldürecek ve ben onu durduramam.
Quand il a appris que Nick n'était plus un Grimm, il a commencé à raconter à tout le monde qu'il allait lui donner une leçon, et par leçon je crois qu'il veut dire il va le tuer, et je ne peux pas l'arreter
- Shaw onu öldürecek.
Il va la tuer.
Eğer vermezseniz bu kamptaki herkesi öldürecek.
Si tu ne le fais pas, elle tuera tout le monde dans ce camp.
Hadi, öldürecek vaktim yok.
Allez, il n'y a pas de temps à perdre.
Ve Berlin öldüğünde, seni de öldürecek.
Et quand Berlin sera mort, il te tuera.
Bu bifteği yiyebilmek için adam öldürecek bir sürü insan var.
Il y a des gens dehors qui tueraient pour ce steak.
48 saatten az bir sürede Birlik 50 kişiyi öldürecek.
Dans moins de 48 h, la Ligue va tuer 50 personnes.
Liston onu öldürecek.
Liston va le tuer.
İlk rauntta öldürecek.
Il va le tuer, au premier round.
Aradığı her neyse, birilerini öldürecek kadar çok istiyormuş.
Quoi que ça soit, il le voulait au point de tuer pour.
Cisco, Wells'i öldürecek!
Cisco, il va tuer Wells!
- Burada öldürecek hiçbir şey yok.
Il n'y a rien à tuer par ici.
- Ama yine de biri onu öldürecek kadar önemsiyor olabilir.
Pourtant, quelqu'un s'intéresse assez à lui pour vouloir le tuer.
- Bizi öldürecek.
Il va nous tuer.
Zelda Vasco, tam olarak bu işi öldürecek kişi.
Zelda Vasco, qui va tout défoncer.
- Sameen bizi öldürecek.
Sameen va nous tuer.
Birkaç kilo Ben and Jerry's * öldürecek olan bir avuç etine dolgun kız.
Des rondouillardes qui veulent assassiner quelques pots de glace.
Onu öldürecek mi peki?
Cela ne va pas le tuer, n'est-ce pas?
Hmm. Onu öldürecek kadar kızdın mı?
Suffisamment pour le tuer?
Bir içgüdüyle onu öldürecek misin yani?
Alors tu vas le tuer sur une intuition?
Beni önce sıkıntı mı yoksa senin şu yemeklerin mi öldürecek bilmiyorum.
Je ne sais pas ce qui va me tuer d'abord, l'ennui - ou ta cuisine.
- Jess seni öldürecek. - Lanet olsun!
- Jess va te tuer.
Babam beni öldürecek.
Papa va me tuer.
Simmons'la birlikte Hydra'da gizli görevdeyken Whitehall milyonlarca insanı öldürecek, soy tüketme seviyesinde bir olay yaratmanın yolunu arıyordu.
C'est alien. Quand Simmons et moi étions sous couverture chez Hydra, Whitehall cherchait à créer une extinction à grande échelle pour tuer des millions de gens.
Hepimizi öldürecek!
Il nous tuera tous.
Lütfen, yoksa onu öldürecek.
Il va la tuer.
Onu öldürecek.
Il la tuera.
Eğer onu öldürecek olsaydım bıçak kullanırdım ki böylece gözlerini görebilirdim.
Si je devai le tuer, Je le ferai avec un couteau, pour que je puisse voir ses yeux.
Sence birini öldürecek kadar sinirli miydi?
Vous pensez qu'il était assez énervé pour tuer?
Annem beni öldürecek.
Ma mère va me tuer. Arrête de geindre.
Bu da beynine, onu öldürecek kadar zarar vermiş olabilir.
Ce qui aurait suffisamment endommagé le cerveau pour la tuer.
- İnsanlar sokaklarda birbirini öldürecek.
- Les gens se tueront dans les rues. - C'est vrai.
İnsanlar birbirini öldürecek.
Les gens mourront.
İnsanlar sokaklarda birbirlerini öldürecek.
Les gens vont s'entretuer dans les rues.
- yüzlerce Katoliği öldürecek...
- s'abbatant sur des centaines...
Yüzlerce insanı öldürecek silah yokmuş gibi davranmak mı, yoksa hala mutlu bir çift gibi davranmaya devam etmek mi?
Prétendre qu'il n'y a pas un dispositif qui pourrait tuer des centaines d'innocents ou de prétendre que nous sommes encore un couple royal heureux.
öldürecek 16
öldürecekler 16
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürmedim 32
öldürme 33
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürmedim 32
öldürme 33
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldür onları 68
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldürmek için 25
öldüreceğim onu 25
öldürün onu 203
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldür onları 68
öldürün beni 29
öldürüldü mü 54
öldürmek için 25
öldüreceğim onu 25
öldürün onu 203