English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ö ] / Öldürmek için

Öldürmek için Çeviri Fransızca

4,901 parallel translation
Nick'i öldürmek için geri dönmüş.
Elle est revenue pour tuer Nick.
Alan bunu öğrendiyse onu öldürmek için sağlam bir nedeni var demektir.
Si Alan savait qu'elle allait le raconter, c'est pour lui un motif très valable de la tuer
Aynı zamanda kendi öldürmek için de mükemmel bir yöntem.
Un sacré moyen de se faire tuer aussi.
Hayır sadece hobi olarak. Vakit geçsin diye. Zaman öldürmek için.
Juste un hobby, un passe-temps pour... pour passer le temps.
- Sizi öldürmek için gelen ekibi onlar yolladı.
Pourquoi? Ils ont envoyé le groupe qui a essayé de vous tuer.
Kontrol'ü ve digerlerini öldürmek için gelmis olmali.
Sûrement pour tuer Contrôle et les autres.
Bu öldürmek için yetkiden başka bir şey değil. Herhangi bir zamanda.
Ce n'est rien de plus qu'une autorisation pour assassiner quand bon leur semble.
" Yaralandığında ve Afganistan'ın ovalarında kalakaldığında ve Afgan kadınları arta kalanları kesip öldürmek için çıkageldiğinde tüfeğini kendine doğrultup beynini uçur.
Hein, Stu? Lorsque tu gis, blessé, sur les plaines afghanes et que les femmes s'approchent pour te tailler en pièces mets la main sur ton fusil et fais-toi sauter la cervelle...
Munoz adamın festivale geleceğini biliyor. Onu öldürmek için orada olacak.
Munoz sait qu'il sera au festival, et il y sera pour le tuer.
Hayır, seni öldürmek için getirdim buraya.
Non, je t'ai amené ici pour te tuer.
İskoçya Kraliçesini eve yolculuğu sırasında öldürmek için para aldım.
J'ai été payé pour tuer la Reine d'Ecosse sur le chemin du retour.
İş arayan adamları öldürmek için bir yem.
Juste une façon de séduire des hommes cherchant un travail afin de les tuer.
- Bizi öldürmek için, seni salak kahpe.
Pour nous tuer, espèce d'idiote!
- Birinin öldürmek için uzun bir yol olduğunu biliyorum ama...
- Je sais que c'est une façon difficile pour tuer quelqu'un, mais...
Amerikalı hedefleri öldürmek için mi yollanıyorsunuz?
Non, je ne me cache pas derrière... Avez-vous été envoyé à l'étranger pour assassiner des cibles américaines?
Yoluna çıkan herkesi öldürmek için mi?
De tuer tous ceux qui vous barreront la route?
bu ülke parçalanabilir. Kraliçeyi öldürmek için ödeme aldım.
Si la nouvelle de sa folie se répand, ce pays explosera.
Öldürmek için ateş edin.
Tirez pour tuer.
Cilde damlatılan tek bir damla öldürmek için yeterli.
Une seule goutte sur la peau est suffisante pour tuer.
Memur Cantor'ın onları öldürmek için emir aldığını mı söylüyorsun?
Est-ce que tu suggères que l'officier Cantor a recu l'ordre de les tuer?
Öldürmek için sağlam bir bahane olurdu.
Ce serait un très bon motif de meurtre.
Bu silahı Jeff Hickman'ı öldürmek için kullandın.
Vous avez utilisé cette arme pour tuer Jeff Hickman.
-... kadın ve çocuğu öldürmek için kullanmak istiyor.
- femmes et enfants de cette planète.
- Jerome, Randy Quaid'i öldürmek için bana yardım eder misin?
Tu m'aides à tuer Randy Quaid? Qui ça?
Sakladığın insanları öldürmek için mi?
Pour tuer ces gens que vous cachez?
- Doğru. - Birini öldürmek için çok zekice bir yol.
C'est une très façon très intelligente de tuer quelqu'un.
Onu ve başka iki kişiyi öldürmek için sana sadece iki gün kalıyor.
Tu as donc deux jours pour le tuer lui et deux autres personnes.
Ama Kurucu, Makineyi gezegendeki her erkek kadın ve çocuğu öldürmek için kullanmak istiyor.
Mais le fondateur veut utiliser la machine pour tuer chaque homme, femme et enfant sur cette planète.
Kurucu, Makineyi gezegendeki her erkek kadın ve çocuğu öldürmek için kullanmak istiyor.
Le Fondateur veut que nous utilisions la machine pour tuer chaque homme, femme et enfant sur cette planète.
Evet, ömrü boyunca öldürmek için çalıştığı bir türün canları.
Ouais, une espèce qu'il a passé sa vie entière à essayer de tuer.
Sen ise Fransa Kralını öldürmek için annemle beraber çalıştın.
Au lieu de cela, vous avez comploté avec ma mère pour tuer le roi de France!
Seni öldürmek için burda.
Il est venu pour te tuer.
Beni öldürmek için burda olmadığını varsayıyorum.
Et je suppose que vous n'êtes pas là pour me tuer.
Seni öldürmek için biri geliyor.
Un homme vient vers vous pour vous tuer.
Marcella'yı öldürmek için geçerli bir nedeni ya da imkanı olan herkesin ortak noktası sensin.
Vous êtes l'élément commun entre tous ceux qui ont eu l'opportunité ou le mobile pour tuer Marcella.
Sanırım bana kin besleyen birisi Martha'yı öldürmek için Miller Beck'i tuttu ve ben olayı çözmeye başlayınca da... Miller Beck'i öldürdü.
Je crois qu'une personne rancunière a payé Miller Beck pour assassiner Martha et l'a ensuite tué quand je suis venu trop près.
- Asıl soru, neden birisi onları öldürmek için tetikçi kiralasın?
- La véritable question est, pourquoi quelqu'un embaucherait-il un tueur à gages pour les tuer?
O zaman Judson karısını öldürmek için kiralık katil tutuyor.
Alors, Judson engage un tueur à gage pour tuer sa femme.
Dale'nin Ben'i öldürmek için sebepleri olabilir, ama Andrew'ı öldürmek için bir sebebi yoktu.
Dale avait de bonnes raisons de tuer Ben, mais aucune de s'en prendre à Andrew.
Onun da Andrew'i öldürmek için sebebi yoktu.
Elle n'avait pas de motif non plus.
Ama bir kongre üyesini öldürmek onlar için biraz fazla gösterişli.
Mais tuer un membre du congrès serait trop flagrant pour eux.
Neden seni öldürmek isteyen bir uyuşturucu baronu için kulübünü ipotek gösterdin?
Pourquoi mettre ton club en gage pour faire sortir de prison un baron de la drogue colombien qui est recherché pour meurtre?
Beni dinlemek için bir sebebiniz olmadığını biliyorum ama sizi öldürmek istemiyorum.
Je sais que tu n'as aucune raison de m'écouter... mais je ne veux pas te tuer.
"Kusurlu kanunlara uymamak ve bir tiranı öldürmek insanlar için sırf hak değil, bir görevdir de."
Le peuple n'a pas seulement le droit mais le devoir de désobéir et tuer un tyran.
Cesurcaymış. "Kusurlu kanunlara uymamak ve bir tiranı öldürmek insanlar için sırf hak değil, bir görevdir de."
Le peuple n'a pas seulement le droit mais le devoir de désobéir aux mauvaises lois et tuer un tyran.
Bana şu klasik şakadan yaptı : "Şimdi sana söylediğim şey için seni öldürmek zorunda kalacağım."
Il m'a dit la fameuse blague du "Maintenant que je vous l'ai dit je vais devoir vous tuer".
Sana acı çektirmek için Bo'yu öldürmek istiyor yani.
Donc elle veut tuer Bo pour me faire souffrir.
Hiç şehir için hasta köpekleri öldürmek zorunda kaldın mı?
Vous avez déjà tué des chiens malades pour la ville?
Yetkililer, bugün, bir Marsilya polis memurunu öldürmek suçundan aranan Amerikan vatandaşını bulmak için şehri tarıyorlar.
Les autorités passent aujourd'hui la ville au peigne fin à la recherche du meurtrier d'un officier de la police de Marseille.
Beni kim öldürmek istiyormuş onu öğrenmek için geldim.
Je suis venu ici pour découvrir qui essaie de me tuer.
Martha'nın ölümü rastgele bir soygun değildi Bu aslında birisinin O'nu... öldürmek için Miller Beck'e para ödediği anlamına gelmektedir.
ça signifierait que quelqu'un a payé Beck pour qu'il la tue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]