English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Burada değildim

Burada değildim Çeviri Portekizce

219 parallel translation
Ben burada değildim, o da bütün akşam dışarı çıkmadı.
Não estive cá, não me viu e ela passou a noite em casa.
Burada değildim.
- Não sei. Não estive aqui.
Burada değildim yoksa davayı alabilirdim.
Eu estava para fora, se não ter-me-ia ocupado do caso.
Doğru.. Okulum nedeni ile uzun süre burada değildim.
Você passou muito tempo a estudar no leste.
Oteli terk ettiğinde burada değildim.
Eu não estava aqui quando ela se foi embora.
Bana ihtiyacınız olduğu zamanlar çoğunlukla burada değildim.
Estive ausente muitas vezes quando vocês precisavam de mim.
Geçen ay burada değildim.
No mês passado, ainda cá nem estava.
Ben burada değildim.
Eu não estou aqui.
Burada değildim.
Não estavas cá.
Burada değildim.
Não estive aqui.
Biliyorum. Burada değildim.
Eu sei, desculpe-me, estive fora.
- Burada değildim lanet olası.
- Não estava.
O- - O buradaydı ve o- - O bir not bırakmış ama ben- - Ben burada değildim, ama ben- - Not hemen burada, yanımda.
Esteve cá e deixou uma nota... mas eu não estava, mas tenho a nota aqui.
Unutma. Ben, burada değildim.
Nem uma palavra de tudo isto, entendido?
Öncelikle tüm bu olanlar süresince burada değildim.
Primeiro, nem sequer cá estava durante essa altura.
Geçen akşam burada değildim.
Eu não sei! Não estive aqui a noite passada.
O gece burada değildim, ama ertesi gün görmüştüm.
Não estava cá nessa noite, mas vi-a no dia seguinte.
Burada değildim. Onun için mantıklı bir şeyler söyleyemeyeceğim.
Não vi, por isso não posso comentar com propriedade.
Burada değildim.
Eu não estava cá.
Her Neyse, burada değildim.
Bom, mas eu não estava lá.
Söylediğim gibi, Büyükelçi Kosh öldüğünde burada değildim.
Eu disse-lhe, eu não estava aqui quando o Embaixador Kosh morreu.
Ben burada değildim.
Eu não estava aqui.
Burada değildim, görmedim, zaten durduramazdım.
Não estava cá, nem sequer vi, não vos podia ter impedido.
Neden bilmiyormuşsun? - Burada değildim. Evet buradaydın ama dikkat etmiyordun.
mas distraído.
Bu kimlik eski. Burada değildim.
Estive fora uns tempos.
- Geçen hafta burada değildim
Eu não estava cá na semana passada.
Geçen hafta burada değildim.
Faltei a semana passada... Tens os sumários?
- 10 yıldır burada değildim. Sen aç.
- Há dez anos que não mexo aqui.
Bilmiyorum, hatırlamıyorum, burada değildim!
Não sei, não estava aqui.
Burada değildim.
Falhei. Graças a Deus!
Sorulara 30 kere aynı yanıtı vermem gerekiyor çünkü birkaç yıldır burada değildim.
Vou ter de responder às mesmas questões 30 vezes, porque estive ausente por dois anos.
Son yangın kontrolünde burada değildim.
Não estive cá na última inspecção.
Burada değildim. Yemekle ilgili mesajını aldım. Teklifin hala geçerliyse gelmeyi çok isterim.
Estive fora o dia todo, e recebi as suas mensagens sobre o jantar, e... adoraria ir se o convite ainda estiver de pé.
Burada değildim.
Estive fora.
Ama en önemlisi Müdür Bass buraya antika, deri, yüksek arkalıklı koltuğunu aramaya gelirse, burada değildim.
Mas, o mais importante... se o diretor vier procurar uma poltrona antiga de couro marrom... vocês nunca me viram aqui.
Bir iş gezisi için bir süreliğine burada değildim.
Estive fora durante um tempo em negócios.
- Burada olan ben değildim.
- Como vou saber? Não estava aqui.
Hâlâ burada olduğundan bile emin değildim.
Nem sequer estava certa de que estivesses aqui.
Ampul almaya gelmiştim ve farkında değildim. Burada mı yaşıyorsun?
- Você mora aqui embaixo?
Bunu hisseden yalnız ben değildim, burada ki herkes hissetmişti.
E não fui só eu. Todos os colegas sentiram o mesmo.
Burada ne bulabilirdim, emin değildim ama bu cinayet bana geçişi sağladı.
Eu estava incerto do que iria encontrar aqui, mas o meu crime providenciara-me o acesso.
Demek istediğim, o anda burada bile değildim.
Quero dizer, eu nem estava lá quando aconteceu.
Burada olabileceğinizden emin değildim.
Não tinha a certeza que estivesse aqui.
Burada olacağından emin değildim.
Não tinha a certeza de que viesse.
Burada bir şeyler yiyebilmenin tek yolu kendin pişirmen ve hiç de yemek yapacak havada değildim.
A única forma de comer é cozinhando e não me apetece Bisquik.
Burada olacağından emin değildim.
Não tinha a certeza se estarias aqui.
Ah, Ashley, burada olacağının farkında değildim.
Oh, Ashley, eu não esperava que estivesses aqui.
.. zamanında burada olup olamayacağımdan emin değildim.
Eu não tinha certeza se estaria aqui em tempo.
Burada başka birinin oturduğunun farkında bile değildim.
Nem percebi que morava mais alguém cá.
Seni burada göreceğimden emin değildim.
Não sabia se te encontrava cá.
Siz burada otururken, sizin cinayetinizden ötürü birinin idam edilecek olması sizi endişelendirmiyor mu? Lincoln Burrows'u yem olarak seçen ben değildim.
E a história é totalmente diferente para a minha personagem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]