English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And look here

And look here translate Turkish

3,380 parallel translation
Look at that, you put the crib right over here, and you can rock her to sleep right over there.
Karıma bir sorarım. Hayır, beni reddedemezsin Paul. Kimse beni reddedemez.
Oh, and, um, look. If you don't like those, or even if you do, here's just a little mad money for you to just get something you feel great in.
Ama tabii bunlar hoşuna gitmezse, ya da hoşuna gitse bile yine de birkaç güzel kıyafet almak için biraz para bulunsun yanında.
Tell you What. You look over there, and I'll look over here.
Sen oraya bak bende bu tarafa bakayım olur mu?
Look, your brother can't just come back here with flowers and pretty words and "I'm sorrys"
Kardeşin güzel çiceklerle, hoş sözlerle özür dilerimlerle buraya gelemez.
Everything that I have done here in the last nine months and you have made me look ridiculous!
Burada son dokuz aydır yapmış olduğum onca şey... Ve siz benim aptalca görünmemi sağladınız!
This was the video shot in 1994, and if we look very carefully, here's the heroine and... whoa!
Bu video 1994'de kayda alındı ve dikkatli bakarsanız işte kadın kahraman.
Look, I appreciate you coming down here, and bringing dinner, for everyone, but there's just a few things I have to do before I come home.
Bak, buraya gelmen çok hoş. Müteşekkirim. Herkes için yemek getirmen falan ama eve gelmeden önce yapmam gereken birkaç şey daha var.
My mom was snooping in my room,'cause she loves me, and she found a letter. Look, here's what happened.
Annem odamı karıştırıyordu.
Father, dear, come over here and look at what they gave to me
Babacığım gel buraya bak bana ne verdiler
Uh-oh, here comes your ex, and she doesn't look happy.
İşte eski kırığın geliyor ve hiç mutlu gözükmüyor.
I would love to leave here and never look back. But you are as beaten and broken as I have ever seen you.
Buradan gidip bir daha arkama bakmamayı çok isterdim ama şu an hiç görmediğim kadar perişan bir hâldesin.
Next time they come in here, you need to open your eyes and really look.
Geri geldiklerinde gözlerinizi açın ve gerçekten bakın.
So first of all, this is going to monitor your heart rate and your oxygen levels so if we pop that on we can just have a look here.
İlk olarak, bu senin kalp atışını ve oksijen seviyeni gösterecek, şuna basarsak burdan görebiliriz.
And not just one tree, cos look here
Ve sadece bir tane de değil, çünkü şuraya bakın
Look, you're the senior detective and I'm the rookie, but we've been here for hours and we've torn this place apart.
Bak, kıdemli olan sensin, bense çaylağım. Ama saatlerdir buradayız ve burayı didik didik ettik.
I was in my nice temperature - controlled office having some "me" time, and I was suddenly dragged out here to do all the work while you look for truffles.
Isısı güzelce ayarlanmış ofisimde kendime biraz zaman ayırmışken beni buraya çekip, bütün işleri tek başıma yapıyorken sen mantar topluyorsun.
Look, you have every right to come in here and hit on the cute bartender all night.
Bak, buraya gelip gece boyunca güzel barmen kıza asılmaya sonuna kadar hakkın var.
I'm just gonna stand here and try to look deaf.
Burada durup, sağır gibi görünmeye çalışacağım.
So, you look around here and you just think everything's dead.
Hala canlı.
But it can also analyze the surface of Mars and it's trying to find out, look, was there ever liquid water here, lakes, oceans, that kind of thing?
Ama aynı zamanda da Mars yüzeyini analiz ediyor. Aradığı şeyler şunlar acaba Mars'ta sıvı var mıydı, göller, okyanuslar? Nasıl bir suydu bu?
Look, just tell me, who in here would be able to see the documents and know what's in these deals?
Şunu söyle. Burada bu belgeleri kim görebilir? Kim anlaşmaların içinde ne yazdığını biliyordur?
Plus, I want to make a good impression, and no offense, but with you guys here, I look like I'm six-two.
Ayrıca iyi bir izlenim bırakmak istiyorum, alınmayın ama sizin yanınızdayken 1.90 gibi görünüyorum.
Look, under confidence has never been a problem for me, but my ring doesn't work here, and old Bumpy just wiped the floor and ceiling with Kilowog, who taught me most of what I know about fighting hand to hand.
Bak kendine güvenmek benim için hiç bir zaman sorun olmamıştır. Ama benim yüzüğüm burada çalışmıyor, Ve yaşlı Bumpy, ellerimle kavga etmenin çoğunu, bana öğreten Kilowog'la yerleri kazıyıp, onunla doldurdu.
Stay here and look around and find out what he's talking about.
Burada bekle ve bak bakalım neden bahsediyormuş.
Now I'm going to look for this Livia Morosini so you'll leave here once and for all.
Şimdi gidip Livia Morosini'yi arayacağım böylece tek kalemde buradan gideceksiniz.
I'd be stuck here, and you'd have to look at my face all week.
ben buradaysam bütün hafta boyunca yüzüme katlanmak zorundasın.
Look, man, you're welcome to stay here, but eventually, you and Molly are gonna have to talk this thing out.
Bak adamım, burada istediğin kadar kalabilirsin ama eninde sonunda Molly ile bu konuyu konuşmanız gerek..
Look, remember, we're just here to get a lay of the land, grab whatever the hell we can carry, and get the hell out of here.
Unutmayın, burada bulunmamızın bir amacı var taşıyabileceğimiz her şeyi almak buradan gitmek.
Look, I get why you're here, and I'm sure she'd appreciate it, but I think the last thing she needs right now is the police questioning her relationship with a former teacher.
Bak, neden burada olduğunu biliyorum ve eminim ki bu onun da çok hoşuna gider. Ama bence şu anda ihtiyacı olan son şey,... polisin eski öğretmeniyle arasındaki ilişkiyi sorgulaması.
Look, I am on trial for my life here, and I'm losing!
İdamla yargılanıyorum ve davayı kaybediyorum!
Now, my partner here, he took one look at that and said, " Shit, man.
Ortağım... buna baktı ve şöyle dedi ; " Lanet olsun dostum.
Get over here. Look at this face and remember it because it's the face of your new synchronized swimming coach.
Bakın bu yüze ve unutmayın çünkü yeni senkronize yüzme hocanızın yüzü bu.
So when that fire marshall gets here, I know you're going to look at that flag and do the right thing.
İtfaiye şefi geldiği zaman o bayrağa bakıp doğru olanı yapacağını biliyorum.
Sometimes I'd wake up in the middle of the night and look down here.
Bazen gecenin bir yarısı uyanıyorum ve buraya bakıyorum.
And if you need to justify that to yourself, just look at me now, here, in this moment, getting angry as just another little part of the whole web of interconnected cause and effect.
Eğer bunu kendine haklı çıkarmak istiyorsan, şimdi yüzüme bak, tam şu anda sinirlenmemi gör ve bunun neden sonuç örgüsünün bir parçası olduğunu kabul et.
So we track back and we look for the centre, which would be here, in Soho.
O bir yerden daire çiziyor. İzleri geriye doğru takip etmeli, merkezi aramalıyız. O da Soho'da olabilir.
Look, we're stuck here, and you can glower at me like you're suckin'on a lemon, or we can be civil.
Bak, burada kapalı kaldık. Limon emer gibi bakıp yüzünü ekşitebilirsin. Ya da medeni davranırız.
Look, I will do the best that I can here, which I realize isn't much, but you have to choose between us and Charlie, and I am asking you to choose Charlie.
Bak burada elimden geleni yaparım ki fazla bir şey yapamayacağımın farkındayım ama bizimle Charlie arasında seçim yapmak zorundasın ve senden Charlie'yi seçmeni istiyorum.
And here, forty thousand dollars later, is how she's going to look on TV.
Ve bu ise, 40 bin dolar sonra, TV'de nasıl görüneceği.
If what's happening here continues, this entire caldera on which we're standing right now, where thousands of people go to school, go to work, camp, hike, and fish, is gonna go up in a series of eruptions that'll make Mount St. Helene look like a fifth-grade science project.
Eğer olan şey devam ederse üzerinde durduğumuz, binlerce insanın okula ve işe gittiği, kamp ve yürüyüş yaptığı, balık tuttuğu bu tüm kalderonda seri patlamalar yaşanır ve Saint Helens dağını 5. sınıf bir bilim projesine dönüştürür.
Look, it's either that or we stay here and suffocate.
- Burada kalıp boğulursak bunu bilemeyiz.
It's because I saw your donation to NFS, and the picture of you together with the dean. That's why I came here asking for you to help me look into this issue and figure out the problem.
New York moda okuluna yaptığın bağış sırasında dekanla çekilen resmini görünce... başvurumda ne gibi bir yanlışlık olduğunu bulup yardımcı olur musun diye soracaktım.
Come over here and take a look at this.
Buraya gelip şuna bir baksana.
Well, actually, Bobby just texted me, and he's thinking we should just look around here and get married.
Aslına bakarsan, Bobby mesaj attı ve buralarda bir yer bulup, burada evlenmeliyiz diye düşünüyor.
And look at him here, Ingmar.
Buraya bak Ingmar.
But, look, nothing I can do about it now and here we are.
Ama, artık bir şey yapamayız ve işte bu haldeyiz.
I'm right here, baby. And you look insanely beautiful.
Buradayım, bebeğim ve sen delicesine güzel görünüyorsun.
I mean, I know there's a lot of crazy rumors going around, but we are just here and paid to have fun, look pretty, tell jokes.
Etrafta bir sürü dedikodu dolanıyor ama... Biz burda sadece eğlendirmek, güzel görünmek, şaka yapmak için para alıyoruz.
Look, I really, really want this job, Mr. Napoli, and I know you're going to fire me if I tell you what I did, but I would love a future here, and I don't want that to be jeopardized by a moment of... poor judgment.
Bu işi gerçekten istiyorum Bay Napoli ne yaptığımı söylersem beni kovacağınızı biliyorum ama burada bir geleceğim olmasını çok isterim ve itiraf anıyla bunların hepsini kaybetmek istemiyorum.
Well, then who would stay here and look after the farm?
O zaman kim burada kalıp çiftliğe bakacak?
Sabrina, you got to come out here and look at this bee that chased me.
Sabrina gelip beni kovalayan şu arıya baksana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]