Every year translate Turkish
4,833 parallel translation
Growing up to 15 centimetres long, her powerful neurotoxins kill several humans every year.
( Kara Akrep ) 15 cm'ye kadar büyüyebilen kuvvetli zehriyle her yıl birkaç insan öldürüyor.
Every year, some 5,000 tankers pass through these waters.
Her yıl, yaklaşık 5 bin tanker petrol bu sulardan geçiyor.
Thousands of birds have changed their migration routes to visit these fields on their journey between Europe and Africa every year.
Binlerce kuş, buradaki tarlaları ziyaret etmek için... Avrupa ve Afrika arasında seyahat ettikleri güzergâhı bile değiştirdiler.
The one they do in the parking lot every year behind the shoe warehouse?
Her yıl olduğu gibi ayakkabı deposunun arkasındaki otoparkta mı olacak?
Every year, we should go out and celebrate... just the two of us.
Her sene çıkıp kutlarız. Sadece ikimiz.
Despite your efforts, traffickers continue to generate billions in profits every year.
Tüm bu çabalarınıza rağmen tacirler her yıl milyarlarca kâr elde ediyor.
Now we gotta go to Tampa every year.
Ve şimdi her sene Tampa'ya gitmek zorundayız.
The super gay pageant they have every year at Rosalita's.
Her yıl Rosalita's'da yaptıkları süper gey yarışması.
And the next year. And every year after that.
Ve ondan sonraki her seneyi!
I mean, at the movies, at the grocery store, at the home-wrecking skank convention. You know, every year, I say I'm gonna go.
Yani sinemada, markette "Yuva Yıkan Kaltaklar Kongresi" nde.
I say this every year but this time it's true.
Bunu her sene diyorum ama bu sefer doğru.
- Yeah, well... every year, one girl gets chosen to meet the elusive collector.
- Evet, iyi... Her yıl kaypak koleksiyoncuyu karşılamak için bir kız seçilir
I lay a saxophone reed at his grave every year.
Her sene mezarına saksafon kamışı bırakıyorum.
I come here every year.
Buraya her sene gelirim.
We do this every year.
Bunu her yıl yaparız.
It's your Auntie Bridget's birthday and my brothers and I, we like to raise a glass to her every year we're together.
Bridget Hala'nın doğum günü bugün. Kardeşlerim ile anısına içeriz beraber her yıl.
Look, plenty of people with perfect vision go skiing every year and break their necks.
Bak, çok iyi gören insanlar bile her yıl kayağa gidiyor ve boyunlarını kırıyor.
Look, every year, I would go to the cops, and I would ask them if they had any new leads, but they never did.
Bakın, her sene polise gidip ellerinde yeni bir ipucu olup olmadığını soruyorum ama şu ana kadar hiçbir şey çıkmadı.
It's the same every year.
Her sene aynı şey.
Friends, every year,
Dostlarım, her yıl,
Every year much farmland is turned into skyscrapers
Her geçen yıl, birçok ekilebilir arazi gökdelene dönüşüyor.
The rules are the same as every year.
Kurallar her yıl ki gibi aynı.
He's been coming here every year, hogging all the bounty for himself!
Her yıl buraya gelip, bütün ödülü kapıyormuş demek! Hain Gözlük!
It's just... I tried so hard every year, and you always won.
Sadece... her yıl çok çabalıyordum ama hep sen kazanıyordun.
[Cory Ness] We have a big block party every year.
Her sene büyük bir parti yapıyoruz.
[Anthony Hargraves] Every year we end up meeting new people and just keep building our family, of moto.
Her sene yeni insanlarla tanışıyoruz ve motosiklet ailesini büyütmeye devam ediyoruz.
Well, every year, billions are spent rebuilding damage done by criminal acts.
Her sene suç eylemleriyle yıkılan yerlerin inşasına milyarlar harcanıyor.
It looks like every year, they invite the great and the good for an informal lunch to mark the President's birthday.
Görüşünüşe göre her yıl ileri gelen insanlar davet edilerek başkanın doğum günü için yemek düzenleniyor.
Oh, I try to visit every year.
Her yıl ziyaret etmeye çalışıyorum.
Every year on this exact day it comes for us.
Her yıl tam da bu vakit bizim için gelir.
Every year you lock me up in this stupid house, and I have never even once seen a Ghost!
Sizi manyaklar! Her sene beni bu salak eve hapsediyorsunuz, ve daha hiç hayalet görmedim!
You know, there's something about the fourth day in July Of every year.
Bilirsin, her yıl temmuz ayının 4'ünde güzel şeyler yaşanır.
And I'll spend every year Klaus is in here apologizing to you for it.
Ben de Klaus'un burada olduğu her yılı sana özür dilemek için geçireceğim.
The annual date harvest is the busiest time of the year in every oasis.
Hurma hasat zamanı her vahanın en hareketli olduğu zamandır.
Every night of the year, Dubai puts on the biggest water show on Earth.
Yılın her gecesi Dubai, dünyadaki en büyük su gösterisini sunuyor.
Every time he lands, that chair farts out ten-year-old Dorito dust.
Her oturduğunda minderden 10 yıllık Doritos cipsin tozu kalkıyor.
And earlier this year, you bucked every protocol to save a senator's life.
Ve bu senenin başında bir senatörün hayatını kurtarmak için her türlü protokole karşı geldin.
So in the next 20 minutes, when every other reporter in this building goes live with the news that Sally Langston has formed an exploratory committee to run against the President in next year's republican primary,
Yani önümüzde 20 dakikada, binadaki bütün diğer gazeteciler Sally Langston'ın önümüzdeki seçimlerde Başkana karşı yarışacağı, açıklamasını canlı yayına taşırken,
Every human year is seven dog years.
Her insan yılı yedi köpek yılına tekabül eder.
Tell them I would buy every ounce of sulphur this mine produces throughout this coming year. And whatever else lies in storage.
Onlara önümüzdeki yıl boyunca bu madenden çıkarılacak her bir parçayı ve depoda ne kadar varsa tüm sülfürü satın alacağımı söyle.
The black ninjas probably have already sealed every exit of the 100 Year Inn.
Ninjalar muhtemelen tüm çıkışları tutmuşlardır.
And every year, I don't.
Ama hiç katılmıyorum.
She keeps making jokes about how she's gonna come live with us in Rome and sleep on the couch and cook every meal for us so we never have to go to a restaurant the whole year we're there.
Roma'ya gelip bizimle birlikte yaşayacağı kanepede uyuyacağı ve kaldığımız bir sene boyunca dışarıda restorana gitmek zorunda kalmayalım diye yemeğimizi pişireceği konusunda espri yapıp duruyor.
Do you know how many new species are discovered every single year?
Her yıl kaç yeni tür keşfedildiğini biliyor musun?
Twenty thousand species every single year.
Her yıl yirmi bin tür.
Every year.
- Her sene.
- Every single year.
- Hem de her sene. - Senin kıçına.
I really wish we could've taken every kid, but we just don't have the equipment, the uniforms, or a coach, so better luck next year.
Tüm çocukları takıma almayı isterdim ancak yeterli ekipmanımız, formamız ve hatta koçumuz yok. Yani, seneye iyi şanslar!
For the past year... every single day... I really missed you.
Geçen yıl boyunca her gün seni özledim.
To some people it's where they take their vacation every single year.
Bazı insanlar için Sturgis her sene tatillerini geçirdikleri yer.
They've got every 16-year-old girl in our coven dying to be one of the 4 chosen for this crazy-ass ritual.
Meclisimizin 16 yaşına gelmiş bütün kızlarının seçilmiş 4 kişi adı altında akıl almaz bir ritüel için canlarını alıyorlar.
years 15110
year 8817
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
year 8817
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
years before 33
years to life 41
years of age 170
years apart 22
years on the job 27
years older 43
years old now 31
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86
years to life 41
years of age 170
years apart 22
years on the job 27
years older 43
years old now 31
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86