Have you seen these translate Turkish
332 parallel translation
Have you seen these walls?
Duvarları görmüyor musun?
Have you seen these yet?
Bunları görmüş müydün?
Have you seen these two birds?
O iki kuşu hiç gördün mü?
Have you seen these?
Hiç bunlardan görmüş müydün?
Have you seen these applications?
Şu başvuru formlarını gördün mü?
Have you seen these photos Stone took?
Stone'un çektiği resimleri gördün mü?
Have you seen these things?
Bunları gördünüz mü?
Peggy, have you seen these fantastic blue disks for the toilet?
Peggy, yeni çıkan mavi tuvalet disklerini gördün mü?
Have you seen these larcenist lovelies?
Bu sevimli hırıszları gördünüz mü?
If you'd been here during one of these eruptions, you'd have seen vast billowing clouds in the distance coming towards you, kilometres away.
Eğer bu püskürmelerden biri sırasında burada olsaydınız kilometrelerce uzaktaki engin dalgalanan bulutların size doğru geldiğini görürdünüz.
You have seen all the bulls on the farm except these two.
Bu ikisi dışında, çiftlikteki tüm boğaları gördünüz.
- If you have seen any of these buildings...
- Eğer bu binalardan herhangi birini...
You know, I never have seen myself on one of these things before.
Daha önce kendimi bu şeylerin birinde görmemiştim.
You may have seen some of these creatures in your city.
Kendi kentinizde bu yaratıklardan bazılarını görmüş olabilirsiniz.
Have you ever seen these before?
Bunları daha önce gördünüz mü?
All these years I have never seen you crying.
Hiç ağladığını görmedim. Hiç ağladığını görmedim.
Have you ever seen these boys playing poker?
Onların poker oynadığını gördün mü hiç?
Have you ever seen these things anywhere else?
Bakın! Tadını çıkarın!
Even if there's no poverty to be seen, because the poverty's been hidden even if you got more wages and could afford to buy more of these new and useless goods and even if it seemed to you that you never had so much that is only the slogan of those who have that much more than you.
Sefaletin üstü iyi örtüldüğü için ortada gözle görülür bir sefalet kalmamış olsa bile maaşlarınız arttığı için bu yeni ve işe yaramaz ürünlerin daha çoğunu almaya gücünüz yetiyor olsa bile ve size daha önce hiç bu kadar çok şeyiniz olmamış gibi gelse bile hâlâ sizden çok daha fazlasına sahip olanların savaş çığlığıdır bu sadece.
Have you ever seen one of these before?
Daha önce bunlardan birini görmüşmüydün?
These veiled are the nicest, Have you ever seen them before?
- Bu örtüler çok güzel. Daha önce hiç gördün mü?
Mr. Lyndon these are a matched pair of pistols, and as you have seen your second has loaded one, and I have loaded the other.
Bay Lyndon... bunlar birbirinin eşi bir çift tabanca. Gördüğünüz gibi... yardımcınız birini doldurdu, ötekini de ben doldurdum.
This is our electroencephalography have you seen one of these things?
Bu bizim elektroensefalografi, bu şeylerden gördünüz mü?
... the Italian-Germanic aviation has brought an effective contribution using bombs and machine guns against troops and vehicles. During these fights... You have seen aunt Ada?
Ada halayı gördün mü?
Would you be good enough, sir, though, to explain to my audience that I have never seen these cuffs before, and this is the first time we've ever attempted this?
Yine de efendim, izleyicilerime daha önce bu kelepçeleri hiç görmediğimi açıklar mısınız, ve buna ilk kez teşebbüs ettiğimizi?
You may not have seen these gentlemen before... but they have at one time or another worked for you.
Bu beyefendileri daha önce hiç görmediniz... ama başka bir zaman mutlaka sizin için çalışmılardır.
These are money orders. Have you seen them?
Bunlar para çekleri Hiç gördün mü bunlardan?
I grew these flowers, you're not allowed to see them I have seen them already
Bu çiçekler benim, izinsiz bakamazsın! Onlara daha önce çok bakmıştım!
To increase wages... / have no time for you now... your mother hasn't seen you for ages... wait a bit longer until you grow up... and we'll tell of these events.
Ücretleri arttırmak... # Şimdi sana ayıracak vaktim yok... # Annen seni uzun zamandır görmedi...
I know if you had seen these blessed children of ours You would want every child here To have the chance To grow up like them :
Bu kutlu çocuklarımızı görseydiniz eminim hepiniz, buradaki tüm çocuklara onlar gibi yetişmesi için bir şans verilmesini isterdiniz.
Ma'am, I'm not calling you a liar... but regulations require that we check the premises of any person... who's reported to have been seen with these individuals.
Bayan, size yalancı demiyorum ama yönetmelik gereği, bu insanlarla birlikte görüldüğü söylenen herkesin evini aramamız gerekiyor.
Have you ever seen these two guys eat?
Siz hiç bu iki çoçuğu yemek yerken gördünüz mü?
These three gentlemen sitting with us now are the Zentradi soldiers you have just seen.
Burada bizimle oturan bu üç beyfendi az önce gördüğünüz Zentradi askerleri.
And Captain... Remember, you're the first coloured officer most of these men have ever seen.
Ve... yüzbaşı... bu adamların çoğunun gördüğü ilk siyah subay olduğunu unutma.
Have you been seen these two before?
Şu ikisini daha önce gördün mü?
Have you ever seen one of these before?
- Bunlardan birini daha önce hiç görmüşmüydün?
Have you ever seen one of these before?
Bunu daha önce gördünüz mü?
Have you seen these?
Bunun için ne diyorsun?
- Have you ever seen one of these?
- Bunlardan hiç görmüş müydün?
Have you ever seen these?
Bunlardan hiç görmüş müydün?
If you would go out there today and skate for these people the way I have seen you skate.
... Bugün oraya çıkmanız ve bu insanlar için sizi daha önce izlediğim gibi kaymanız.
- You have seen one of these before, monsieur? - Yes.
- Daha önce bunlardan görmüş müydünüz, monsieur?
And these, have you seen this?
Bunu görmüş müydün?
He says, if you had seen someone else's photograph of these places, you would have wondered, like, what it must be inside, what it would look like inside - No, I mean, I'd just think that they were very, very beautiful places.
diyor ki, buralara ait bir başkasının çektiği fotoğrafları görmüş olsaydın, merak etmez miydin, yani, içeride neler olabileceğini, ya da nasıl göründüğünü- - hayır, yani demek istediğim, bunların hepsi çok güzel yerler.
- Have you ever seen one of these?
- Hiç bunlardan görmüş müydün?
Have you seen these people? No.
Hayır.
Have you seen all these people?
Hepsinin binebileceğine inanmamıştım.
Have you ever seen one of these before?
Daha önce hiç bunlardan gördün mü?
But you haven't actually seen these guns, have you, Dave. - No.
Ama bu silahları görmedin, değil mi, Dave?
They'd almost have to keep you in here... once they'd seen these, wouldn't they, John?
Bunları gördüklerinde seni burada tutacaklarını düşünüyorsun, değil mi John?
Have you ever seen one of these?
Hiç bunlardan gördünüz mü?
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you seen my keys 18
have you ever tried it 24
have you 2570
have you seen him 259
have you seen it 165
have you got that 66
have you been drinking 218
have you ever 103
have you been well 68
have you seen this 158
have you ever tried it 24
have you 2570
have you seen him 259
have you seen it 165
have you got that 66
have you been drinking 218
have you ever 103
have you been well 68
have you seen this 158