English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just like always

Just like always translate Turkish

1,207 parallel translation
Ahh, just like the apothecary tables of yore ¡ ¦ ¡ ¦ so then the farmer says, "That's not a cow and you're not milking it." I am so glad you guys got together, Chandler and I are always looking for a couple to go out with and now we have one!
Birlikte olmanıza çok sevindim.Biz de sürekli birlikte takılacak birilerini arıyorduk.
IT ALWAYS SEEMS LIKE SUCH A SHAME TO JUST DUMP THIS IN THE TRASH.
Her zaman bunları çöpe dökmek... büyük bir utanç gibi görünüyor.
It's just like my dad always says :
Babamın hep dediği gibi...
You know him... he's always on my back, just like then.
Onu tanıyorsun... Her zaman arkamdaydı.
So you pretty much just figure out something that you've always wanted to do... or the life you've wanted to lead or occupation or something like that.
Sen sadece hep yapmak istediğin bir şeyi bulup çıkarıyorsun yaşamak istediğin bir hayatı, işi vb.
and like I just always want to be around you.
ve sanki hep çevrende olmak istiyor gibiyim.
He's always been a good eater, just like me, even when he was a puppy.
Hiçbir zaman yemek ayırmadı, bebekken bile, tıpkı benim gibi.
You're just running your mouth, like you always do.
her zamanki gibi boŞ sözIer veriyorsun.
There's such a character, that stupid guitarist, he was so mouthy, you know, always just like uh uh...
Gitaristlerini görmeliydin, eleştirilecek cinsten.
I always like to come out just before sundown.
Güneş batmadan önce gelmeyi seviyorum.
All his books and papers and everything... are spread all over the desk like always, but he's just sitting there.
Tüm kağıtlar, kitaplar, her şey her zamanki gibi... etrafa saçılmış. Ama o öylece oturuyor.
And it's always hot when I dance, just like my mother.
Ve dansederken her zaman sıcaktır. Tıpkı annem gibi.
Let's say we screwed up just like you always knew we would.
Diyelim ki her zaman öyle olacağımızı söylediğin gibi çuvalladık
Not me. I was just saying, a pretty girl like that, there's always someone lurking'around, lookin'for some action.
Sadece, öyle güzel bir kızın her yerde bir macera arayacağını söylüyorum.
You seem determined to put an end to all my fun, just like you always did when we were dating.
Eğlenceme son vermek istiyorsun. Tıpkı birlikte olduğumuz zaman yaptığın gibi!
No. It just seems like you're always implying that I don't keep a clean house.
Hayır, sanki daima evi temiz tutmadığımı ima eder gibisin.
He's just Dr Cox. He's always like that.
Dr. Cox işte, o hep böyledir.
Just like I don't need this "remember me always" bracelet I got from... what's-her-name.
Aynı bu "Beni hep hatırla" bileziğine de olmadığı gibi ihtiyacım yok. Bunu veren kızın adı neydi?
I just feel like he's always watching me.
Beni durmadan izlediğini hissediyorum.
- Yeah. Just like I'm always telling you.
- Evet her zaman sana söylediğim gibi.
Your mom is here now just like you always wanted.
Annem burada... Daima istediğin gibi burada.
Six months go by, and he's sitting by the magician's bedside, just like he always is, and he notices the magician's hand start to twitch, and then his arm.
Altı ay geçiyor ve adam her zaman olduğu gibi sihirbazın başının ucunda bekliyor. Birdenbire fark ediyor, sihirbazın eli oynaya başlıyor. Sonra tüm kolu ve adam gözlerine inanamıyor.
Just run away, Darlene, like you always do.
Her zaman yaptığın gibi kaç.
Ok, ok stop trying to get my sympathy like always and just leave it to Tina!
Pekâlâ tamam. Duygusallık yapmaya çalışma. Sen her şeyi Tina'ya bırak.
He talked about how he loved Phil... and how he loved me... and how he always wanted a girlfriend just like me and to be a guy like Phil and to be a guy like Phil to this imaginary girl like me who he never found.
Phil'i ve beni ne kadar sevdiğinden ve ne kadar benim gibi bir kız arkadaş istediğinden ve benim gibi hayali bir kıza karşı nasıl Phil gibi olmak istediğinden bahsetti.
Just like a man... always laying around while we do all the work.
Bütün işleri biz yaparken erkekler yan gelip yatar.
And we can get married just like you always wanted, Jerry.
Her zaman istediğin gibi evlenebiliriz Jerry.
It has always been my dream to win this award just like my dad.
Bu ödülü kazanmak en büyük hayalimdi, tıpkı babam gibi
Let's kill all this applause, now, because we all know... that she's gonna go right back to him just like she always do.
Şimdi, şu alkışı keselim, Çünkü biliyoruz ki... her zaman yaptığı gibi doğru ona geri dönecek.
You can always just leave like that.
Her zaman bu şekilde terk edip gidebiliyorsun.
I'm going to be just like you and always do the right thing...
Tıpkı senin gibi olacağım ve hep en doğru şeyi yapacağım.
We don't want to steal, be shot at and end up dead. We are just trying to make a living, but we always get fucked over. We would like society to see us differently.
Birisi bize varoluşumuzun ne kadar değerli olduğunu söyleyene, ve aslında ne kadar önemli biri olduğumuzu hatırlatana, yüzümüze ayna tutarak kendi kendimizin farkına varmamızı, sağlayana dek birer hiçiz aslında.
They always just seemed like they were so in love, you know?
Birbirlerine delice aşıkmış gibi görünürler ya...
You seem determined to put an end to all my fun, just like you always did when we were dating.
Eğlencemi bozmaya kararlı görünüyorsun. Tıpkı çıktığımız zamanlarda yaptığın gibi!
Maybe you'd just run off and save your own hide, like you always do.
Belki sen kaçıp saklanabilirsin, her zaman yaptığın gibi.
Probably just like you've always known you're straight.
Herhalde senin heteroseksüel olduğunu bildiğin gibi.
I just hope that we can always talk like this.
Umarım hep böyle konuşabiliriz.
I'm just sneaking'around like I always am!
Her zaman olduğu gibi sadece etrafta süzülüyorum!
Why can't you just act like you always have?
Neden sadece her zaman olduğun gibi davranmıyorsun?
The way she's mean and always yells at everyone, just like you.
Aynen senin gibi kırıcı olması, devamlı sağa sola bağırması.
Just in general, things like this are always awkward... slightly, but only slightly.
Genelde bu gibi durumlar her zaman tuhaftır biraz ama sadece biraz.
Just act like an adult, Iike we always talk about.
Her zaman konuştuğumuz gibi olgun davran.
JUST LIKE I ALWAYS SUSPECTED.
Zaten hep şüphelenmiştim.
ALWAYS WILL. ZEPHYR LOOKS JUST LIKE YOU.
Zephyr sana benziyor.
They always look proud, like they just came back from war.
Hep gururludurlar zaten.
Is that just a phase or is it always going to be like that?
Bu bir dönem mi, yoksa hep böyle mi olacak?
Just like my dad... always telling me what to do.
Aynı babam gibi hep ne yapacağımı söylerdi.
He could've just whipped his ass, like we always whip his ass.
Sadece, her zaman olduğu gibi, haddini bildirmeliydi.
See? We're just watching cartoons like always.
Gördün mü, her zaman ki gibi çizgi film izliyoruz.
You just don't always see me like this because I'm not someone who cares about these things.
Beni hep böyle görmüyorsun çünkü böyle şeylere önem veren biri değilim.
Hey, and my brains will always be there... so if I ever need'em I'll just whip'em out... and use'em like a secret emergency rocket pack.
Ayrıca aklım hep yerinde kalacak yani ona ihtiyacım olursa çekip çıkarırım ve gizli acil durum roket paketi gibi kullanırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]