Just like you do translate Turkish
2,258 parallel translation
- Sweetie, we are in a room with no windows or doors, and the only thing you're gonna do is try to survive, just like me.
Tatlim, kapisi ve penceresi olmayan bir odadayiz ve tek yapacagin hayatta kalmaya çalismak olacak,... -... ayni benim gibi.
You just do that and you just grab the side of the bed there, like that, and exhale...
Dediğini yapın ve yatağın yan tarafına tutunun. Nefesinizi verin.
Just out of curiosity, how much do you think a collection like his is worth?
Meraktan soruyorum, sizce babamın koleksiyonu ne kadar eder?
Now, we will be conducting a short series of tests in a moment, but before we do I would just like to take a beat and let you know that although the actual experiment will be conducted in an utterly secure environment
Şimdi size hızlıca bir kaç test uygulayacağız. Ama bunu yapmadan önce, yapılacak olan bu deneyin son derece güvenli bir ortamda yapılacağından ve katılımcıların bütün süre zarfında güvende olacağından emin olabileceğinizi bilmenizi istiyoruz.
I mean... how often do old people just haul off and fucking cold-cock you in like that?
Yani... Yaşlılar ne sıklıkta yollarını değiştirip insanları böylesine pataklar?
No, it's just that... you don't like gay jokes, do you?
Hayır, sadece - Gay şakalarından hoşlanmıyorsun değil mi?
I just want to say, when I was a kid, I saw you recite Hamlet while jumping your motorbike through a flaming hoop, and it made me feel like I could do anything.
Çocukluğumda, motorla ateş çemberinden atlarken Hamlet'den alıntı yaptığınızı görmüştüm, ve bana her şeyi yapabileceğimi hissettirmişti.
Do I look like just any student to you?
Sana herhangi bir öğrenci gibi mi görünüyorum?
I wanna do something important, just like you.
Senin gibi önemli bir iş yapmak istiyorum.
The only thing we do know is he was partial to people in uniform... just like the one you're wearing.
Tek bildiğimiz şey ; üniformalılara karşı bir şeyi olduğu. Tıpkı senin giydiğin üniforma gibi
I just made myself, what do you like?
Ben cin tonik içecektim sen ne içersin?
You know what, just do like Pac's mom did.
Sen de Pac'ın annesi gibi yap.
So from now on, what I would like you to do is just tell me, you know when and if, uh, I cross the line.
Bu andan itibaren kafandaki soru işaretlerini bana ilet. Çizgiyi geçtiğim yerde beni uyar, tamam mı?
You're gonna get up there, man, you're gonna look down and you're gonna chicken out, just like you always do.
Oraya çıkacaksın, aşağı bakacaksın, sonra da her zamanki gibi korkup aşağı ineceksin, dostum.
I just landed in New York. Do you have a minute? I just felt like I had to call.
new york a daha yeni indim, bir dakikan varmı raporu gözden geçiriyordum, seni aramak zorunda olduğumu hissettim bütün yardımların için sana teşekkür etmediğimi farkettim önemli değil alışkınız buna.
Yes, you do have, I'm just like you
Evet tanıyorsun Senin gibi davranıyorum.
He was protecting you just like the Lord has charged him to do.
Sizi koruyordu, tıpkı Tanrı'nın ona emrettiği gibi.
Like you really give a shit about those pathetic scam artists. We do neck braces and fucking crutches. Not just the settlements they bring in, right?
Sanki sen para koparma meraklısı koltuk değnekli, boyunluk takan o zavallı üçkağıtçıları çok umursuyorsun!
You're just like, "Do you want to do that?"
Sadece "Bunu yapmak ister misin?" diyorsun.
You'd just stick it to him like we do the watermelons?
Karpuzlara soktuğumuz gibi mi sokacağız ona?
Well, if you do bring it up, just go easy on Bones because she's not like everyone else.
Eğer söylersen Bones konusunda dikkatli davran, diğer herkes gibi değildir o.
When I said I didn't want to do anything tonight, It didn't mean I wanted to be alone While you acted like you just got a rose
Bu akşam bir şey yapmak istemiyorum dediğimde,... "Evlen benimle" programının eşcinsel versiyonunda sen bir adamdan gül almış gibi davranırken ben yalnız kalmak istiyorum demek istemedim.
Just put a bag on, like you do when you take a shower.
- Nena, burada kavruluyorum. Duş alırken yaptığın gibi poşetin içine sok.
Yeah, now, most of the boys, they do play both ways, too, just like you.
Evet, takımdakilerin çoğu iki tarafta oynar. Tıpkı senin gibi.
Gosh, because all I ever wanted to do was someday get into a car accident with a big pop star, so I could steal his music and be just like you.
Çünkü tek hayalim..,... günün birinde ünlü bir pop star ile kaza geçirip onun bestelerini çalmaktı.Aynı senin gibi!
Do you know what it's like... to wake up and just for a moment...
Nasıl bir his bilir misin... Bir an için uyanıp her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünmenin?
I want you to suffer... every moment of every single day for the rest of your life, just like I do.
Acı çekmeni istiyorum. Her gününde, her geçen saniyede. Hayatın boyunca.
Excuse me, sir, do you want to... would you like to buy some pa... well, he just didn't look friendly. ♪ It makes you love a life of misery the kids, they love the garlic mashed potatoes.
acaba... bunlardan almak ister... pek dostane bakış atmadı. sarımsak püreli patatesi sever.
He's a natural, all right. He's a ham, just like you. And if we give him an out right now, we're sending a message that we don't think he can do it.
Senin gibi doğuştan yeteneğe sahip... ona bunu yapamazsın gibi bir mesaj vermiş oluruz.
I just like what I do, if that's what you mean.
Demek istediğin buysa, evet, işimi seviyorum.
You already pissed me off, shoving an innocent woman, trying to do her job, so don't think I won't cuff you and haul you in right now, just'cause I feel like it.
İşini yapmaya çalışan masum bir kadını itip tepemi attırdın. Seni kelepçeleyip götürmem sanma. Tamam.
Big, big fan. You ever notice when they do the editing in the hotel-room po'nography, and they take out all the penetration and it's just pumping, sweaty man ass, it looks like just about any Matthew McConaughey picture ever made?
Otel odalarında verdikleri pornolarda filmden bütün sikişi çıkarttıklarında ve geriye sadece, adamın birinin terli götünü izlemek kaldığında bunun aynı, herhangi bir Matthew McConaughey filmi gibi göründüğünü fark ettin mi?
What do you do, just, like, walk up to random people and go,
Nasıl yapılıyordu, rastgele birileriyle yürümek,
Do you think that maybe Ali just put it up there to see what it might look like?
Ama Ali, sadece nasıl göründüğünü görmek için onu oraya koymuş olamaz mı? Hayır.
I was just, you know, asking, checking, wondering... like moms do.
Sadece soruyordum, kontrol ediyordum, merak ediyordum bütün annelerin yaptığı gibi.
A girl like this, she- - she shows up on your doorstep, and you're just... trying to do the right thing.
Böyle bir kız, o- - eşiğinizde belirir ve siz sadece doğru olanı yapmaya çalışırsınız.
Something like that, but it's not just about being scared. It's what you do when you feel that way, how you react to your fear, that's what makes you the hero or the coward.
Onun gibi bir şey ama olay sadece korkmuş olmak değil öyle hissettiğinde ne yaptığın korkuna nasıl tepki verdiğin.
It's just what you like to do.
Her zaman istediğini yapıyorsun.
Just seems to me that someone who runs such an organized and strict life as you do... would find the time to do something like that.
Senin gibi organize, planlı ve kurallı yaşayan biri bunun için zaman bulabilirdi.
I do it all the time, like just now, with you.
Ben her zaman yaparım, mesela şimdi, sana vermiştim.
Just because I don't trumpet my indiscretions like you do, doesn't mean I haven't had a little walk on the wild side.
Senin gibi her şeyimi ortaya dökmüyor olmam o taraklarda bezim olmadığı anlamına gelmez.
Okay, Josh, you do realize that if we were in the same time stream, then something like... I don't know... Just stepping on a butterfly could change everything.
Bak Josh, eğer aynı zaman akışı içinde olsaydık atıyorum, bir kelebeği ezmek bile her şeyi değiştirebilirdi.
Just my friends - sometimes they're like... a noose around my neck, do you know what I mean?
Sanki bazen arkadaşlarım boğazımın etrafındaki urgan gibiler. Demek istediğimi anlıyor musun?
Do you mind just telling me, Charlie, because this is so not like you :
- Ama, şunu söyleyebilir miyim Charlie, sen böyle davranmazsın.
Yeah, well, you don't have to like it, just pretend you do, at least until we get our people back.
Hoşlanmak zorundan değilsin,... insanlarımızı bulana kadar hoşlanmış gibi yap yeter.
But do you really think he's going to be okay later when he finds out that his parents never loved each other? Even when they had him? That it was just some, like, arrangement, so they could have sex with hotter people!
Peki anne babasının birbirini, onu yaparlarken bile hiç sevmemiş olduğunu, bunun sadece daha seksi insanlarla yatabilmek için yapılmış bir çeşit anlaşma olduğunu öğrendiği zaman da iyi olacağını sanıyor musun?
I mean not, like, in the way you do, but just in general.
Senin gibi değil elbette ama, genel olarak diyorum.
If something like that comes up again, just do what you need to do.
Bir daha bunun gibi bir durum olursa yapman gerekeni yap.
Well, she just gave me these little strips, and all you do is like stick it on his forehead.
... düşündüğümüz için hiç ölçemedim. Bana şu küçük şeritleri verdi ve tüm yapmam gereken alnına yapıştırmak.
I have experience with people, and you look just like a person to me. Only, if I do my job right, we're gonna have you looking more like a demon.
İnsanlarla bişeyler yapmak hoşuma gidiyor
Does he just guess what you like, or do you guys talk about it beforehand?
O direkt ne sevdiğini mi tahmin ediyor yoksa öncesinde bu konuda konuşuyor musunuz?
just like that 1429
just like me 288
just like you 742
just like you said 149
just like you wanted 40
just like old times 221
just like your father 62
just like you are 25
just like everyone else 52
just like you asked 44
just like me 288
just like you 742
just like you said 149
just like you wanted 40
just like old times 221
just like your father 62
just like you are 25
just like everyone else 52
just like you asked 44