Just like me translate Turkish
9,291 parallel translation
You have Jewish blood, just like me, just like Laura, and you not only decide to have kids, but you raise them Jewish?
Ailende Yahudilik var, tıpkı bende ve Laura'da olduğu gibi ve sadece çocuk sahibi olmakla kalmayıp, onları da Yahudi olarak mı yetiştiriyorsun?
You look just like me.
İlginç, sen ben gibi olmuşsun.
He's just like me, Kate.
- Benim gibi, Kate.
Just like me.
Tıpkı benim gibi.
You cry sometimes, just like me
Kimi zaman ağlıyorsun. Tıpkı benim gibi.
Part of me is just like you, Edward.
Bir kısmımda tıpkı senin gibi, Edward.
Please don't treat me like I'm just another doctor of Helena.
Bana sadece Helena'nın başka bir doktoruymuşum gibi davranma.
Just like my brother haunted me, Jin Han haunts his parents now.
Abimin bana dadandığı gibi, Jin Han da şimdi ailesine dadanıyor.
All I know is your N.D.E. changed you, just like mine changed me.
Tek bildiğim deneyiminizin sizi değiştirdği, tıpkı beni değiştirdiği gibi.
- Trust me, I am right about this, just like I was right about them fighting.
- Güven bana, bu konuda haklıyım, tıpkı kavga ettikleri konusunda olduğum gibi.
Michael was all you had left and I took him from you just like he took everything from me.
Michael, senden kalan ve benim aldığım tek şeydi, tıpkı onun benden aldığı her şey gibi.
I just wonder if there's anywhere in the world - where weirdos like me fit in.
Dünyanın bir yerlerinde benim gibi tuhafların uyum sağladığı bir yer var mı diye merak ediyorum.
The blood just wasn't on me, it was smeared across the floor like somebody just dragged a body out.
Kan benim değildi. Başka bir odaya doğru akmıştı. Sanki birinin vücudunu taşımış gibi.
We never get to see its face. Most of us, like me, we just pick a dogma and pray we don't end up burning.
Benim gibi birçoğumuz bir dini sistem seçeriz ve sonunda yanmamak için dua ederiz.
No, it's not about owing him it's just who I turn to in times like this who makes me feel safe.
Hayır, bu ona borçlu hissetmekle alakalı değil sadece böyle zamanlarda beni güvende hissettiren birinin olmasıyla alakalı.
Is it just me or did that sound a lot like Alison?
Bu sadece ben miyim yoksa daha çok bu... Alison gibi mi?
Well, I would just like to thank you from the bottom of my heart for inviting me.
Beni davet ettiğin için samimi olarak teşekkür ederim.
Just like you took Katy from me.
Katy'i benden aldığın gibi.
You can't just walk away from me like that.
Benden böyle kaçıp gidemezsin.
People like me and Vanessa just have more of it.
Ama benimle Vanessa gibi insanlarda daha fazladır.
Looks like you're doing just fine without me.
Görünene göre, bensiz de gayet iyisin.
Look, she wouldn't want me to ask and I don't know you, and I don't like to..... but if you could just keep an eye on her, just until things are sorted.
Bak, seni tanımıyorum ve bunu yapmamı istemezdi ayrıca istemek hoşuma gitmiyor ama en azından dava çözülene kadar ona göz kulak olabilirsen.
Well, he just lets me order him around, and he-he never wants to do fun stuff together like before.
- Yani üstüne emir yağdırmama izin veriyor. Artık eskiden olduğu gibi eğlenceli şeyler yapmak istemiyor.
We just haven't paid attention to it in 3 months, like me with any hair above my mid-thigh.
Sadece 3 aydır önemsemedik o kadar. Tıpkı dizimin üstündeki kılları önemsemediğim gibi.
Looks like it's just you and me, bud.
Görünüşe göre sadece ikimiz kaldık dostum.
I mean, a part of me thinks I should just stick to the plan, like it'd be crazy to even think about staying but then there's another part of me that just...
Yani, bir parçam planıma sadık kalmam gerektiğini burada kalma fikrinin bile delilik olduğunu söylüyor. Ama aynı zamanda diğer bir parçam...
Because you once told me that you have a father Just like mine.
Çünkü bir defasında benimkine benzeyen bir baban olduğunu söylemiştin.
They're gonna break me down just like they did at Thanksgiving.
Şükran Gününde yaptıkları gibi beni yeniden kıracaklar.
Everyone betrayed you, just like they did me.
Herkes beni yaptığı gibi, sana ihanet.
Whoever's behind this, they're just people, like you and me.
Bunun arkasındaki kişiler sadece insan senin ve benim gibi.
At that point, Mary, she had her arms like this and she just... punched him the face and screamed at me to run.
Ondan sonra Mary'nin kolları şu şekilde duruyordu yüzüne bir yumruk atıp kaçmam için bağırdı.
Maybe you got it worse at home, or maybe you're just bullying to keep from getting bullied, but really, it's because people like me, like this girl on our table, are alone.
Belki evde daha kötüsünü görüyorsun. Ya da zorbalardan kurtulmak için zorbalık yapıyorsun. İşin aslı benim gibi insanların, masadaki kız gibi çocukların yalnız olması.
My heart was pounding, and there was a noise in my head and then her face was just coming at me and I was just like, "Aah!"
Kalbim deli gibi çarpıyordu. Kafamın içinde bir uğultu vardı. Yüzü giderek bana yaklaşıyordu.
Yeah, but she left me, like, one more voice mail, and I was just like, "A'ight."
Evet ama bir sesli mesaj daha bıraktı, ben de "Aman ya." falan dedim.
Next thing you know, he's looking at a bunch of photos of me and her, just like, uh, uh, uh, uh, uh.
Sonra bir bakmışsın, karısıyla benim fotoğraflarıma bakıyor... Sonra da : " İşte bu.
No, just I like when you're concerned about me.
Benim için endişelenmen hoşuma gidiyor.
This is just like when I was a little boy and my mom told me I had to get my appendix out.
Küçükken annemin, apandisitimi almaları gerektiğini söylemesi gibi oldu bu.
But it just makes me feel like you're ashamed of me or something.
Ama benden utanıyormuşsun gibi hissediyorum.
I just think it's weird that your first instinct is to act like I'm crazy and defend Brad Honeycutt instead of just believing me.
Sadece içgüdüsel olarak delirmişim gibi davranman ve bana inanmak yerine Brad Honeycutt'ı savunman tuhaf.
Just like Shayla, he's left me no choice.
Tıpkı Shayla gibi bana seçenek bırakmadı.
No, but hey, seriously, like whatever was inside me it just must have been preying on how I really feel about you.
Hayır ama cidden, içimdeki şey her neyse sana karşı olan hislerimi kullanmaya çalışmış.
That rat's tail slithered by me looking just like a snake.
Farenin kuyruğu sürünerek bana tıpkı bir yılan gibi göründü.
I'm telling you this now because... you were right about me, just like you were right about the exercise.
Bunu sana şimdi söylüyorum çünkü ben konusunda haklıydın tıpkı uygulamada haklı olduğun gibi.
He lets me come in on off hours,'cause he knows, just like everybody else knows, that I'm never gonna be a special agent.
Boş saatlerde gelmeme izin veriyor çünkü herkesin bildiği gibi o da biliyor ki asla özel bir ajan olamayacağım.
It's just easy to blame them, like it's easy to blame me.
Onları suçlamak kolay olduğu için söylüyorsunuz, tıpkı beni suçlamanız gibi.
You and me working the DITU system... just like the old days?
Seninle DATB sistemini çalıştırıyoruz, eski günlerdeki gibi değil mi?
I'm just glad you asked me before I got stuck with someone I didn't like.
Sevmediğim birine denk gelmeden sen sorduğun için memnun oldum.
A person asked me if I had an appointment, felt like killing him. I just hit him.
Dışardaki eleman bana randevu sordu, onu öldürecektim fakat sadece dövmekle yetindim
Is it just me, or does it feel like... a hundred years ago when we first met in Africa?
Bana mı öyle geliyor, yoksa Afrika'da tanışalı yüz yıl geçmiş gibi mi?
Well, Bomba, it looks like it's just me and you again.
Bomba, yine ikimiz kaldık.
So now that she's dead, I just feel like you have all these redhead girls running around town trying to pay an homage, but to me it's not an homage, it's highway robbery.
Yani artık o ölü bağlılıklarını ödemek için kasabanın etrafında koşturup duran bütün o kızıl saçlı kızlar gibi, olduğunu hissedebiliyorum fakat bence bu bağlılık değil, bu üçkağıtçılıktır.
just like that 1429
just like you 742
just like you said 149
just like old times 221
just like you wanted 40
just like your father 62
just like you are 25
just like everyone else 52
just like you asked 44
just like you do 25
just like you 742
just like you said 149
just like old times 221
just like you wanted 40
just like your father 62
just like you are 25
just like everyone else 52
just like you asked 44
just like you do 25