Just like you translate Turkish
35,113 parallel translation
Just like you don't have to write this article about Glint.
Tıpkı senin Glint hakkındaki bu yazıyı yazmana gerek olmadığı gibi.
Commodus, the people of Rome, they're just like you.
Commodus, Roma halkı da tıpkı senin gibi.
you're just like your mother.
Tıpkı annen gibisin.
The printer then prints out the new skin directly onto your face, and, boom, you look just like you did before.
Kopyalayıcı deriyi doğrudan yüzüne yerleştirecek. Aynı eskisi gibi görüneceksin.
Just like you said.
Aynen söylediğin gibi.
I am trying to make the best of a bad situation, just like you are!
Ben de bu durumda elimden gelenin en iyisini yapıyorum. - Tıpkı senin gibi!
It's just like you said.
Tıpkı senin söylediğin gibi.
- He looks just like you, Aaarrrgghh!
- Tıpkı sana benziyor, AAARRRGGHH!
Just like you.
Aynı senin gibi.
You know, I'm a police officer just like you.
Biliyorsun, ben de tıpkı senin gibi bir polis memuruyum.
I just wanted to say that I-I-I really, really like you, I kinda have a crush on you, and I think about you a lot.
Senden çok hoşlandığımı, biraz abayı yaktığımı ve seni epey düşündüğümü söylemek istedim.
You just have a face, maybe, that, like, is really recognizable.
Belki de sadece çok tanıdık gelen bir siman var.
It's not like dealing with the Persian Empire, where you're just dealing with one government, one army.
Pers İmparatorluğu'yla uğraşmak gibi değildi. Bir devlet ve bir orduyla uğraşmıyordunuz.
Finally, Gentlemen... I would just like to thank you for the assistance you gave in arranging my gift to the soldiers.
Son olarak da baylar size yardımlarınız için teşekkür etmek istiyorum.
And you look just like him.
O çocuğa tıpatıp benziyorsun.
You can't just leave things like this!
Öylece çekip gidemezsin.
Then you can just die like you were supposed to.
- Olması gerektiği gibi ölürsün.
My brain cannot even process the fact that you just said "married," so I'm assuming you said "carried," like over a big puddle.
Beynim evlendim demen gerçeğiyle çalışamıyor bu yüzden taşıyarak eğlendiğini varsayıyorum oyun oynamak gibi.
It's just like what you said before.
Tıpkı daha önce söylediğin gibi.
Why do you open the door to just anyone like that?
Neden her önüne gelene kapıyı açıyorsun ki?
How can you just go inside like that?
- Nasıl öylece içeri girebildiniz?
Don't make things more complicated and just do what I tell you to do, it's not like you don't know what card I have in my hand.
İşleri daha karışık hale sokma ve ne diyorsam onu yap. Elimde nasıl bir koz olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Just hope you can forgive me so someday we can laugh about it, like we do about that bad haircut I gave you.
Umarım beni bağışlarsın böylece bir gün buna gülebiliriz, tıpkı saçını kötü bir şekilde kestiğim günkü gibi.
All of you should just live like this.
Hepiniz böyle yaşayın.
You just can't leave like this.
Öylece gidemezsin.
So you're just going to act like a weirdo here until midnight then?
Yani 12'ye kadar şüpheli bir şekilde buralarda dolanmaya devam mı edeceksin?
Just like last time. You couldn't find her for 10 years.
On sene boyunca bulamamıştın ya.
Just now, you looked like a part of a painting.
Amca, az evvel bir tablo gibi görünüyordun.
If you don't like me, you could just say so!
İstemiyorsan söyle gitsin!
How is it that you get like this after just two beers?
İki kutu birayla nasıl bu hâle gelebilirsin?
You can't just write a letter like this and not expect a conversation.
Böyle bir mektup yazdıktan sonra konuşacağımızı bilmelisin.
Looks like it's just you and me now, buttsnack!
Görünene göre sadece ikimiz kaldık götkafa!
You just used that thing, like, twice.
Sen az önce o şeyi iki kere falan kullandın!
You'll be just like how you are now. What?
- Aynen böyle olacaksın.
He pulls in investors as if he could afford everything but he doesn't let just anyone in, which makes you all the more ambitious to get in, or something like that.
Her şeyi karşılayabilecekmiş gibi yatırımcıları topluyorlar ama herkesi kabul etmediği için insanlar girmek için daha bir hırslı davranıyorlar.
What--You were just like a secret agent!
Gizli ajan gibiydin. Değil mi, Joon Jae?
Do you think that just anyone can become like me?
Her isteyen benim gibi olabilir mi sanıyorsun?
But just wear whatever you'd like.
Ama siz ne arzu ederseniz onu giyin.
Just stay like this. So I can see you.
Böylece seni izleyebilirim.
It's just that, now that I think about it, it didn't seem like you were being particularly noisy when you moved around.
Şimdi düşündüm de dönüp durduğun sırada pek ses çıkarmamıştın.
Just think it like, you're the house owner now
Ev sahibiymişsin gibi düşün.
I have to find out if you like me or are just flirting with me.
Beni seviyor musun yoksa sadece flört mü ediyorsun öğrenmeliyim.
Can't you just learn by looking from the side like this a few times?
Böyle yandan yandan birkaç sefer izleyerek öğrenemez misin?
Or just like Cha Si Ah said, are you just flirting with me?
Yoksa Cha Si Ah'ın dediği gibi sadece flört mi ediyorsun?
I don't like letting someone like you live, but it would be a side-effect of my intervening in the life and death of human beings, so just go on living.
Senin gibilerin canını bağışlamaktan ben de hoşlanmıyorum ama bir insanın ölüm-kalımına müdahil olmamın yan etkileri olacağından yalnızca yaşa!
It just felt like it was mine. Did you feel anything when you put it on?
Acaba yüzüğü taktığınızda hissettiğiniz bir şey olmadı mı?
Just like you.
Tıpkı senin gibi.
I just meant, like, you know, you can walk next to me.
I sadece geliyordu gibi, bilirsin, yanımda yürüyebilirsiniz.
Just, like, shout out across a lake at me, in front of a bunch of strangers, about how you really felt about me?
Bir sürü yabancının önünde gölün karşısından haykırarak hakkımda hissettiklerini söyler miydin?
I just thought you had to be on a really restrictive diet to look like you guys.
Ben sadece çok kısıtlayıcı bir diyet yapmak zorunda olduğunu düşündüm. Sana benzemek için
You're just like the others.
Sen de diğerleri gibisin.
just like you said 149
just like your father 62
just like you wanted 40
just like you are 25
just like you asked 44
just like you do 25
just like you taught me 19
just like you and me 29
just like your mother 36
just like you told me 16
just like your father 62
just like you wanted 40
just like you are 25
just like you asked 44
just like you do 25
just like you taught me 19
just like you and me 29
just like your mother 36
just like you told me 16