English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So little

So little translate Turkish

16,740 parallel translation
He's so little.
O kadar küçük ki.
Done so little lying in your life, don't know how to do it proper at all.
Kırk yılda bir yalan atıyorsun, onu da nasıl atacağını bilmiyorsun.
So little time.
Çok az zaman var.
Why is it there is always so much to say when there is so little time?
Neden söyleyeceğimiz bu kadar çok şey varken zamanımız bu kadar az olur?
So, I don't know, all you need is just a little help.
Yani tüm ihtiyacın olan şey birazcık yardım.
Aya, don't we look so very comfortable indeed leading Tristan's little circus.
Aya, Tristan'ın küçük sirkine liderlik etmekten mutluluk duyuyor gibisin.
So much fuss over such a little trinket.
Bu kadar küçük bir süs için miydi bunca yaygara?
Umm, uh, look, so I've been helping Ezra out with his new book and I'm little worried.
Bak, yeni kitabinda Ezra'ya yardim ediyordum ama biraz endiseliyim.
Very powerful but a little touchy, so you might want to be careful where you aim because a stray shot could blow this whole place.
Çok kuvvetli ama biraz hassas. Bu yüzden nereye nişan aldığınıza dikkat edin. Çünkü hatalı bir atış burayı yok edebilir.
Hi, everybody, we're a little crunched for time, so we're gonna have to audition people right here in the hallway.
Merhaba arkadaşlar. Karar için az vaktimiz var. Yani adayları hemen burada, lobide seçmemiz gerekiyor.
I threw a little Molly in there, too, so we'll go out clubbing afterwards.
İçine biraz da ekstazi attım. Bundan sonra gece kulübüne kaçacağız yani.
If you could talk with even a little bit of inflection to your voice, so it doesn't sound so much like a power sander.
Şu ses tonunu birazcık değiştirip konuşabilseydin böylece sesin s.ktiğimin zımpara makinesi gibi çıkmazdı.
Look, Joe, I'm a little busy right now, so I'm gonna have the Somali pirate from Captain Phillips tell you something.
Bak Joe, şu an biraz meşgulüm. Yani sana bir şeyler söylemesi için "Kaptan Phillips" teki Somalili korsanı yönlendiriyorum.
All right, I just saw a sprinkler come on, so I'm gonna go bite at the water a little bit.
Bir fıskiyenin çalıştığını gördüm. Anlayacağın biraz su içip geleyim.
And then you go pick Sophie up at 12, and I'm gonna be a little late tonight, uh, so can you get dinner started, like, around five?
Ve sonra 12'de Sophie'yi alırsın bu gece biraz geç kalabilirim....... bu yüzden 5 civarı yemekte yapmaya başlasan olur mu?
Peter and Ruby to leave for a little while, so I can fill everyone in.
Peter ve yakut, bir süre için terk etmek Bu yüzden ı herkesi doldurabilirsiniz.
Two little girls who need their daddy, Kevin, so it is time for us to go.
Babaları Kevin'a ihtiyaç duyan iki kız. O yüzden hadi biz gidelim.
She-she just needs a little extra sleep so the babies will grow big and strong.
Sadece biraz daha fazla uyuması gerekiyor böylece bebekler büyüyüp daha da güçlenebilecek.
So, when do I get to have this little chat with Evan Connors?
Pekâlâ, Evan Connors'la ne zaman konuşacağım?
Rhys leaves, Margot leaves so you can play house with Little Red.
Rhys ve Margot gidiyor, böylece sen de ufak Kızıl'ınla evcilik oynayabileceksin.
So, Naomi's gonna shoot a little testimonial video, if that's okay with you.
Sence sorun değilse, Naomi görüşlerini alan bir video çekecek.
So before I end you, I just have one teensy little question.
Hayatına son vermeden önce küçücük minicik bir sorum var sadece.
Davina's death did help defeat Lucien, so I suppose you could say the little witch did finally prove herself to be of some minute worth.
Davina'nın ölümü Lucien'ı yenmemize yardım etti. Yani küçük cadı sonunda.. .. kısa süreliğine de olsa..
So you can be the light for your little girl.
Böylece küçük kızın için ışık olabilirsin.
Well, why don't you ask you little shithead, so he can stab you in the face!
Sorsana o zaman küçük aptal, sor da yüzünü doğrasın!
So I just wanted to get your feedback on a dumb little idea of mine.
Aptalca bir fikrim için destek çıkmanı istiyordum.
So we were considering forming a little outreach committee, and it would be great if someone from law enforcement could help me to not screw it up.
Ufak bir sosyal yardım komitesi oluşturmayı düşünüyorduk. Emniyet görevlilerinden birisi yardım etse de işleri batırmasam çok iyi olur.
I'm a little anxious, with the end so near.
Biraz kaygılıyım, sona çok yaklaştık.
No, no, no, you... you need to remember, so just try a little bit harder, okay?
Biraz daha dene, tamam mı?
I hate to break up this little reunion, but we got a bunch of werewolves trying to kill us so maybe we should get going...
Kavuşmanızı bölmek istemem ama bizi öldürmek isteyen bir kurtadam sürüsü var. Bu yüzden, belki de gitmeliyiz.
So, Father Thomas, everything happened very fast and I knew very little of your brother.
Peder Thomas, her şey çok hızlı oldu ve kardeşinizi pek tanımıyordum.
So we won't see your sweet little face for ten more years?
Şirin yüzünü on yıl boyunca göremeyecek miyiz yani?
So, they suspended him for a little while, and he just came back, you know.
Bir süre uzaklaştırdılar, sonra geri geldi.
And I go home, and I start researching a little bit, and it's fascinating because so many people think mascotting's been around for 200 years.
Eve gidip biraz araştırdım. Çok ilginç, çünkü birçok kişi maskotluğun 200 yıldır var olduğunu düşünüyor.
Oh, so, you're a legitimate little person?
- Yani gerçek bir küçük adamsın.
Okay, so you want me to recruit a little person for you?
Küçük birini bulmamı mı istiyorsun?
To be honest, I was a little nervous about the poo, but you know, they ate it up, so to speak.
Açıkçası kaka konusunda biraz gergindim ama tabiri caizse yediler.
With so much training, we had little time to study.
Çok fazla antrenman yaptığımız için, ders çalışmaya vaktimiz kalmıyor.
So you work a little bit, you get an apartment.
O zaman biraz çalışır, daire bulursun.
Oh, you know, sweet little Ellie, and... her simpleton brother, Matty Junior can cook and clean and stock the fridge for us, so we can use... our time doing better things.
Bilirsin, tatlı minik Ellie ve onun saf kardeşi Matty Junior bizim için yemek ve temizlik yapıp buzdolabını doldurabilirler, böylelikle biz de zamanımızı daha güzel şeylerle harcayabiliriz.
Just a little wager. Well, you had a lot on your mind, so I decided to distract you, with "girls'night."
Kafan çok doluydu, ben de "kız kıza eğlence gecesi" ile kafanı dağıtmaya karar verdim.
Oh, I had a little extra time this morning, so I stopped and I got my own.
Bu sabah biraz boş vaktim vardı, ben de dükkana uğrayıp lattemi kendim aldım.
And so, after a few years, it disappears little voice in his head.
Ve, birkaç yıl sonra, kafandaki o ufak ses kaybolacak.
So I drove to Salvation Community, saw Reverend Price's little brother enter with a bunch of Bloods.
Ben de arabayı Kurtuluş Cemaati'ne sürdüm. Peder Price'ın küçük kardeşini bir grup Blood üyesiyle içeri girerken gördüm.
Now you know that girl in there is not your little girl anymore, so be quick.
İçerideki kızın artık sizin küçük kızınız olmadığını biliyorsunuz.
All right, so, let's do a little test.
Küçük bir test yapalım.
So deleting him would mean V could stretch out a little.
Onu silmek V'nin biraz daha esnek olmasını sağlayacaktır.
hello, sweetie pie, hello, honey pie hello, darling little girl you're so entrancing, I'll take you dancing please, can you spare some time?
LÜKSEMBURG BANKASI
- So what's your name, little boy?
- Adın ne bakalım küçük çocuğum?
You know, you never know if it was good when you were little or you were just little, so you didn't know. Right.
Ben küçükken iyi geçti.
Like,'cause I was thinking about, like, drawing them out a little bit so like, they read it almost like a comic.
Onları dışarı çekmeyi düşünüyordum Bu yüzden neredeyse bir çizgi roman gibi okurlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]