English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Little bird

Little bird translate Turkish

808 parallel translation
How do you think you're going to get it, my bright little bird?
Sence nasıl olabilir, benim küçük akıllı kuşum?
You aren't lying to me, are you, my little bird?
Bana yalan söylemiyorsun, değil mi küçük kuşum?
My dear, sweet, pretty little bird, tell me that you hate me.
Benim sevgili, tatlı, şirin, küçük kuşum, benden nefret ettiğini söyle.
- That's right, my little bird.
- Evet öyle, küçük kuşum.
Ain't it so, my little bird?
Olamaz mı, küçük kuşum?
- A little bird told me.
- Küçük bir kuş söyledi.
Oh, this little bird's nest?
Kuş yuvası mı?
- A little bird.
- Ufak bir kuş.
Only one little bird was awake.
Sadece küçük bir kuş uyanıktı.
I'm only fishing for a little bird-caII from my dream man.
Rüya adamımdan bir iki güzel cümle avlamaya çalışıyorum sadece.
I've another visitor... a poor man whose little bird is sick.
Bir ziyaretçim var, zavallı adamın kuşu hasta.
- Like a little bird with feathers on it.
- Tüylü küçük bir kuş gibi.
- Don't fly away, little bird.
- Uçayım deme, küçük kuş.
You remember what I said when we started, about the little bird?
başladığımızda küçük bir kuş hakkında söylediklerimi hatırlıyor musun?
- I'd bet you the whole million that this time, Oscar charmed the little bird right back into the tree
- Bir milyonun tamamına iddiaya girerdimki, Oscar küçük kuşu kafesine geri gönderdi.
Little bird with a cigar.
Kuşlar söyledi. Purosu olan bir kuş mu?
You could save him, little bird.
Onu kurtarabilirsin, küçük kuş!
A little bird told me he might be in here.
Kuşlar bana burada olabileceğini söyledi.
So long, little bird.
Elveda küçük kuş.
Ah, the little bird, so anxious to return to her nest.
Minik kuş hemen yuvaya dönmek mi istiyor?
I'll warble like a little bird.
Küçük bir kuş gibi öteceğim burada.
I'm a little bird,'Tis the fault of Rousseau.
# Küçük bir kuşum, Kabahat Rousseau'da. #
My pretty little bird, sharpen your claws!
Küçük tatlı kuş, pençelerini bile!
I wonder why each little bird
Acaba neden her kuşun
We'll fly north, little bird.
Kuzeye uçacağız minik kuş.
Little bird.
Minik kuş.
A little bird told me.
Bana minik bir kuş söyledi.
Fly away, little bird... before you get broke.
Kırılmadan önce uçup git küçük kuş.
The little bird soars up so high
Yükseklere kanatlanan minik kuş
- A little bird.
- Küçük bir kuş.
- Anything you say, my little bird.
- Sen nasıl istersen, minik kuşum.
- Health, little bird.
- Şerefine, küçük kuş.
Jorgaki... come here, my little bird.
Jorgaki gel buraya, minik kuşum.
And so, as the warm tropical sun... sinks slowly in the west... we leave little Pablo, a bird in paradise... a picture of health in his new coat of tan.
Güneş batıda yavaşça batarken küçük Pablo'yu bu cennette bırakıyoruz. Yeni esmer giysisiyle birlikte.
good-bye, little yellow bird i'd rather brave the cold on a leafless tree than a prisoner be in a cage of gold
hoşçakal küçük sarı kuş, çıplak bir ağaçta rüzgarla savaşırım, esir olmaktansa altın bir kafeste.
good-bye, little yellow bird i'd gladly mate with you
elveda küçük sarı kuş, arkadaş olurdum seninle,
i love you, little yellow bird but i love my freedom, too
seni seviyorum, küçük sarı kuş. Ama özgürlüğümü de seviyorum.
so, good-bye, little yellow bird i'd rather brave the cold
Elveda küçük sarı kuş, çıplak bir ağaçta
Miss vane, will you sing the little yellow bird for me... now?
Bayan Vane, benim için Küçük Sarı Kuş'u söyleyebilir misiniz?
So good-bye, little yellow bird i'd rather brave the cold
Elveda küçük sarı kuş Çıplak bir ağaçta
Little yellow bird.
Küçük sarı kuş.
So, good-bye little yellow bird i'd rather brave the cold
Elveda küçük sarı kuş çıplak bir ağaçta
So, good-bye, little yellow bird i'd rather brave the cold
Elveda küçük sarı kuş Çıplak bir ağaçta
Like, like that little old bird up there.
Tıpkı... Tıpkı şu yukarıdaki kuş gibi.
Poor little imprisoned bird.
Zavallı minik, mahpus kuş.
Leave a little fallow corner in your heart ready for any seed the winds may bring. And reserve a look of shadow for the passing bird.
"Rüzgârın getirebileceği tohumlar için yüreğinde ekilmemiş küçük bir köşe, gelip geçen bir kuş için de gölge bir bucak ayır."
To put the kindest face possible on it... the girl was a little horror - a transparent, syrupy little phony... with about as much to offer a man as Cuckoo the Bird Girl. Not even Peter, with all of his radiant innocence about women... could have been stirred for one instant by that dingy little creep.
Yüzündeki çok kibar görünüme rağmen... kız ürkütücüydü - solgun, duygusal... kaçık bir kuş gibi kendini sadece kadınlara masum duygularla yaklaşan Peter'e değil... başkalarına da sunan...
- A little while ago a bird flew over us.
Az önce üzerimizden bir kuş geçti.
You know, there's a little bit of bird dog in all of us, Pige.
Hepimizin içinde kuşlar için bir şey vardır, güvercin.
Little bird.
Böyle bir şeyi kim söyledi?
A little tape, and he turns himself into a bird.
Birazcık kurdele ile kendini bir kuşa dönüştürebilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]