Take care of that translate Turkish
3,570 parallel translation
And with Z attacks, our clothes were all burned, So we have to take care of that first.
Ayrıca Z'in saldırıları sırasında tüm kıyafetlerimiz kül oldu yani önceliğimiz bu olmalı.
- Okay, boss. I'll take care of that.
- Tamam patron, buna dikkat ederim.
And, Jane, you might want to take care of that mess down in the basement.
Jane. Bodrumdaki karışıklığın icabına bakmak isteyebilirsin.
In determining who's to blame, Yeong Cheol should take care of that.
Kimin suçlu olduğuna karar verene kadar Yeong Cheol bu işin icabına baksın.
Now, it's time to go take care of that husband of yours.
Artık kocanızla ilgilenmeye dönebilirsiniz.
Girl inside will take care of that for you.
İçerideki kız size çağırır.
Well, let's take care of that.
Tamam, çaresine bakalım.
"Well, I'm gonna take care of that myself so my son doesn't have to."
İşlerin kötüye gittiğini gördün ve kendi kendine bunu halledeceğini, oğlunun yapmasına gerek olmadığını düşündün.
McGee can take care of that.
McGee onları halleder.
Nani will take care of that.
Nani, bu konuyla ilgilenecek.
No, no, we'll take care of that.
Hayır, hayır. Siz limanı arayabilirsiniz.
You should probably take care of that before somebody slips and falls.
Birisi kayıp düşmeden orayı temizlesen daha iyi olur.
I'll take care of that guy.
Hemen icabına bakacağım bu adamın.
But you'll take care of that, right, Danny?
Ama sen bunun çaresine bakarsın, değil mi Danny?
You guys hold the others. I will take care of that odd job-man.
Siz diğerlerini halledin, ben de şu oturanla ilgileneceğim.
Let these two take care of that hand.
- Bu iki arkadaş elinize baksın.
I can take care of that for you.
Dur halledeyim.
I'll take care of that.
Ben hallederim.
I got that hat from Shanks, to take care of it!
O Shanks'dan ödünç aldığım bir şapka!
That's what happens when cops don't take care of business.
Polisler işlerini yapmadıkları zaman olur bu.
I'll take care of all of that.
Onları ben halledeceğim.
We got a guy on the inside that's going to feed us their location, take care of the cameras.
İçeride bir adamım var, o da bize onların yerini söyleyecek ve kameraları halledecek.
And that I take care of everything.
Ve de her şeyle ben ilgileniyorum.
Don't worry about that kid. She can take care of herself.
- Endişelenme, kendine bakar.
That take care of it?
- Bu yeterli mi?
And she knew that she couldn't take care of you, so she made sure that you went with the most loving family she could find.
Sana bakamayacağını anlayınca bulabildiği en sevgi dolu aileye gönderdi seni.
I'll take care of that.
Onu ben hallederim.
If you were to let me take care of the department then the whole store would see that you are employers who behave fairly towards your staff.
Departmanla benim ilgilenmeme izin verirseniz tüm mağaza çalışanlarınıza nasıl adil davrandığınızı görür.
And I told him that I was gonna take care of his family, and that's what I'm going to do.
Ve ona ailesiyle ilgileneceğimi söyledim ve yapacağım şey de bu.
I just want to assure you guys that I will do everything in my power to take care of myself and in turn be a loving host to your precious child.
Emin olun, kendime iyi bakmak ve böylece değerli çocuğunuzu seven bir sahip olmak için gücümün yettiği her şeyi yapacağım.
It's nice that you try to take care of your mother's heart.
Annenin hissettiklerini anlayabiliyorsun.
And regarding the company's management, I hope that President Pyo will take care of it.
Ayrıca şirketin işleriyle de Başkan Pyo'nun ilgilenmesini istiyorum.
Well, not that you care, but I did take a lethal dose of boner pills before we started.
Pek umurunda değil gerçi, ama başlamadan önce ölümcül dozda iktidar hapı yuttum.
I know that she needs someone to take care of her, and I know you can't.
Onunla ilgilenecek birine ihtiyaç duyduğunu, o kişinin de sen olmadığını biliyorum.
That's why we came here to take care of Me Ah Ri.
Bunun için buraya geldik, Me Ah Ri'yle ilgilenmeye.
Now that we've been parents for awhile, we realize that pretty much any moron can take care of a baby.
Bir süredir ebeveyn olduğumuz için salağın tekinin bile bir bebeğe bakabileceğini biliyoruz artık.
Oh, by the way, I cancelled that meeting with the headhunter, so I can take care of Marvin next week.
Bu arada, personel avcısıyla olan toplantımı iptal ettim. Önümüzdeki hafta da Marvin'e bakabilirim yani.
Oh, that's just some stuff you gotta take care of.
İlgilenmen gereken birkaç şey.
When he died, I promised him that I would take care of his daughter.
Babası öldüğünde kızına göz kulak olacağıma söz verdim.
Well, that's funny, Mary, because you can barely take care of yourself.
Çok komik Mary zira sen kendine zor bakıyorsun.
All I know is that this is what I've wanted my entire life... to take care of my pregnant wife and a house full of kids.
Tek bildiğim şey, tüm hayatım boyunca hamile karıma bakmak ve tüm evi çocuklarla doldurmak istediğim.
... take care of things and them. Smell that.
Koklasana bir.
But our relationship agreement clearly states that when one of us is sick, the other must take care of them.
Ama ilişki anlaşmamızda, açık bir şekilde birimiz hastalanırsa, diğerinin bakacağı yazıyor.
No, the intent behind that clause was to force you to take care of me when I'm ill.
O ifadenin ardında ben hasta olursam, seni bakmaya zorlamak vardı.
Even things that nobody sees. you always pray God to take good care of Thomas.
Kimsenin göremediği şeyleri bile. Örneğin, sen yatağa girmeden önce, her zaman Allah'a
Since that day Nawa never want to go back up Lodging at which to take care of me
Teyze Wad, o günden sonra asla Pijit'e dönmedi ve kalıcı olarak eve taşındı.
It may be because of the increased concern that we both think that it's more prevalent than ever before, and we've managed to put it down because people care about it, take steps to minimise it and those steps clearly succeed.
Bunun sebebi, ikimizin de düşündüğü gibi, hiç olmadığı kadar yaygın bir şekilde endişenin artıyor oluşudur. Artık bu olayları bitirmek istiyoruz çünkü, insanlar bunları önemsiyor, en aza indirgemek istiyor. Ve bu aşamalar başarıyla kat edildi.
I'll take care of the rumor about us that's going around the school.
Okulda çıkan dedikoduyla da ben ilgileneceğim.
When he told me that he would take care of me.. That had never changed.
Sorumluluğumu almak konusunda, fikrini hiç değiştirmemiş.
That child is quite pitiful. Take good care of him.
Zavallı bir çocuk, ona iyi bakmaya devam edelim.
I want you to leave so that I can take care of it.
Yani çabucak işi bitirebileyim, git.
take care 2154
take care of yourself 629
take care of me 19
take care of your sister 17
take care of yourselves 28
take care of each other 20
take care now 43
take care of it 128
take care of you 28
take care of this 28
take care of yourself 629
take care of me 19
take care of your sister 17
take care of yourselves 28
take care of each other 20
take care now 43
take care of it 128
take care of you 28
take care of this 28
take care of him 153
take care of them 37
take care of her 153
of that i have no doubt 18
of that 53
take me away 98
take it easy 3777
take your time 1039
take me 491
take me back 66
take care of them 37
take care of her 153
of that i have no doubt 18
of that 53
take me away 98
take it easy 3777
take your time 1039
take me 491
take me back 66
take me there 54
take that 698
take off your dress 19
take a nap 62
take it away 239
take it 3226
take off your coat 49
take them off 138
take it slow 68
take me out 21
take that 698
take off your dress 19
take a nap 62
take it away 239
take it 3226
take off your coat 49
take them off 138
take it slow 68
take me out 21
take a shower 102
take thee 47
take it down 128
take off the mask 22
take a walk 160
take a seat 906
take your pick 204
take me with you 319
take it up 36
take a bite 43
take thee 47
take it down 128
take off the mask 22
take a walk 160
take a seat 906
take your pick 204
take me with you 319
take it up 36
take a bite 43