We still have translate Turkish
5,285 parallel translation
I keep this frozen meat in case society collapses but we still have power.
Bu etleri bir toplumun çöküşüne karşın dondurucuda tutuyordum hâlâ imkanımız varken.
The theater department did Into the Woods last year, and we still have the scenery.
Tiyatro bölümü geçen sene Into the Woods'u oynamıştı, oyunun dekorları hâlâ duruyor.
We still have a leak, and that angers me.
Hâlâ içimizde bir sızıntı var. Bu da beni sinirlendiriyor.
Do we still have a shot or not?
Hala bir şansımız var mı?
We still have money left.
Paramız kalmıştı.
We still have a game to play.
Maç hâlâ devam ediyor.
But we still have fun though.
Evet. Hala eğleniyoruz ama.
- Can we still have lunch?
- Hala yemek yiyecek miyiz?
Either way, we still have no idea who or where "Miss Feed" is.
Her iki ihtimalde de Bayan Besleyicinin kim olduğunu ya da nerede olduğunu bilemiyoruz.
We still have to solve that last mystery of the vault.
Kasa'nın gizemlerinden sonuncusunu çözmemiz gerekiyor.
- Well, at least we still have each other.
- En azından birlikteyiz.
Uh, we still have a half an hour. Any kinks you need worked out?
Herhangi bir tutulma var mı?
We still have the little matter of your debt.
Hala senin küçük borç meselen var.
We still have a long road ahead.
Önümüzde hala uzun bir yol var.
- You know, we still have a debt to settle.
- Hala halletmemiz gereken bir borç var.
But we still have a chance, all right?
Ama hala bir şansımız var, tamam mı?
But we still have you, Holly.
Ama sen elimizdesin, Holly.
She's three centimeters, so we still have a little time.
Şu an 3 cm yani biraz daha vaktimiz var.
No, I wasn't. We still have, like, 20 minutes left.
Hayır, daha 20 dakikamız var.
We still have some stuff to figure out.
Hala çözmemiz gereken birkaç konu var.
So, we still have our deal?
Anlaşma hala geçerli mi?
Even if we can make it across the street, we still have to get into the building, then we have to find Agent Mallory, and then we have to get her out of the building without creating an international incident.
Caddenin karşısına geçebilsek bile binaya girip Ajan Mallory'yi bulmamız ve uluslararası bir olaya neden olmadan onu oradan çıkarmamız gerek.
We still have the beacon. It should be charged now.
Şimdiye kadar şarj olmuştur.
Yeah,'A'might be gone, but we still have to deal with Mona.
Evet, A ölmüş olabilir ama hala Mona var.
That's how long we have to climb the fence, assuming the bomb doesn't spontaneously combust, then we still have to get to the tether, set the explosive, and hope the charge is strong enough to actually cut it.
Bu, çiti bombanın yanmayacağını umarak tırmanmamız gereken süre. O zaman bağlantıya ulaşıp, patlayıcıyı ayarlayabiliriz. Ve patlamanın onu koparması için yeteri kadar güçlü olmasını bekleriz.
We still have the advantage, because all the clues for the crown's location will be down here on ground level.
Hala avantaj bizde, çünkü Tacın yeri için gerekli olan ipuçları burada yerde olacak.
What I know is that we still have an eyewitness.
- Bildiğim şey ; hala bir görgü tanığımız olduğudur.
We still have more of the color, right?
Elimizde hâlâ var, değil mi?
No, we don't have time.I still got to get gas.
Daha benzin alacağım.
Well, we still may have reason to believe that Liber8 is interested in your company.
Özgürlük'ün şirketinize ilgi duyduğuna bizi inandıran bir sebebimiz hâlâ var.
If Privileged is still out there we have a job to do.
Eğer Seçkin hâlâ serbestse yapmamız gereken bir iş var demektir.
If you would have let us inside, we would've still been in there when the roof came down.
Bizi içeri bırakmış olsaydınız çatı çöktüğünde biz de hala içeride olacaktık.
If you hadn't have done that, me and you would still be together, the gang would still be together and we would have seen that Chloe was in the shit.
Eğer bunu yapmasaydın, sen ve ben hala birlikte olacaktık grup dağılmamış olacaktı ve o zaman Chloe'nin bombok bir halde olduğunu anlayacaktık.
We had our demons - - maybe I still have mine - - but we had some...
Şeytanlarımız vardı... benimkiler hâlâ var belki.. ... ama onlar bize hâkim olmadan önce...
We still won't have enough. Lina : What if you go to work full-time for Bernie?
- Bernie'de tam zamanlı işe gitsen?
We have a lot of stuff to do... and the meter's still running on that cab, so chop-chop.
Çok işimiz var ayrıca taksimetre hala çalışıyor o yüzden acele et.
Yeah, but we still don't have it.
- Evet ama bizde böyle bir kanıt yok.
We can still have some fun.
Hala biraz eğlenebiliriz.
But you still need to be punished, so we're gonna kill Max and Mike, and you're gonna have to suffer knowing that they all died because of you.
Ama yine de cezalandırılman gerekiyor bu yüzden, biz de Max ve Mike'i öldüreceğiz ve hepsinin, senin yüzünden öldüğünü bilerek acı çekeceksin.
We have our pensions. The shop has everything. But it's still not good.
Maaşımız var mağazalarda da her şey var ama yine de mutlu değiliz.
At this point we have to believe that Christy White and Michael Smith are still alive but are undergoing severe torture.
Bu andan itibaren Christy White ve Michael Smith'in yaşadığını düşünmeliyiz ama işkenceye maruz kalarak.
We need to have The Centre make sure that Larrick is still in Nicaragua.
Merkez'e, Larrick'in hâlâ Nikaragua'da olduğunu teyit ettirmemiz gerek.
We still have this little puppy.
Belki de değiliz.
I tell her that I'm still in love with her and that I want her back, and then we have sex until the boat sinks.
Hâlâ onu sevdiğimi söylerim ve onu geri istediğimi ve sonra gemi batana kadar sex yaparız.
Still, we couldn't have people thinking the wrong thing, could we?
Hâlâ yanlış işler düşünen insanlara sahip olmayabiliriz, değil mi?
We have had good results so far, but it's still an experimental treatment
Şu ana kadar güzel sonuçlar aldık, ancak hala daha deneysel bir tedavi.
I think we have to assume the worst and operate as if whoever drew up these instructions are still right here on the ground on Oahu.
Bence en kötüyü düşünüp talimatları yazanın adada olduğunu varsayarak hareket etmeliyiz.
In Brazil, we had and still have a great movement of landless peasants.
Brezilya'da biz hala topraksız köylülerin müthiş bir hareketine sahipiz.
So far. We have reasons to believe that he's still with her.
Çocuğun hala onunla olduğuna inanıyoruz.
No, we have business still.
Hayır, Hala yapacak işlerimiz var.
And I have to ask if my family was white and the killers were black, would we still be having to plead for justice?
Ve sormam gerek, eğer ailem beyaz olsa katiller de siyah olsaydı, adalet için yalvarmama gerek kalacak mıydı?
we still have time 55
we still do 18
we still can 23
we still don't know 32
we still are 23
have some 140
have 400
haven 52
have a wonderful day 25
have a good day 670
we still do 18
we still can 23
we still don't know 32
we still are 23
have some 140
have 400
haven 52
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a good weekend 70
have a good week 16
have you eaten 167
have a good time 307
have a good flight 33
have a great day 179
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a good weekend 70
have a good week 16
have you eaten 167
have a good time 307
have a good flight 33
have a great day 179