English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Where you live

Where you live translate Turkish

3,371 parallel translation
I don't even know where you live.
Yaşadığın yeri bile bilmiyorum.
If you interfere, I'll find out where you live and burn your house.
Eğer buna müdahale edersen, nerede yaşadığını öğrenir ve evini yakarım.
It's not much different from where you live now.
Şu an yaşadığınız yerden pek farklı değil.
I know where you live.
Nerede yaşadığını biliyorum.
I know where you live, Judy.
Nerede yaşadığını biliyorum, Judy.
It`s closer to where you live.
Evine daha yakın
This is where you live?
Burada mı yaşıyorsun?
Until they come, gather in the gym according to where you live.
yaşadığınız yerlere göre gruplar oluşturun ve spor salonunda bekleyin.
and I know where you live.
ve nerede yaşadığını biliyorum.
Normally, I'd never take a check, but I know where you live.
Normalde asla çek kabul etmem. Ama senin evini öğrendim artık.
It's important to be proud of where you live.
Süpürmelisin de zaten. Yaşadığın yerle gurur duymak önemlidir.
So this is where you live?
Demek burası yaşadığın yer?
I forgot where you live.
Nerede yaşadığını unuttum ben.
You know where I live.
Yaşadığım yeri biliyorsun.
Where do you want to live?
Where do you want to live?
Maybe you didn't know where to look because you don't live here!
Burada kalmadığın için nereye bakacağını bilememişsin.
How do you know where I live?
Nerede yaşadığımı nereden biliyorsun? Daha gizemli bir şey aklına gelmedi mi?
So where do you live?
Peki, nerede yaşıyorsun?
Where'd you say your parents live?
Aileniz nerede yaşıyordu?
Where do you live, sweetheart?
Canım nerede yaşıyorsun?
So, where do you live?
Peki, nerede yaşıyorsun?
How the fuck did you two find out where I live?
- Yaşadığım yeri nasıl buldunuz lan?
Welcome to the world of faith-based housing, where you and your family can live with your spiritual brothers and sisters...
İnanca bağlı yaşamın ilk adımına hoş geldiniz. İnançlı kardeşleriniz ile kardeşlik içinde birlikte yaşayabileceğiniz bir yer.
go live Katy, with a report on the situation where you are located.
durumla ilgili bir rapor, Katy yayinın nerede oldugunu.
- Where do you live?
Sizi terk mi ettiler?
Where do you live normally?
Normalde nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
Nerede yaşıyorsun?
Yeah, I can pick you up. Where do you live?
Evet, seni alabilirim nerede yaşıyorsun?
Where do you live in Paris?
Paris'in neresinde yaşıyorsun?
where daring patrons squeeze through two live nude performers alternating couples, opposite and same-sex, who stand in a narrow doorway of the new exhibit, which is by some Yugoslavian-born provocateur. As you listen to the sound of this woman's constant, guttural screaming and moaning.
İki karşı cins ya da hemcins iki insanın çıplak bir şekilde durduğu daracık bir koridordan geçiyorsunuz üstelik de Yugoslav sanatçının çığlık ve inlemeleri arasında...
Where do you live, again?
Nerede yaşıyorum demiştin?
You know where I live.
Nerede yaşadığımı biliyorsun.
A place where you would be allowed to live in peace.
Huzur içerisinde yaşayabileceğiniz bir yer.
Where'd you live before the beaumont?
Beaumont'tan önce nerede yaşıyordun?
I will still lay awake at night in the nursing home... Where we live together, waiting for you to get home.
Beraber yaşadığımız huzurevinde sen eve dönene kadar gece uyanık bekleyeceğim.
So where do you live, Frank?
Sen nerede yaşıyorsun, Frank?
Where'd you hear about me and where I live?
- Beni ve yaşadığım yeri nereden öğrendin?
It's hard enough to live in a land where you don't belong. But knowing it? Holding conflicting realities in your head will drive you mad.
Ait olmadığın bir yerde yaşamak zaten yeterince zor ama bunu bilmek aklında birbiriyle çelişen gerçeklikleri tutmak insanı deli eder.
- crumbling though it may be. - Where would you live?
- Nerede yaşamayı düşünüyorsun?
Where do you live?
Nerede oturuyorsun?
Where should I tell the driver you live?
Şoföre nereye gitmesini söyleyeyim?
- Where do you live?
- Nerede yaşıyorsun?
Where were you think- - I mean, we can't live 2,000 feet from a school, 300 feet from a child-safety zone, 500 feet from a public park.
Bir okula en az 600, çocuklar için güvenli yerlere en az 100, bir parka da en az 150 metre mesafede yaşamalıyız.
And only if there was some solution, some place where you could live. That's not there.
Keşke bir çözüm olsaydı orası dışında yaşayabileceğin bir yer olsa.
Tell me where he is, and you may live through this.
Bana nerede olduğunu söyle ve bu sayede yaşayabilirsin.
Don't be sad, Ike. Just be happy that you live in a country where people get to elect a president at all.
İnsanların başkanı seçebildiği bir ülkede yaşadığın için mutlu olmalısın.
- Where do you live now?
- Güzel. - Şu an nerede yaşıyorsun?
How nice of Gabe to show you where I live.
Gabe'in seni buraya getirmesi ne hoş olmuş.
How do you know where I live?
Nerede yaşadığımı nereden biliyorsun?
You know where we live, what was here before.
Nerede yaşadığımızı, burada önceden ne olduğunu biliyorsun.
I mean if you could go live anywhere, where would it be?
İstediğin yerde yaşayabilseydin nereyi seçerdin? Seni burada tutan bir şey yok gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]