English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Но я не вижу

Но я не вижу translate Turkish

1,043 parallel translation
Это очень любезно с вашей стороны, но я не вижу как вы можете помочь.
Çok yardımseversin ama yardım edebileceğini sanmıyorum.
Но я не вижу, как он мог знать, что.
Ama bunu nasıl bilebilir, anlayamıyorum.
Но я не вижу её мужа.
Kocasını yanında göremiyorum...
Извините, но я не вижу, ничего особенного в матадорах.
Üzgünüm, sadece matador olmak neden bu kadar önemli bunu anlamıyorum.
Но я не вижу здесь никакой проблемы.
Burada bir sorun göremiyorum.
Я вижу тебя, но я не вижу его.
Seni görüyorum, ama onu göremiyorum.
Вы несколько раз обследовались по поводу головных болей, связанных с Вашим Визором, но я не вижу упоминаний о головокружениях.
Vizöründen kaynaklı baş ağrısından tedavi edilmişsin ama baş dönmesinden bahsedilmiyor.
Я подготовил товар, но я не вижу никакой латины.
Malınınız tam burada fakat hiç latinyum görmüyorum.
Есть признаки по крайней мере двух передовых цивилизаций но я не вижу признаков жизни.
En az 2 ileri medeniyet delili var ; fakat hayat sinyali okuyamıyorum.
Но я не вижу юмора в этом
Oyuncu değilim ama...
Да, но я не вижу аппаратуру достаточно разборчиво, чтобы понять, моя ли это.
Evet, ama kutunun benim olduğundan emin değilim, göremedim!
Но я не вижу здесь мистера Бингли и его друзей.
Mr Bingley ve arkadaşlarını göremiyorum burada.
- Я бы помог Вам, Сэр! Но я уже давно ничего не вижу, как в 72-ом наступил на мину во Вьетнаме.
- Vietnam'da o mayına bastığımdan beri bir şey göremiyorum.
Я его не вижу, но знаю что он там.
Henüz onu göremiyorum, ama orada olduğunu biliyorum.
И ничего против него не имею, но я вижу кабаки, где ты выступаешь, и как у вас идут дела.
Ve bu o adama karşı bir şey değil, ama çalıştığın yerleri gördüm ve yaptığın şeyleri biliyorum.
Я уже не вижу, но он в левом углу.
Artık pek göremiyorum ama, sol kenardaki Lord.
Но не настолько, чтобы выйти, как я вижу.
Yine de gezmeye çıkamayacak kadar hoşafın çıkmamış galiba.
— Не сейчас... но я вижу твою внутреннюю сущность.
Ben şişman değilim. Şimdi değilsin ama sınırlarını zorladığını görebiliyorum.
Когда я вспоминаю свое раннее детство... я вижу себя маленьким мальчиком, прильнувшим к окну постоянно смотрящим на мир не в силах ничего изменить но надеющийся, что все изменится само.
Erken çocukluk yıllarıma baktığımda kendimi cama yaslanmış hiçbir zaman değiştiremeyeceği bir dünyayı izleyen ve bu dünyanın kendi başına değişmesini umut eden bir çocuk gibi görüyorum.
Может быть, но когда я вижу что-то... я следую за своей целью. Вы мне так и не сказали той ночью, кто Вы.
Bir şey gördüğüm zaman hemen arkasından gitmeliyim.
Я не вижу тебя, но я знаю, что ты здесь
Seni göremiyorum ama biliyorum buradasın.
Я не вижу тебя, но я знаю, что ты здесь.
Seni göremiyorum ama burada olduğuna eminim.
Ты рассказываешь мне историю и ведёшь себя, будто понимаешь её смысл... но я то вижу, что за ней кроется, а ты нет.
Bana hikayeyi anlatıyorsun, ve bunun ne anlama geldiğini biliyor gibi davranıyorsun ama gerçek hikayeyi ben anlayabiliyorum ve sen anlayamıyorsun.
- Вижу, но я не шел туда.
- O yoldan gitmedim.
Вы может быть этого не понимаете, но я вижу, что вы любите эту женщину.
Siz belki de gerçekten farkında değilsiniz. Ama ben o kadına aşık olduğunuzu açıkça görebiliyorum.
Я вижу тебя, но не вижу Герцога.
Seni görüyorum, ama Dük'ü göremiyorum.
Мне бы хотелось поговорить с тобой, но я вижу, что ты не хочешь.
Seninle konuşmayı çok istiyordum, ama bunu istemediğini anlıyorum.
Я знаю, кто вы, но не вижу тут привидений.
Kim olduğunu biliyorum. Artık etrafta hiç hayalet görmüyorum.
Послушайте, леди, мне нравится кино, и я вижу, что вы не шутите. Но я не считаю это настоящей жизнью.
Bakın, sinemayı filan çok severim ve görüyorum ki gayet ciddisiniz ama bu benim için bir şey ifade etmiyor yani.
- Я ничего не вижу. Но боюсь, что Дельта Бурк и Майор Папа подадут на развод.
Burda hiçbirşey göremiyorum ama korkarım Delta Burke`le Major Dad boşanıyorlar.
Я вижу на твоём лице половину истории моей жизни, но я не уверена, что я хочу видеть это.
Yüzüne baktığımda hayatımın yarısını görebiliyorum. Ama hala yapmak istediklerim konusunda emin değilim.
- Может и старалась, но стараний я не вижу.
- İyiydi. - Özel bir yanı yoktu.
Я не из тех мужиков, что торопятся. Но я вылетаю в четыре из Логана, и я пока не вижу в окно никакого такси.
İşleri aceleye getirmeyi sevmem ama 4'te Logan'dan uçağım kalkıyor ve taksi henüz gelmedi.
Потому что я не уверен, поправь меня, если я ошибаюсь но думаю, я вижу сосок.
Emin değilim ve yanlışım varsa düzelt lütfen ama sanırım meme ucun görünüyor.
Ну, я не уверена но думаю, я вижу твой...
Emin değilim ama sanırım şeyini görüyorum...
Но она не единственная, кто нас опозорил, как я вижу.
Ama ailemizin adını lekeleyen bir tek o değil.
Эй, я не хочу вам докучать, господа-дамы, но, э-э, поскольку я вижу, что вы из шоу-биз, э-э, не знакомы ли, в этом случае, э-э... с Эдди Барклаем?
Çok büyük bir yetenek olduğumu söylemiyorum. Ama gösteri işinde olduğunuza göre tavsiye edebileceğiniz bir menajer var mı?
Я вижу, что вы похожи на него, но вы не...
Neye benzediğini biliyorum, ama sen...
И хоть я не часто его вижу, но когда мы вместе... это возрождает острое понимание... черезвычайной отстраненности... от остального человечества и мира в целом.
Onu çok görmesem de ne zaman onunla olsam bende insanlıktan ve genel olarak dünyadan bağlarını kopardığını ya da tamamen uzaklaştığı algısı keskin bir şekilde yeniden canlanıyor.
Но к сожалению, я не вижу в машине порошка!
Ne yazık ki ben deterjan görmüyorum.
Дa, но одного счастливого лица я не вижу.
- Evet, ama görmediğim bir tane gülen yüz var.
Я вижу, но это мне ни о чём не говорит.
Anlıyorum, ama bana bir şey ifade etmiyor.
Я их не вижу, но они там наверху.
Onları göremiyorum, ama yukarıda bir yerdeler.
Может быть, никто здесь этого не замечает, но я точно вижу.
Belki burada kimse göremiyor, ama emin ol ben görebiliyorum.
Я вижу, как тебя увлекает история братьев Манакис, но... не знаю... это все?
Manakis kardeşlerin öyküsünün seni bu kadar etkilemesini anlayabiliyorum, ama bu geçerli bir neden olabilir mi?
Я ничего не вижу, но- -
Hiçbir şey görünmüyor ama- -
Но знаешь они же не видят все то чудесное, что вижу я
Ama onlar benim gördüğüm mükemmelliği göremiyorlar.
Я никогда его ясно не вижу, но он похож на солдата.
Hiçbir zaman onu net olarak göremedim, ama esas duruşta bekleyen bir asker gibi görünüyor.
- Я вижу это, но не вполне понимаю.
- Görüyorum, anlam veremiyorum.
Теперь я вижу что мне нужно, но я не могу достичь этого одна.
Ne istediğimi biliyorum, ama tek başıma yapamam.
... вы за страховку просто не расплатитесь. Вам решать, но, знаете, я не вижу смысла.
- Bence sana kalmış, bunda ters bir yan göremiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]