English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Но я знаю

Но я знаю translate Turkish

29,792 parallel translation
Но я знаю, что это не так.
Ama ben öyle olmadığını biliyorum.
Но я знаю тебя с 10 лет.
Ama... seni on yaşından beri tanırım.
Я не знаю всего, что было у тебя в прошлом, но я знаю, что мой муж сделал свой выбор.
Senin geçmişinde olan her şeyi bilmiyorum, ama kocam kendi tercihlerini yaptı.
Здание-то подходит, но я знаю его владельца.
Binanın sahibi olan adamı tanıyorum.
Но я знаю, что вы с Фергюсом живете в лучшем мире без моего хаоса.
Ama biliyorum ki sen ve Fergus benden uzakta daha iyi bir dünyada yaşıyorsunuz.
Но я знаю, что вновь увижу тебя...
Ama biliyorum, karşılaşacağız yine
Знаю, малыш, это засада, но первым делом Бобу нужны все отчёты СПД, поэтому я застряну в офисе на всю ночь.
Kokuyor, tatlım, ama Bob ilk iş olarak tüm TPS raporlarını istiyor bu yüzden bütün gece ofiste işle boğuşuyor olacağım.
Я знаю, но иногда так кажется.
Biliyorum, bazen öyle hissediyorum ama.
Я научил его всему, что он знает, но не всему, что знаю сам.
Ona bildiği her şeyi ben öğrettim, ama kendi bildiğim her şeyi öğretmedim. Emin misin?
Но если после этого он готов обречь космонавтов на ещё худшую участь, то я его совершенно не знаю.
Ama bu yaptıklarından sonra, eğer o astronotların başına bunun gelmesine izin veriyorsa, o zaman onu hiç tanımıyormuşum.
Простите, я, я знаю, что это не моё дело, но...
Üzgünüm.
Но я не знаю, как.
Nasıl, bilmiyorum.
Я не знаю. Но это были не мы.
Bilmiyorum ama biz değildik.
Знаю, я должна была уже привыкнуть к этому, но на этот раз...
Biliyorum bunlara çoktan alışmış olmam gerekirdi, ama bu defa...
Убейте меня, отдайте Вашингтону на повешение, но я не знаю, о чём вы.
Ölümüne dövseniz de Washington'a astırsanız da... neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Но потом каким-то чудом... опять же, не знаю, как, я не смотрел тот фильм... что-то такое произошло, ясно?
Ama sonra bir şekilde, tekrar söylüyorum filmi izlemedim bir şey olmuş, tamam mı?
Я не знаю, догадался ли ты, но это я купил ее.
Fark ettin mi bilmiyorum ama o beşiği ben aldım.
Я знаю немного, но помогу, чем смогу.
Fazla bilmiyorum. Ama elimden geleni yaparsam sana yardım edeceğim.
- Я не знаю, но мы идём туда.
Bilmiyorum ama oraya gidiyoruz.
- Я знаю, но всё равно спасибо.
Biliyorum ama yine de sağol.
Знаю, мы живём в своём мирке в этом городе, но когда я смотрю на фото Лито и Эрнандо, я думаю : "Какой секс!"
Bu şehirde fanusta yaşıyor olsak da. Lito ve Hernando'nun resimlerine bakıyorum ve gördüğüm tek şey çok seksi oldukları.
Но я точно знаю, что я оптимист.
Ama her şey bir yana, ben bir iyimserim.
Но я не знаю номер.
Telefon numarasını bilmiyorum ama.
Но теперь уже не знаю, я слишком много повидала в мире.
Ama şimdi, bilemiyorum. Sanırım çok fazla şey gördüm.
Послушайте, если спросить, что я знаю в пику тому, во что верю, но мы унаследовали важные части ДНК от наших предков, и, как я предполагаю в моей книге, мы обрели от сенсориумов инсулу в переднем слое коры, которая отвечает за нашу способность к эмпатии.
Eğer bana neye inandığımı değil, ne bildiğimi sorarsanız, bize atalarımızdan önemli DNA parçaları miras kaldığını biliyorum ve kitabımda da belirttiğim gibi sensoriyum'dan kalanlar, ön korteksteki adacık ki, o da öyle alelade bir parça değil, o empati kapasitemiz için elzem.
Знаю. Но я должна это сделать.
Biliyorum, ama bunu yapmam lazım.
Конечно, ещё рано и это пока неизвестно, но я и так знаю.
Yani henüz öğrenmek için çok erken ama... Hissediyorum.
Я его знаю, но его зовут не Хак.
O adamı tanıyorum ama adı Huck değil.
Не знаю, почему мне должно быть стыдно за это, но я потеряла её почти сразу после того, как вы мне её подарили.
Bunun için neden utanıyorum, bilmiyorum ama siz verdikten hemen sonra onu kaybettim.
Я знаю, что это прозвучит, как безумие, но я чувствую, что понимаю тебя лучше, чем ты думаешь.
Bunun için üzgünüm ve kulağa saçma gelse de içimde seni anlayabileceğime dair bir his var. - Sandığından daha çok anlayabilirim. - Benden nefret ediyorsun.
Я знаю, мы не всегда были добры к тебе, но дело в том, что Линдси не подразумевала под этим ничего такого.
Sana karşı hiçbir zaman pek nazik olmadık. Ama Lindsay'in kötü bir niyeti yoktu. - Ne yaptığımızı bilmiyorduk.
- Да. Я знаю, ты занимаешься живой музыкой но разве ты не хочешь заработать денег?
Canlı müzik şeyini ve diğer işlerle uğraştığını biliyorum.
Я знаю, ты всегда хочешь знать правду, но... нет.
Her zaman gerçeği istediğini biliyorum ama... Ama ben istemiyorum.
Я не знаю, но он потерял вот это.
Bilmiyorum ama bunu giyiyordu.
Смурфетта, знаю, ты можешь это не осознавать, а я не всегда говорю об этом, но ты...
Şirine, son zamanlarda farketmemiş olabilirsin ben de sana bunu yeteri kadar söylememiş olabilirim.
Я знаю, мы такие разные, но твоя помощь нам бы не помешала.
Kendimize özgü farklılıklarımız olsa da yardımın gerçekten çok işimize yarardı.
Знаю, он так выглядит, но он раньше уже думал - я видел.
Öyle gibi görünüyor ama daha önce onu böyle görmüştüm.
Я не знаю, сколько Мансон тебе платит, но Canewood для начала даст тебе 5 штук.
Munson sana kaç para veriyor, bilmiyorum ama Canewood seni 5000 dolarla başlatır.
Не знаю, что внушил тебе Чарльз, но я не то, что ты думаешь, ясно?
Charles senin aklına neler soktu bilmiyorum ama düşündüğün gibi biri değilim, tamam mı?
Я знаю, что я простой учитель, но это должно что-то значить.
Ve ben sadece bir öğretmen olduğumu biliyorum. Ancak bu buralarda bir şeyler yapmaya değer.
Знаю, но потом я встретил Шерлока, все оказалось настолько просто...
Biliyorum ama sonra Sherlock'la tanıştım, öyle basitti ki...
Я знаю, что ты попытаешься найти меня, но у тебя ничего не выйдет.
Beni bulmaya çalışacağını biliyorum ama bu manasız olur.
Я знаю по крайней мере 58 техник, чтобы скорректировать почти бесконечное количество случайно сгенерированных возможностей и уменьшить его до наиболее вероятных развитий событий.
Şahsen tesadüfi olarak oluşturulmuş olasılıklardan oluşan görünüşte sonsuz bir yelpazeyi, en az sayıda makul değişkene indirgemeye dair 58 teknik biliyorum.
- Я знаю, но ты бы видела свое лицо!
- Yüzünü bir görseydin!
Я знаю, что вы, должно быть, это чувствуете, но я смогу помочь, только если вы полностью откроетесь мне.
Böyle hissettiğinin farkındayım fakat ancak kendini bana tamamen açarsan sana yardım edebilirim.
Моей семье сказали, что его потопили в бою, но я-то знаю, что видел.
Aileme, geminin savaşta battığını söylediler ama ben ne gördüğümü biliyordum.
Я знаю, что Мэри мертва, и что твоё сердце разбито. Но если Шерлок Холмс тоже умрёт, кто тогда будет рядом с тобой?
Mary'nin öldüğünü ve kalbinin kırıldığını biliyorum fakat Sherlock Holmes da ölürse, yanında kim kalacak?
Я знаю, что вам страшно, но вы должны гордиться.
Korktuğunu biliyorum, fakat gururlu olmalısın.
Слушай, я знаю, это трудно, и что это для тебя пытка. Но ты должен собраться.
Zor olduğunu biliyorum ve sana işkence ettiğini biliyorum ama kendini toplamalısın.
Дорогой Босс-молокосос, обычно я пишу немного. Но теперь я знаю, что записки - это важно.
Sevgili Patron Bebek... çok sık yazı yazmam... ama artık bildirilerin ne kadar önemli şeyler olduğunu biliyorum.
- Я знаю, но...
- Biliyorum ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]