English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Ben onun

Ben onun translate Russian

6,477 parallel translation
- Ben onun gibi değilim!
- Я не как она!
Ben onun büyük babasıyım.
Я её дедушка.
Ben onun küçük, yaralı prensesiyim.
Теперь я его маленькая сломанная принцесса.
Ben onun da büyükannesiyim, öyle bir şey demedim hiç.
Я и его бабушка тоже, и я никогда такого не говорила.
Sanırım ben onun yokluğunda acı çekiyorum.
Я думаю, что чувствую... боль от того, что его нет.
Ben onun gibi olmak istedim.
Я хотела быть такой же.
- Ben onun yaptığını sanmıyorum.
Да, я просто не уверен в том, что он убил ее.
Ben onun tarafındayım.
Я на его стороне.
Ben onun annesiyim.
Я её мать.
Ben onun nabzını kontrol etmek ulaştı.
Я забрался на верх, чтобы проверить его пульс.
Ben onun hatası olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что это его ошибка.
Ama dürüst olmak gerekirse, ben onun için kötü hissettim.
Но, честно говоря, я чувствовал себя плохо из-за него.
Dinle, ben onun power- - her şeyi yapmak departmanı istiyorum.
ресурсы, персонал, неважно - всё необходимое, чтобы вернуть этих девочек назад и закрыть дело.
Ben onun gırtlağını olacaktır.
Я полосну ей по горлу.
Gülerek eğleniyormuş gibi görünüyor ama ben onun gerçek gülüşünü bilirim.
Она смеётся, притворяясь, что ей весело, но я-то знаю, как она смеётся по-настоящему.
- Ben onun denetimcisiyim.
Я его куратор.
Hayır, ben onun ağabeyiyim.
Нет, мужик, я её, сука, брат.
Ben de onun için endişeleniyorum.
Я тоже о нем беспокоюсь.
Sonra eve gittim, kendimi temizledim ve erkenden koşuya çıktım. Böylece onun bedenini ilk ben keşfedebilirdim.
Потом пришёл домой, привёл себя в порядок и отправился на утреннюю пробежку, чтобы самому найти его тело.
Ben Franklin ve onun yaptıkları hakkında konuşmak yok, ve eski flörtün Betsy Ross hakkında.
Никаких сведений об обучении у Бена Франклина или об интрижке с Бетси Росс.
Ben de onun büyük hayranı falan değilim.
Я тоже не очень ее люблю.
Her şey onun suçlu olduğunu gösterirken sen ona sadık kaldın, ve ben de kendime neden diye sorup durdum.
Ты осталась на его стороне не смотря на все, в чем его обвинили, и я продолжала задаваться вопросом почему.
Onun ben olmadığımı nereden anladın?
Откуда ты знал, что это не я?
Ben Yarımada'dayken, üstelik kitaplarınızı da kaybetmiştim onun için de çok özür diliyorum.
Но когда я был на Пиренеях, после того, как потерял ваши книги, о чем я крайне сожалею,
Sen bu şekilde davranırken, ben yeni arkadaşım için mor elbisemi giyeceğim ve onun nişanlısıymışım gibi davranacağım.
А я тем временем, наряжусь в свое красивое фиолетовое платье и пойду притворяться невестой своего нового друга.
Ben de onun sayesinde oldum diyebiliriz.
He sort of made me possible.
Onun icabına ben bakarım.
Того я возьму на себя.
Ben küçük yaştayken onu kaybettik ama onun hakkında hiç konuşmuyorum.
Он умер еще в моей юности, но я... Я никогда не говорю о нем.
Seni onun sevdiği kadar sevecektim. Seviyorum da. Ama ben o değilim ve sen bir şekilde bunu anladın, değil mi?
Чтобы любить тебя так же сильно, как она, и я люблю, но я – не она, и ты как-то это почувствовал, ведь так?
- Ben üstlenmeye çalıştım ama o başta olduğundan bu yana, onun olduğuna ısrar ettiler.
Я пытался взять вину на себя, но они настояли, чтобы это была она, так как она была за главного.
Onun başına gelen en iyi şeyim ben.
Я - лучшее, что с ним когда-либо случалось.
Ben o birkaç çekim var söyleyebilirim, onun eklemleri bakılırsa. Eh.
Судя по костяшкам его пальцев, я бы сказал, что он отбивался.
Ben o senin bir arkadaşım oldu tahmin ediyorum , onun kostüm bakılırsa?
Судя по его костюму, полагаю, он был вашим другом?
Evet, ben, öyle düşünüyorum ve sonra onun iş arkadaşları kullanılan mürettebatın geri kalanı olarak.
Да, полагаю так, и он привлёк своих сотрудников, остальных членов бригады.
O zaman bir çağrı, ben... Onun kamyon vinç kablosu sıkışmıştır.
Поэтому когда он был на вызове, я заклинил трос лебёдки его грузовика.
Onun yerinde olsam ben de onu kimsenin almasına izin veremezdim.
Я тоже никому не позволил бы забрать у меня Анну.
- Ben de onun gibi olmak istiyorum ve burada yapabileceğimi duydum.
Я тоже этого хочу. И, если верить слухам, это место - то, что мне нужно.
bu benim ve onun arasında ve ben bunu ona hatırlatacağım.
Это наши с ним разборки, и я ему об этом напомню.
Ben anlaşmayı imzalarsam, onun işi biter ve Katrina'yı yardımcım olarak tekrar işe alırım.
Я подписываю соглашение, и с ним покончено. И я снова сделаю Катрину своим помощником.
Onun yaptığı gibi ben de seni terketmeyeceğim.
Я не собираюсь оставлять тебя как она.
Onun kalbini de ben söküp yemek istiyorum.
Я хочу вырезать его сердце и съесть.
Hera onun eğitimini daha fazla erteleyemeyeceğime beni ikna etti o yüzden ben de onu eğittim ya da bunu denediğimi düşündüm.
Ей нужна помощь. И нам. Мы пытаемся бороться с Империей, но нас берут числом, качеством, и мы несем потери.
Eğer onun yerinde ben olsaydım, aynı şeyi yapacağını umut ediyorum.
Если бы на его месте был я, хотелось бы надеяться, что ты сделаешь то же самое для меня.
Ben bir saat sonra yaklaşık yarım onun kontrol gitmeye karar verdi, ve
Я решила проведать её где-то через полчаса :
Onun kapalı, ve ben söyledim Peki, onu çekti evimden defolup için. Sen ne yaptın?
- Что вы сделали?
Onun kuralları, senin partini iptal ediyor ama ben olaya dahil değilim, ben sadece film yaparım.
Её правила отменяют твои вечеринки, но я ни при чём, я просто снимаю фильмы.
Ben de öyle, ama onun yardımına ihtiyaçları var.
- Как и мне, но им нужна его помощь.
... ve dedim ki, "Ben Norman, onun kostümcüsüyüm."
"Я — Норман, его костюмер".
Çocukluk battaniyesini örmek için haftalar harcayanın ben olduğumu öğrendiğinde onun kalbini bilen kişi de ben oldum. Bunun da anlamı düğünü iptal etmesinin sebebi de ben oldum! Şimdi ne yapacağım?
Когда Джош узнал, что это я все те недели воссоздавала его детское одеяло, он понял, что я одна знаю его сердце, и это значит, что он отменил свадьбу из-за меня!
Adı Steve ve balondan insan yapıyor. Onun olayı da bu. Steve kalıyor ama ben mi gidiyorum?
Его зовут Стив и он делает воздушные шары в виде людей.
Bir tek benimle konuşuyordu burada. - Ben de konuşuyordum onun.
Я имею в виду, я действительно только человек, которого она когда-либо говорили здесь.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]