Doğrusu translate Russian
4,615 parallel translation
Doğrusu bu.
Это правильно, это...
Daha doğrusu stüdyo dairemden.
Но если уж по правде, то из квартирки.
Daha doğrusu, Dünya Diyarı'na.
На Земляндию.
Doğrusu cevap vermemesine sinirleniyordum. Surat asıyordu.
И я начал злиться, потому что она не отвечала.
- Doğrusu en sevdiğim kravat oldu.
C нeдaвниx пop этo мoй любимый гaлcтук.
Doğrusu geçen sene çok para kazandım.
Дело в том, в прошлом году я неплохо заработал.
Doğrusu pembe olanı sevdim.
Если честно, мне очень нравится розовый.
Doğrusu "Amiş."
Амишей.
Mali riski paylaşman en doğrusu.
Будет справедливо, если ты разделишь финансовый риск.
Meksikalılarla işimizin nasıl gideceğini de gezgini salsam ne olacağını da bilemem doğrusu.
Честно, не могу сказать, что знаю, как бы всё повернулось с мексиканцами или если бы я дал уйти тому бродяге.
Geziyordum dedim ama daha doğrusu, iterek onu gezdiriyordum.
Я говорю "ехал", но этот хлам опять сломался, и я его толкал.
Daha doğrusu beş mesaj ama sadece birinciyi okuyabiliyorum.
Точнее, пять, но сумел прочесть только первую.
Doğrusu, siyah kıyafet giyip, gözlük taktığı için yüzünü açıkça göremedim.
на нём были очки.
Korkunçlar daha doğrusu.
В смысле, ужасные.
Bana göre değildi doğrusu.
По-чесноку, у меня другое художественное видение.
Doğrusu 30'larının ortalarını geçen ;
Вообще-то я жалкий одинокий лузер почти сорока лет.
- Doğrusu Kefalonya'da.
В Кефалонии, вообще-то.
- Doğrusu ağladım da.
- Вообще-то я плакал.
Ama doğrusu "Terbiyeli kadınlar kırk yılda bir tarihe geçer." olacak.
"хорошо себя женщины редко делают историю"?
Doğrusu "Cahpri" sanırım. Oranın insanları böyle söylüyormuş.
Я считаю, что это "Cahpri." Вот как говорят местные жители, в любом случае.
Doğrusu epey yaklaşmışsın.
Если честно, это не так далеко от правды.
Doğrusu, istek ondan geldi, ben de birlikte iyi sohbet ettiğimizi düşündüm.
Если честно, она сама меня попросила, а мы всегда с ней приятно беседовали.
Daha doğrusu, mutsuz evli kadınları göster, fark etmez.
Или даже так. Женщин, которые несчастливы в браке.
- Ya da daha doğrusu bardaklar!
- Или, вернее, стаканы.
Daha doğrusu, ün için can alıyordu.
Точнее, убивал, чтобы стать знаменитым.
Gururum okşandı doğrusu.
Я очень тронут.
Çok garip bir konuşma oldu doğrusu. Birkaç ay önce işini bırakmış, ve geçen hafta vefat etmiş.
Это был очень неловкий разговор, потому что пару месяцев назад она отошла от дел и умерла на прошлой неделе.
Doğrusu, ben ölecek gibiyim.
Я так за них переживаю.
Doğrusu, bu haftada yaşadıklarımız iki hafta yaşamışız gibi hissettirdi.
Честно говоря, за неделю мы так много сделали, что кажется, будто прошло две.
Doğrusu... Ahım şahım bir kaptan değilim.
Правда в том, что у меня нет определенных капитанских навыков.
Doğrusu Arlene'in gelmesine şaşırdım.
Откровенно говоря, я удивлен, что Арлин тут.
Daha doğrusu manyetizma.
Точнее, магнетизм.
Neden bunu yaptığını anlayamıyorum doğrusu.
Не понимаю, зачем ты это делаешь
Bana neden inanmadığını anlamıyorum doğrusu.
Не понимаю, почему ты не веришь мне?
Ve doğrusu ben de.
Честно говоря, я тоже.
Hayır, doğrusu kimsenin senin kadar sarhoş olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что хоть кто-нибудь напился до такой степени, как ты.
- Doğrusu kulağa hepinizin senin...
- Серьёзно, похоже, вам действтиельно нужно...
Mantıklı olmayabilir ama doğrusu bu.
Ну, может и не логично, но это правда.
Biliyorsun, dostum, eğer ben olsaydım, hadi neyse, ama daha doğrusu nasıl yapılır bilmiyorum
Понимаешь, приятель, если бы это был только я, это было бы одно, но я не знаю, как лучше это сделать
- Hayır, doğrusu lanet terapi durumu seni yeniden diriltti ve buraya geldin bu eğlenceli gün gürültülü de oldu... - İnanıImazsın.
- Ты потрясающий.
Çocuk kitabı daha doğrusu.
Детская книга.
Bay Hamund mevzusundaki rolümü bu tayfa affetmeye, en azından unutmaya hazır olsa da mevzunun asıl unsurunun sen olduğunu bildikleri için affetmeye, daha doğrusu unutmaya pek meyilli değiller.
Выглядит так, что команда готова простить или хотя-бы забыть мою часть в ситуации с Мистером Хамундом, они знают, что именно ты была основной силой за этим, и они меньше хотят простить или забыть это, в твоём случае.
Ama doğrusu bunların hiçbirisi için savaşmıyorsun.
Но правда в том, что это ничего из этого.
İşin doğrusu, Confidental dergisi için çalışıyorum ve bir hikayeyi araştırmak üzere buradayım.
Вообще-то я работаю на журнал "Confidential" проверяю одну историю.
Benden çok senin gururun için sordum doğrusu boşver.
Ну, если честно, это больше для моей гордыни.
Doğrusu, peşinde olduğumuz şüpheliler, Krayler.
На самом деле, мы спускаемся в канализацию за братьями Крэй.
Doğrusu tam zamanında gidiyorsun.
Если честно, Я думаю, ты уходишь как раз вовремя.
Biliyor musunuz bana gruptan biriyle sevgili olmanın kötü bir şey olduğunu söylemişlerdi ama doğrusu müziğimizi pek etkilediğini düşünmüyorum, sizce de öyle değil mi?
Знаете, мне говорили, что встречаться с кем-то из группы нехорошо, но, если честно, это на наш звук не влияет.
Doğrusu bu tutar gerçekten benim maaşım kadar.
Ну, вообще-то, мой чек именно такой.
- Onlardan da az yaşamadım doğrusu.
Тоже случались.
Doğrusu şu ki gözümün önünde bizim lehimize, bizimle beraber çalışmasını yeğlerim.
- Тогда нам нужно поверить, что она может быть полезной.
doğrusu bu 47
doğrusunu söylemek gerekirse 71
doğrusunu istersen 63
doğrusunu isterseniz 22
doğrusu şu ki 17
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğrusunu söylemek gerekirse 71
doğrusunu istersen 63
doğrusunu isterseniz 22
doğrusu şu ki 17
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121