O da doğru translate Russian
357 parallel translation
Evet, o da doğru ya.
Тогда конечно.
O da doğru.
Вот это правда.
O da doğru.
Да, это нечто.
Şu olasılığı düşündün mü? - O da doğru.
- А ты не думал о возможности...
Yani o da doğru kişi değil.
Снова не то.
Bu doğru. Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum.
Если кто и заслужил это, то именно вы.
- O zaman da iki kat kuşkulandın. - Doğru.
- И подозрения выросли?
Biliyorsun Thomas J. Doyle'dan o kadar hoşlanmasam da gördüklerimizin mahrem şeyler olduğunu söylemekle doğru bir noktaya işaret ettiğini düşünüyorum.
Как бы мне ни хотелось признавать правоту Томаса Дойла, но он справедливо сказал, что то, что там происходит - это личная жизнь.
- O da doğru ya.
- Да.
Deriyi soyduğunuzda, üç tabakayı da, "kas" a ulaşırsınız organları bir yana ayırın, kemiğe doğru ulaşın, o zaman ne yaparsınız?
Потом доходим до кожи, потом до мяса органов, до костей, знаешь, как это бывает, порой? Нет.
O da ilk otobüse atladı ve senin hastane yatağına doğru koşuyor.
поэтому он первым же автобусом помчался к вашей постели.
Doğru ya da yanlış herkesin birer aziz olma şansı olmadığına göre belli ki ben o aziz olamayacaklardan biriyim.
Прав я или не прав, но я думаю, не все могут стать святым. Должны быть люди, которые этого не хотят, и я среди них.
Eh, bu o kadar da doğru değil Bay McMurphy.
Думаю, что вы не правы, мистер МакМэрфи.
- Ya da o tepede kal. - Doğru.
- Или оставаться наверху горы.
O anda, gördüklerinizi unutmamalı ve doğru olarak kağıda geçirmelisiniz.
После нужно вспомнить увиденное и в точности перенести на бумагу.
Dün gece rüyamda Tanrı'nın zenci olduğunu gördüm tam o anda Marcaillou da Cennet'e doğru yola çıkmıştı.
Я сегодня видела сон, как бог решил стать негром, когда Маркаю предстал перед ним.
O da doğru.
Правда также, что...
Sonra minik bebeği korumaya doğru atıyor. O da yakalamaya çalışıyor.
Потом она швыряет малыша охраннику который конечно же пытается его поймать.
Zavallı beynine biraz oksijen gönder. O da biraz mutlu olsun. Bu doğru kararları vermene yardımcı olur.
Дай кислороду добраться до твоих мозгов, чтобы они лучше работали и помогали тебе принимать верные решения.
O doğru zaman da ve doğru kişi ile olmak zorunda.
Мы должны отвести его в правильное место с правильным человеком.
Doğru. Dr Crusher o olasılığı zaten eledi. Buna yol açabilecek kaç tıp dışı güç ya da madde var?
Верно, и доктор Крашер уже исключила его из списка... сколько сил или веществ немедицинского характера могут вызвать этот рисунок?
El yapımı tabanca. Kancayı geriye doğru çekersin, o da mermiyi fırlatır.
¬ зводишь курок, ѕоворачиваетс € барабан, вылетает пулька.
O kaosun ortasında tek duyabildiğim, silah seslerinin oluşturduğu fırtınaydı. Ve aldığım tek koku da, havadaki şiddetin kokusuydu. Geriye dönüp baktığımda o anda düşüncelerimin çok açık ve doğru olduğunu görüp şaşırıyorum.
В хаосе того дня, когда всё, что я могла слышать - это выстрелы и всё, что я могла чувствовать - это запах насилия в воздухе, я оглядываюсь назад и порожаюсь насколько чисты и невозмутимы были мои мысли
Sen buraya doğru konuşuyorsun... ve o da dediklerini tekrar ediyor.
Говоришь туда, а оно повторяет то, что ты сказал.
O zaman doğru düzgün oynayın ya da Westport Restonranındaki "Boynuzunla Uçur Beni" şovuna geri dönersiniz.
Делайте, как вам говорят, иначе вернетесь в свой захудалый театр!
Artık rüyalarına giriyordu. Onun hayaliyle yaşıyordu. Ben eve dönerken o da gemiye binip Londra'ya doğru yola çıktı....... "Charles Urban" markalı makineyi satın alacaktı.
Так что в то время, как я поехал домой, он отправился на корабле в Лондон, чтобь купить камеру "Виоскоп 300".
Ah, doğru, ama gelmeleri birkaç dakika alacaktır. O zaman da çok geç olabilir.
О, верно, но до их прибытия должно пройти несколько минут, а к этому времени может оказаться уже слишком поздно.
Ama sen de hepimiz gibi bir sabah uyandığında kusursuz göğüslerin karnına doğru sarkmaya başladığında... ve kalçaların da devasa olduğunda... işte o zaman anlayacaksın, o zaman ne olacak dersin?
Но в один прекрасный момент ты увидишь, что грудь у тебя отвисла,... а твоя упругая задница стала дряблой. И что тогда? Что?
O gece saat 9 : 09'da ek sefer yapmakta olan kalabalık tren, başkente doğru karanlığın içinde hızla ilerliyordu.
В 21-09 той ночью переполненный добавочный поезд следовал к столице стремясь сквозь темноту.
Yani, bana da kesinlikle doğru gibi gelmedi. Güzeldi, o başka.
Ну я уж точно не чувствовала себя хорошо, как надо, понимаешь?
Onun için doğru Henry Higgins'i bulursan, o da balo için çabucak hazırlanır.
Подыщи ей нужного Генри Хиггинса, и вскоре наша золушка будет готова к балу.
Bir kızın gece o saatte dışarıda olması doğru mu?
Это нормально для девушки? Что бы не быть дома так поздно вечером?
... olarak doğru olabilir, ama bundan daha doğru bir şey vardı, o da müvekkilimin bir cesetten ve tam olarak yerinden bahsetmiş olması. Doğru mu?
-... и сказал точно, как все было.
Eğer doğru müttefikler beraber çalışırsa, konu o kadar da imkansız olmayabilir.
Если бы союзники объединились, эта задача была бы осуществима.
Bu mümkün ama o zaman komşunuz Bayan Lazo da hatırlamıyor ve başka bir komşu Bay Ervin de hafızasını kaybetmiş, bütün bölgede bir tek sen doğru...
Что ж, возможно, но значит и ваша соседка сеньора сеньора Лаззо об этом забыла. И другой ваш сосед, сеньор Ирвин, тоже страдает потерей памяти. Из всей округи только вы всё помните.
Doğru muyum? O da polislere ödeme yapacak ve biz de arabamızı alacağız.
Он отстегнёт полиции, и машина найдётся.
Doğru. Ben öyle hatırlıyorum. Tam da o sıralar Robert ve Joanne küçük bir evde oturuyorlardı ve...
Ну, это было тогда, потому что в это время у Роберта с Джоанной был маленький дом...
Yarattığı kararsız girdap o cebin içine doğru genişleyebilir ve hatta daha da geniş bir oyuk açabilir.
Неустойчивая воронка, которая при этом образуется, позволит расширить этот карман и создаст большую пещеру.
Daha sonra da çarpıştılar. Ve o kızıl saçlı kadın... başka bir arabaya doğru koşuyordu.
И эта рыжая женщина побежала к машинам.
Doğru ya, o da asılıyordu.
Верно, он клеился к ней.
O ağaçtaki el izine doğru çekilirler, sonra da sıcak ateşe.
Они касаются отпечатка руки на дереве, потом загорается огонь.
Sekiz Topu. O kız Danver'da değil ve adı da Robin değil doğru mu?
Шарик, она живет не в Данвере и ее зовут не Робин, верно?
Güç merkezine doğru gidiyor. O da neydi?
Он направляется к энергосистеме единой.
Ancak bu pek de doğru değildi. Çünkü bunu sorun ettiğimden haberi yoktu. O bana da sahipti.
Но в этом он немного лукавил, потому что ещё у него был я.
Lambayı bize doğru tuttu. Geçici olarak dikkatim dağıldı ve o da kaçtı.
Я на секунду растерялся, и он сбежал.
- Doğru ama gördüğüm kadarıyla oldukça akıllısın ve komiksin yeterince ateşlisin. Ve arkadaşlarının çoğu da etrafında olmaktan hoşlanıyordur herhalde. Tabii o küçük ağzınla ukalalık etmediğin zamanlarda- -
- Правда, но из того, что я вижу, ты довольно умна... и остроумна... и внешность у тебя что надо, и мне кажется, что большинству твоих друзей нравится быть с тобой... большую часть времени, когда ты не язвишь своим маленьким ртом...
Özür dilerim. Belki doğru ya da hoş bir hareket değil ama o kişiden ne kadar hoşlanırsam hoşlanayım onla olmazdım.
Извини, я... я знаю, что это не политкорректно и вообще не очень хорошо, но я бы не стал этого делать, неважно, насколько бы мне нравился этот парень.
Belki, o da doğru olduğunu düşündüğü için olamaz mı?
Позовите, если вам что-то потребуется.
Siz bunu okuduğunuzda o Avrupa'ya doğru yola çıkmış olacak eminim orada da yıkacak yeni duvarlar ve yerlerine oturtacak yeni fikirler bulacaktır.
Когда статья появится в печати, Кэтрин будет на пути в Европу. А там найдутся стены, что она сокрушит, и идеи, которые она вдохнёт в людей.
Ya o kadar çıldıracaktın ki ; doğru düzgün bir cümle kuramayacaktın ya da söylediğin her şey bir delinin ağzından çıkıyormuş gibi olacaktı.
Ты так разбит, что не можешь связать и предложения или все, что ты говоришь, звучит как бред сумасшедшего.
Doğru adamı bulduğunuzu sanırsınız, ama sonra onda çok yanlış bulursunuz, o da sizde çok yanlış bulur ve her şey biter.
Думаешь, что нашла своего мужчину, потом видишь, сколько в нём минусов а он видит, сколько минусов в тебе и в результате всё разваливается.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da iyi 30
o da burada 16
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da iyi 30
o da burada 16
o da dedi ki 42
o da beni seviyor 25
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da beni seviyor 25
o da nesi 25
o da bana 49
o da 410
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16