English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / O da var

O da var translate Russian

1,922 parallel translation
Evet, o da var.
Да, и это тоже.
Başka işlerimin arasında o da var tabii.
Да, помимо прочего, я могу быть уверен,..
Burs da kazanmıştım, o da var. "
Ну и ещё программа по обмену.
O da var tabii, bunu kabul ediyorum.
Признаюсь, что это забавная привилегия выгодна
O da var tabii.
Возможно.
O da var biraz.
и такое тоже бывало.
O kadar çok Yahudi bayramı var ki Wikipedia'da bile bulamıyorum.
Так много еврейских праздников, я не Википедия, чтобы их все помнить.
Ben de o da eşcinsel değiliz, bekârız ve bebeğimiz var.
Не геи, одиноки и у нас есть ребенок.
Benim yanımda nakit taşımamamın bir sebebi var. Ve bu da o.
Существует причина, по которой я не ношу наличных денег.
Çünkü akrabalarıyla ve sevdikleriyle aynı transfer sorununu yaşayan üç ayrı pro bono müvekkilim var. Şayet suçlamayı sanığa yükleyen ve kefalet duruşmalarından sıyrılan sistematik bir çaban olduğunu kanıtlarsam,... o zaman milyonlarla ifade edilecek tazminatlardan konuşmaya başlarız- - daha da önemlisi,... bu davada adını özel olarak veririm.
Потому, что у меня есть несколько благодарных клиентов, которые пострадали от таких же перемещений родственников и близких, и я смогу доказать систематические попытки уклонения от предъявлений обвинений и внесения залога, и тогда мы говорим об ущербе в размере миллионов.
Hugo da bir şekilde Vegas olayını öğrenmiş ve o da gelmek istiyor. Daha da kötüsü var.
Дальше - хуже.
O tarafta da var. Solda.
Там, слева, их еще больше!
Ne o Tuncer? Senin odanda da mı var bu zillerden?
Тунджер, небось и в твоём кабинете такой же звонок стоит?
Kutsal Kâse'yi verebileceğim tek bir kişi var o da beni bu dünyaya çağıran yeni efendimden başkası değildir.
в верности которому клялся.
Belki o aklının geri kalanından geçer mi bilmem ama burada bir gazete yönetiyorum ve dışarıda yazılacak haberler var.
Это что, в остатках твоего мозга, промелькнула мысль, что у меня тут газета? Что у нас есть такая вещь, как новости?
Eğer baldız olacaksak bilmen gereken bir şey var o da kibarlık ve düşkünlük arasında kalın bir çizginin olduğu. Ve ben bunu hiç karıştırmam.
Раз я собираюсь сделать тебя своей невесткой, ты должна знать, что между любезностью и слабостью очень тонкая черта, и я никогда не перехожу ее.
Francoeur'u bu durumdan kurtarabilecek tek bir kişi var o da şu an New York'ta.
Есть только один человек, который мог бы спасти Франкура, но он сейчас в Нью-Йорке.
Biraz dinlenmeye ihtiyacı var. O da seni görmeyi çok istiyor ama sonra.
Отдыхает, но тоже страшно хочет повидаться.
Tek bir yol var o da binanın altından gidiyor.
Под магазином есть только один проход.
Bayan Lonnigan'ın aniden aramızdan ayrılmasından yararlanmaktan bahsetmiyorum ama itiraf edilmesi gereken bir şey var ki o da, tatlı tontonun iyi bir hayatı olduğu ve gerçek şu ki, birçok insanın istediğinden çok yaşadı.
Мне не хотелось бы пользоваться ситуацией со столь скоропостижной смертью миссис Лонниган, но мы должны признать, что она прожила хорошую и долгую жизнь. На самом деле, куда более долгую, чем большинство мечтает. "
Bir tek Tito var, onu da o kadar kuzeye gönderemem.
Тут только Тито, но я не могу его так далеко посылать.
Ama sevgi de var dünyadan fışkıran kaynak suyu gibi. Birincisi insan sevgisi, ikinci olansa kutsal ve kaynağı yukarıda. Kocanın eşine olan sevgisi İsa'nın kiliseye olan sevgisi gibidir ve o hayatını eşine adar.
Но есть и любовь... бьющий из-под земли. и источник ее находится свыше. и быть готовым отдать за нее свою жизнь.
Hayır, çünkü polis olmanın o kadar da zor olduğunu düşünmüyorum. Daha çok kaynağınız var. Diğer taraftan da ödül avcısı olmak var.
Быть копом не так уж тяжко, до фига ресурсов, а вот охотник - это другая история.
Şu şey vardı, cüce var ya. O da oradaydı.
Объявление на всю страницу.
Herifin bir adı var ve onu elektrikli sandalyeye oturttuğumuzda diğer herkes gibi o da altına sıçacak.
У этого парня есть имя, и он обделается так же как все, когда мы посадим его на электрический стул.
O da bir Haki İzci arkadaşımız ve yardımımıza ihtiyacı var.
Он наш товарищ, Хаки Скаут. И ему нужна наша помощь.
Ya sen ya da aptal kardeşin benim silahımı aldı ve benim o silaha ihtiyacım var.
Ћибо ты, либо твой друг долбоЄб вз € ли мой ебаный пистолет, он мне нужен обратно.
O zaman ne var da satıyorsun ulan?
А нафига тогда продаёшь?
Hayır, bayım. Bugün çalışan sadece bir elemanımız var, o da çok meşgul.
Нет, сэр, у нас сегодня только один человек работает и он очень занят.
O zaman da kahvaltI servisi var.
И тогда будет готов завтрак.
Ama o anda bu kutsallığı hissettim her ne kadar bu tanımı yapmayı biz seçmiş olsak da bu kutsallık kuşkusuz nehirlerde, göllerde ve dağlarda var olduğu kadar betonlar ve taksiler içerisinde de varlığını sürdürüyor.
Но в тот момент я почувствовал, что божественность если можно этому дать такое определение обитает здесь, среди бетона и такси также, как и в реках, озерах и горах
- Ben de 20'lik var. - O da olur.
- У меня двадцатка.
- O da var.
Но сегодня ты рискнул и не прогадал.
Maliyeye bildirilmeyen tüm o bahşişler var ya, onlar da yasa dışı.
- и? - И премия в конверте! А вот это точно незаконно!
Bu insanların o kadar kötü ne yanı var da onlardan haberimin olmasını istemedin?
Что такого ужасного в этих людях, если ты даже не хотела, чтобы я узнала о них?
Sadece bir usta var, O da Chen Jia tapınağının ustası.
Здесь только один мастер. Мастер Чен Чань Син
Yoksa o da mı var?
Или он у тебя тоже есть?
Son derece geveze bir memur var ama bir o kadar da yararlı oluyor.
Это ужасно болтливые представители власти, без которых, тем не менее, невозможно обойтись.
Elimizde taze O.J., hindistancevizi suyu biraz da Mango Guava zamazingosu var.
У нас есть свежевыжатый апельсиновый сок, кокосовая вода, что-то вроде сока манго или гуавы.
Diyabetim var. İki tane hak eden biri varsa o da benim.
У меня - диабет, поэтому мне положены две порции.
Hayır ama olay şu ki, o listedeki bir çok adamın da torunları var.
Нет, но дело в том, что у большинства этих мужчин из списка тоже есть внуки.
Çünkü burada yalnızca bir tane gerçek doktor var ve o da kobay faresi olmaya gönüllü olduğunu hatırlamıyor.
Вы будете кормить очереди, пока оно становится реальным. .
Bakın aranızda o çemberin ne işe yaradığını anlayan tek bir adam var., Hani şu, küçük fileli olan yer var ya O da Connor.
А пока единственный кто, кажется, понимает, для чего та круглая фиговина к которой прицеплена сетка, это Коннор.
Tanya'da esrarlı çörek var, o yüzden belki sizinle paylaşabilir.
- А я принесла наркотики.
Tanıdığım tek kız var, o da Joe. Peki ya ben?
А я как же?
Bizim bölümdeki öbür satışçı var ya, o da bütün gün kitap okur. Ben de gelmiş trende milleti sıkboğaz ediyorum.
Знаешь, в моем отделе есть один агент он весь день читает, а я вынужден здесь в поезде толкаться.
Ama bildiğim tek şey var o da telefon kayıtlarına bakmamız gerektiği.
Я просто знаю, что нам надо увидеть записи телефонных звонков.
Onun tek bir planı var o da beni daha aşağıya çekmek.
Если что и надо привести в порядок, так это ее планы, как уничтожить меня.
Tanrılar bizi korusun! Sadece bir tanrı var Sör Davos o da yalnızca kendisine hizmet edenleri korur.
Да хранят нас боги. кто ему служит.
Bu gece kapıya konulacak bir kişi var, o da sensin.
Единственный человек, которого я пошлю сегодня к чертям — это ты.
Sana o adamlar hakkında da bir çift lafım var. Bu adamlar hakkında.
И ещё я хотела сказать тебе об этих парнях... об этих парнях.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]