Seninle konuşmak istedim Çeviri İspanyolca
550 parallel translation
Seninle konuşmak istedim de.
Bien. Justo quería hablar contigo.
Seninle konuşmak istedim. Mahsuru var mı?
Quería hablar contigo. ¿ Te importa?
Sevgili Bark, bütün gün seni düşündüm ve hayatımda hiç olmadığı kadar seninle konuşmak istedim.
Querido Bark. Llevo todo el día pensando en ti y deseando hablar contigo.
- Evet, Patricia. Seninle konuşmak istedim.
Sí, Patricia, quiero hablar contigo.
Bütün gün seninle konuşmak istedim, Julie.
Todo el día he querido hablar contigo, Julie.
Sana ulaşmak istiyordum. Seninle konuşmak istedim.
Quería comunicarme contigo, hablarte.
Seninle konuşmak istedim, çünkü dürüst olacağını biliyorum.
Quería hablar con Vd. porque sé que es sincero conmigo.
Seninle konuşmak istedim.
Me alegro de que vinieras Quería hablarte
Seninle konuşmak istedim.
Quería hablar contigo.
İmzalamadan önce seninle konuşmak istedim.
Solo quería hablarte antes que la firmaras.
Sadece seninle konuşmak istedim
Sólo quería hablar contigo.
Sadece seninle konuşmak istedim.
Siéntese. Quiero que hablemos.
Seninle konuşmak istedim.
Quería hablar con usted.
Dün gece hakkında seninle konuşmak istedim.
Quería hablar contigo de anoche.
- Seninle konuşmak istedim.
- Quería hablar con usted.
- Seninle konuşmak istedim.
Christian, te he estado buscando.
Sana doğruyu söylemek gerekirse Ichi, seninle konuşmak istedim...
A decir verdad, Ichi, quería hablar contigo...
Seninle konuşmak istedim.
Me gustaría hablar con Usted Señor.
Geçen gece seninle konuşmak istedim, ama kapın...
Quería decírtelo anoche, antes de que fueras a tu habitación.
Seninle konuşmak istedim. Evi görmeden önce.
Quería hablar contigo... antes de que volvieras... a casa.
Adamlardan önce seninle konuşmak istedim.
Quería hablar con usted antes de hablar con los hombres.
Kararımı vermeden önce seninle konuşmak istedim.
Porque antes quería hablar... con usted.
Bu yüzden gelip seninle konuşmak istedim.
Por eso pensé que debía venir a hablar contigo.
Kolumbo, seninle konuşmak istedim, bir başkasıyla değil. Tamam, efendim.
Columbo quería hablar con usted.
O yüzden seninle konuşmak istedim.
Por eso quería hablar contigo.
Bir Renoir veya Matisse tablosu gibiydin. Bu yüzden seninle konuşmak istedim.
Es como un Renoir o un Matisse y es por eso que quería hablarte.
Seninle konuşmak istedim.
- Quería hablarte.
Seninle konuşmak istedim... ama benden kaçtığını anlıyorum.
Me hubiera gustado hablar contigo... pero ya veo que no quieres.
Sadece seninle konuşmak istedim.
Quería hablar contigo.
- Seninle konuşmak istedim.
- Prefiero hablar contigo.
Dinle Amy, seninle konuşmak istedim...
Amy, quiero hablar contigo...
Görünüşe göre sinemayla ilgileniyorsun. Ben de yapımcı olduğum için, seninle konuşmak istedim.
Parece ser que le interesa el cine.
- Ben sadece seninle konuşmak istedim.
- Pues sólo quería charlar contigo.
Seninle konuşmak istedim.
¡ Worf! Deseo hablar contigo.
Sadece bunu seninle konuşmak istedim.
Sólo quería hablarte sobre eso
- Seninle konuşmak istedim sadece.
Solo quería, ya sabes, hablar contigo...
Şef, seninle konuşmak istedim.
- O'Brien. Quería hablar con usted.
- Seninle iş konuşmak istedim.
- Vine a hablar de negocios con Ud.
Seninle Kimura hakkında konuşmak istedim.
Dirijo la fábrica Marubishi. Encantado de conocerte. Oh, ¿ Usted es el director de la fábrica?
Ben de seninle bu konuyu konuşmak istedim.
De eso quería hablarte.
Seninle o yanımızda yokken konuşmak istedim.
Pensé que teníamos que hablar sin ella cerca.
- Evet, ama seninle konuşmak istedim. Dışarı çıkabilir miyiz?
Sí, pero quería hablar contigo.
- Seninle konuşmak istedim.
- Quería hablar con Ud.
Aslında, George, seninle diğer aslan hakkında konuşmak istedim.
En realidad, George, venía a hablarte de otro león.
Seninle bunu konuşmak istedim.
De eso quería hablarte.
Seninle bir konuda konuşmak istedim.
Fredrik, tengo que decirte una cosa.
Seninle onun hakkında konuşmak istedim.
Quería hablarle de ella.
Peal'in ofisinden çıktıktan sonra seninle masadaki bardak altı hakkında konuşmak istedim
Traté de decírtelo cuando dejamos la oficina de Peale. El portavasos. - ¿ Portavasos?
Barry, seninle cenaze töreninde konuşmak istedim.
Barry, quería hablarte en el funeral.
- Seninle konusmak istedim sadece.
Solo quería, ya sabes, hablar contigo...
Seni iş yerinde böyle rahatsız ettiğim için özür dilerim ama seninle özel olarak konuşmak istedim.
Siento molestarte en la oficina, pero quería hablarte en privado.
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle konuşmak istemiyorum 39
seninle konuşmak güzeldi 57
seninle konuşmak istiyor 100
seninle konuşmak istiyordum 23
seninle konuşmak istiyoruz 30
istedim 74
istedim ki 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
seninle konuşmak istemiyorum 39
seninle konuşmak güzeldi 57
seninle konuşmak istiyor 100
seninle konuşmak istiyordum 23
seninle konuşmak istiyoruz 30
istedim 74
istedim ki 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95