English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / O da dedi ki

O da dedi ki Çeviri Fransızca

234 parallel translation
O da dedi ki buraya gelip bizim çeteyle kavga edeceklermiş ama ayağı fena halde kırık bir adamları varmış ve bundan dolayı da yapamamışlar.
Il m'a dit qu'ils viendront affronter notre gang, mais qu'un des leurs s'est cassé la jambe, et qu'il aurait aussi été empoisonné.
Sonra oturmazmısın dedim,... o da dedi ki...
"Voulez-vous vous asseoir?"
O da dedi ki, " Dene de, yarın seni öldüreyim.
Il a dit "Essayez! Et demain je vous tue!"
O da dedi ki : "Şey... daha kötüsünü yapamazsınız."
Et il a dit : "Vous pouvez pas faire pire."
Ve O da dedi ki...
Et elle a dit...
O da dedi ki " Beni işyerinde meşgul etme.
Alors lui : Pas de ça ici!
O da dedi ki "Kapa çeneni şişko."
La ferme, la grosse! Qu'il dit.
O da dedi ki "Sana mektup yazarım."
Je t'écrirai. Qu'il dit.
O da dedi ki "New York Times'a bir ilan verip... " seni bilgilendiririm. "
Je mettrai une annonce dans le New York Times.
O da dedi ki "Bana şu budala gözlerinle bakma... " yoksa onları düzeltmek için kafanı kırmam gerekecek. "
Et ne me regarde pas comme ça, qu'il dit... sinon je vais te faire voir!
O da dedi ki : "Onu görmedim" fakat elbisesini hemen eve getirmemi istedi, acilen.
Il a dit : "Moi, je l'ai pas vu, mais il a dit qu'on le porte chez lui, et vite."
Ve ben "Ne?" dedim. Ve o da dedi ki,
J'ai dit : "Quoi?" Il m'a dit :
"Alo, Tanya" dedim. O da dedi ki,
J'ai dit : "Allô, Tanya."
O da dedi ki Adam epey çetin ceviz çıktı.
Et il dit... Il est plutôt susceptible ce type, tu sais.
O da dedi ki...
Et il dit...
O da dedi ki ofisime gidelim çünkü henüz açılmamış bir şişe şampanyam var ve -
Alors elle nous a dit : "Allons à mon bureau, il y a une bouteille de champagne, et..."
O da dedi ki : Hayvanlardan birini vurdum.
Xi dit alors : " J'ai eu l'un de ces animaux.
Ona neler olduğunu sordum. - O da dedi ki... - Beyler içeriye.
A l'intérieur, les gars.
O da dedi ki : " Evlat, korkacak bir şey yok.
Il me dit : " C'est des grandes gueules.
O da dedi ki, "Kasabada bıraktım." Bende dedim ki, "Şimdi ne yapacağız?"
Il a dit :'Il est resté en ville.'J'ai dit :'On fait quoi?
O da dedi ki, " Ne yapacağımızı söyleyeceğim.
Il répond : 'Je vais te dire ce qu'on va faire.
O da dedi ki " Ben de.
Elle me dit : " Moi aussi.
Ben de ona programı gösterdim, o da dedi ki :
Je lui montre les tarifs. Il fait :
O da dedi ki : "Ah, ben bir kısmını anneme veriyorum, onu kendimden uzak tutmak için."
Il répond : "J'en donne à ma mère pour qu'elle me foute la paix."
Evet, onu yatıştırmağa çalışıyordum, ve dedim ki, "kimsiniz?" O da dedi ki, "Lydia Corman."
- J'essayais de la calmer. J'ai demandé qui c'était et elle a dit "Lydia Corman".
O da dedi ki : "Ben zenci avukat istemem. Yahudi birini isterim."
Il m'a dit merde, je veux pas d'un Noir, je veux un juif!
O da hayır dedi, tabii ki.
Il a dit non, bien sûr. J'ai dit :
Sonra Jo dedi ki insan değil, yer ismiymiş ve o da çıktı.
Puis Jo parle d'une "chapelle". Elle part également.
Babam benim de dansçı olduğumu söyledi o da gülerek dedi ki :
Papa lui a dit que je dansais aussi.
O da bana dedi ki'Peki neden çekiniyorsun öpmeye'
Elle dit : Embrasse-la alors!
O da bana dedi ki'Bırak dalga geçmeyi'
And she says : Yeah, man You're just kidding me
O da bana dedi ki'Peki neden oynamıyorsun onlarla'
And she says yeah, man Why don t you play with it?
O da bana dedi ki'Neden çıkarmıyorsun'
And she says : Yeah, man Why don t you take it off?
O da bana dedi ki'Neden çıkarmıyorsun'
And she says : Yeah, man Why don t you slip it off?
O da bana dedi ki'Haklısın, ne saçma bir film'
And she says : Yeah, man it s a stupid movie
O da "tabii ki" dedi. Ben de "Merak ediyorum, fabrikanın yeri neresi olacak?" diye sordum.
Il a dit : "D'accord." Et je lui ai demandé où elle serait.
O da bana dedi ki :
Et il me répond :
Williams dedi ki, bu binadan sonra Milwaukee'de başka bir iş varmış. O binanın da hafriyat kontratını da benimle yapabilirlermiş.
D'après Williams, après Milwaukee, il y a un immeuble à Detroit pour lequel j'aurais peut-être le contrat pour le creusement.
Anna dedi ki o burada kalacakmış ama profesör yarın sabah arabayla yola çıkacakmış. Bir iki gün sonra o da kocasının yanına gidecekmiş.
Il y va demain en voiture et Anna restera à Paris encore un jour ou deux.
O da bana dedi ki : "Daha kötüsü de olabilirdi, neyse ki yaralanan olmadı."
Ce qui compte, c'est qu'il n'y ait pas de blessés.
O da dedi ki...
Et elle a dit :
O da dedi ki, " Tabii, elbette.
Il dit : " Certainement!
Annemin yayımcısı dedi ki, benim ilk romanımı da o basacakmış.
L'éditeur de ma mère me l'a promis.
Sen dersen ki, şöyle böyle vazife bizimdir. Biz icabına bakarız. " dedi. Yo, bu vazife bana düşer dersen, o da senin bileceğin iş.
Soit nous lui infligeons son châtiment, soit c'est toi qui t'en charges.
O da, "ama ben çorap giymem ki" dedi!
Je lui ai dit que ses bas plissaient.
O ne bekledi sanıyorsun geri gelip "mendil istesin" diye mi. Tabii ki, hayır. Elindeki beyaz kağıda baktı ve "daha iyi olabilir" dedi.
" Chère Mlle DiPesto, bienvenue dans le Train du Crime de J.B. Harland.
O da benim yanıma diz çöktü. O beni alnımdan öptü ve dedi ki : "Seni sevmiyorum, ama sana sadık kalacağım".
Elle s'agenouilla près de moi... me baisa le front et me dit :
O zaman, ne konuştuklarını da duydun. Evet, adam dedi ki :
- Ils se sont dit quelque chose?
Sonra da bir tanesi dedi ki, büyük isyan gününde o çiftlikteki bütün hippilerin kıtır kıtır doğranmasıyla bizzat kendisi ilgilenecekmiş.
Puis il a dit que le jour du grand chambardement il veillerait personnellement à liquider tous ces hippies.
Ben Alexandra'ya olayı anlatmak için telefon ettiğimde, o da aynı şeyi söyledi. Dedi ki : " Neden bunu yaptın?
J'ai appelé Alexandra, et elle a dit la même chose :
Üstelik, Şerif dedi ki burada sadece kavgadan bulunuyoruz ve o da nefsi müdafaaydı.
Et puis le Shériff nous a dit qu'on était là pour la bagarre, c'était de la légitime défense.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]