O da ne Çeviri Fransızca
13,387 parallel translation
O da ne?
Qu'est-ce que c'est?
O da ne?
Vous pouvez préciser?
- O da ne?
Une quoi?
O da ne?
C'est quoi ça?
O da ne?
Qu'est-ce?
Olduğundan daha iyi biri olmak istediğini anlıyorum ve o noktaya ulaşmasında senin çok da faydalı olacağını düşünmüyorum.
Je vois qu'il veut être plus que ce qu'il est, et je ne pense pas que vous feriez bien pour l'aider à y arriver.
Dr. Sarkisian'ın kartı boynunda asılı değil, Dr. Weller'ın da, o zaman...
Le Dr Sarkisian ne s'étrangle pas avec le cordon autour de son cou comme le Dr Weller, donc...
- Merida? - Kardeşlerimi bırakın yoksa o mavilerin yanına bir de siyah da koyarım.
Laissez mes frères partir, à moins que tu ne veuilles finir aussi noir que bleu.
Harika olmasını da beklemiyordum, o yüzden çok daha harika oluyor.
Et je ne m'attendais pas à ce qui il soit super, ce qui le rends encore plus super.
Ne var ki Alex o kadar da kurnaz değildi.
Au final, ce n'était pas compliqué.
Hapishaneler uyuşturucu kaynar ama Sly'ın çevresi o kadar geniş değil kimle iletişim kuracağınız bilmez ve kurmaya çalışırsa da olasılıkla dayak yer.
Eh bien les prisons sont pleines de narcotiques, mais Sly ne sait pas qui contacter dans la prison ; et il se ferait surement repéré s'il le faisait.
Bunu o da biliyor.
Cette maladie qui ne l'empêche pas de quitter son lit montre la force de mon frère.
O zaman genç Odda da altına etmezdi.
Le jeune Odda ne se serait pas chier dessus.
O zamandan beri kontrolü ne kadar geri kazanmaya çalışsam da o kadar başarısız oluyorum.
Depuis ça, le plus dur je me battais pour reprendre le contrôle, le moins, il en restait.
O kadar da kötü olamaz.
Ça ne peut pas être si terrible. Il a peut-être la colique.
Ona Hukuk Fakültesi'ne gittiğimi söyledim ve o da gitmediğimi öğrendi.
Je lui ai dit que j'étais en fac de droit, et elle a découvert que c'était faux.
Harvey'nin tarafını tutmuyorum. Ama o toplantıda yaptığın şey yanlıştı.
Je ne prends pas la défense d'Harvey, mais ce que tu as fait lors de cette réunion n'étais pas bien.
O kadar da üzülme.
Oh, ne le prends pas mal.
Gidip ondan önce oturmalıyım ve o gidene kadar da kalkmamalıyım.
Je vais m'assoir avant elle et ne pas bouger jusqu'à son départ.
Hayatta sahip olduğumuz tek zaman doğduğumuz zaman o da elimizde olmadan ilerliyor.
La seule machine à remonter le temps que nous ayons dans notre vie est celle dans laquelle nous sommes nés, et elle ne va que vers l'avant.
O zaman ne şanslıyım ki, müvekkillerim Japon ve Dolar da Yen karşısında değer kaybetti.
Heureusement pour moi, mon client est Japonais le dollar a baissé par rapport au yen.
O zaman aklı başında olmayan birine git, çünkü bu yalancı p.ç ismini kapıda görene kadar durmayacak.
Alors va voir quelqu'un qui n'est pas de son avis, car ce connard de menteur ne va pas s'arrêter tant que son nom ne sera pas sur le mur.
O da gitmemeli.
Il ne devrait pas y aller non plus.
O da cevap vermiyor.
Il ne répond pas.
Bu da o yapmadı demek mi oluyor yani?
Et d'une manière ou d'une autre tout cela fait qu'il ne l'a pas tué?
Ne kadar karmaşık olursa da o kadar zorlu ve heyecanlı oluyor.
Plus il est complexe, plus c'est exigeant et très excitant.
O zaman limitsiz kaynakları olduğunu da biliyorsun. ... ve birden fazla cephede savaşamam.
Alors tu sais qu'il a des ressources illimitées, et je ne peux pas faire une guerre sur plusieurs fronts.
Her iki durumda da üçüncü dünya savaşını başlatmadan önce o bilgisayarda ne olduğunu bilmeliyim Müdür Vance.
Dans tous les cas, je dois savoir ce qu'il y a sur cet ordinateur, Directeur, avant qu'ils nous poussent jusqu'au cou dans la 3ème guerre mondiale
O yüzden böyle otur, çöreginin tadini çikart ve Carly'e "lütfen" ya da "tesekkür ederim" den baska bir sey dedigini duyarsam, seni erkekler tuvaletine götürür ve agzini sabunla yikarim.
Tu ne mouftes pas, tu dégustes ton muffin, et si je t'entends dire autre chose que "s'il-te-plaît" ou "Merci" à Carly, je te traîne dans les toilettes des hommes et je te lave la bouche avec du savon.
Şarküteri bölümündekileri parmağı kopmuş gibi yapıp kahkahalara boğmasını izlemeye bayılırdım. Ya da bir portakal piramidinden portakal çekerdi ama nasıl oluyorsa o piramit dağılmazdı.
Je le regardais faire éclater de rire les gens de la charcuterie en leur faisant faire croire qu'il perdait un doigt, ou il enlevait une orange de la pyramide et je ne sais pas comment mais elle ne tombait pas.
Yani ortağın o kadar da kötü biri olmayabilir.
Alors il semble que votre partenaire ne soit pas si mauvais après tout.
Malvado'nun yapabildiği şey bu sanmıştım, ama o kadar da emin değilim sanırım.
Je pensais savoir ce dont Malvado était capable, mais je ne suis plus certaine.
O da çalıştı.
Si le DOE sait ce qui est arrivé à ton père, pourquoi ne pas aller leur demander?
O masalda korsanlar Iolani Sarayı'na saldırıyorlardı ve değerli olan ne varsa çalıyorlardı, Manoa Vadisi tablosu da dahil.
Dedans, l'orage des pirates "Ionali Palace" Et ils volent tout ce qui est de valeur, y compris une peinture de la vallée de Manoa
Geriye tek bir kadın kaldı o da Los Angeles'ta.
Il ne reste qu'une seule chance. et elle est à Los Angeles.
O kadar da heyecanlanma.
Ne te prends pas la tête.
O da son safhada rahim kanseri olan birinin acı çekmesini istemezdi.
Il ne voudrait pas qu'une personne en phase terminale d'un cancer ait trop à soufrir.
Ben dava açmak istemiyorum.O da öyle. Hiç kimse istemiyor ama asıl sormamız gereken dava açmak zorunda kaldığımız değil midir?
Je ne veux pas poursuivre, il ne veut pas non plus, personne ne veut, mais la vraie question est ne devons-nous pas poursuivre?
Bence o gece babam NZT etkisi altındaydı. Nereden geldiğini çözebilirsem belki ona ne olduğunu da çözebilirim.
Je pense que mon père était sous NZT cette nuit-là, et si j'arrive à découvrir d'où ça vient, peut-être que je peux découvrir ce qui lui est arrivé.
2009'da, motora ilk bindiğimde Casey'nin onunla nasıl o kadar hızlı gittiğine inanamadım.
Quand je suis monté sur la moto, en 2009, je ne comprenais pas comment Casey pouvait aller aussi vite.
Söz veriyorum, Senin ya da Dash'in ya da Arthur'un tekrar o süt banyosuna bağlanmanıza izin vermem.
Je te promets que je ne te laisserai pas ou Dash ou Arthur être rattachés au bain de lait.
Bak, durum o kadar da kötü olmayabilir.
Ce ne sera pas si mal.
Sonrasında da evden çıkmasına izin vermedim. O da okul balosu mu neydi ona gidemedi.
Et ensuite j'ai du le punir, et il a manqué son bal de promo, ou je ne sais quoi.
Bildiğim tek şey varsa o da kardeşimin bunu bana yapmayacağıdır. Böyle yalan söylemez. Yapmadığım bir şey için de suçlanmamı istemez.
Et s'il y a quelque chose que je sais, c'est que Lizzie ne me laisserais pas mentir de la sorte et me laisser punir pour quelque chose que je n'ai pas fait.
- Yüzleş korkularınla - Yıldızlar o kadar da sıcak değil
- ♪ Affrontes tes peurs ♪ - ♪ Les étoiles ne sont pas si chaudes ♪
O kadar da emin olma.
Ne soit pas si sûr.
Sen kendine ne kadar inanırsan onlar da o kadar inanır.
Plus tu croiras en toi plus ils le feront aussi.
Bu gece kamyonu soymaya o da bizimle gelecekti ama birkaç saat öncesinde aradı ve gelemeyeceğini söyledi.
Il devait venir braquer le camion avec nous la nuit dernière, mais il a appelé quelques heures avant pour dire qu'il ne pouvait pas le faire.
Ama müdür bunu almasını istemedi ve o da aldı.
Mais le directeur ne voulait pas qu'il l'ai, mais il l'a eu.
Birçok egzersiz ile farkedeceksiniz ki Kanadaca konuşmak o kadar da zor değil. Hatta, bizim alfabemizle sizinki epey yakın.
À force de pratique, vous allez vous rendre compte que parler canadien n'est pas si difficile et qu'en réalité, nos alphabets ne sont pas si différents.
Karman ödülü için jürinin karar vermesi aylar sürecektir o yüzden bir başlangıç sermayesine ihtiyacım var ki bu da başka bir iş almam gerekecek demek, yani burada olmayabilirim.
Le prix Karman, euh, ne sera pas attribué avant des mois, j'ai besoin d'un capital de départ, ce qui veut dire que je devrai prendre d'autres jobs, donc je pourrais ne pas être là.
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da nesi 25
o da ne öyle 27
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da nedir 79
o da nesi 25
o da ne öyle 27
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da yok 16
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16